Tugay Kerimoğlu, beIN Sports Haber'de yayınlanan maç sonu programında Galatasaray'ın Hatayspor'a 3-0 kaybettiği mücadeleyi yorumladı.
Tugay Kerimoğlu, beIN Sports Haber'de yayınlanan maç sonu programında Galatasaray'ın Hatayspor'a 3-0 kaybettiği mücadeleyi yorumladı.
Milli takım dönüşleri her zaman problemli olmuştur. Kovidler, sakatlıklar, şu bu ama 11 oyuncu sahaya çıkıyorsanız o 11 hazır olacak. Çok fazla eksiğin olduğu maçta yokluktan Gedson Fernandes'i düşünmesi, performansıyla yüzde 100 etkili değil. O bölgeye de alışık değil.
Galatasaray çok etkili değildi. Sadece 1 tane Falcao'nun kafa vuruşu vardı. Galatasaray'ın alışık olduğumuz oyunu pas trafiğini rakip sahada yapmak ve sonuca gitmek. Bundan da uzaktı. Hatayspor ise oyunu doğru oynadı ve karşılığında 3 puanı aldı. Galatasaray'da performanslar bireysel olarak değerlendirilmeli ve ele alınmalı ayrıca.
Ozornwafor demek ki Galatasaray'da istenen bir oyuncu kimliği değil. O zaman neden Galatasaray bu transferi yaptı? Kulübede miydi, kulübedeydi. Bu oyunda bile düşünülmeyip, herhangi bir şekilde tercih olarak istenmiyorsa bazı şeylerin arkasında bir şey aramamak gerekir. Galatasaray, ilk 45 dakikada stoper problemini çözemedi. Hatay da bunu değerlendirdi zaten.
Hatay'a kaybedebilirsiniz. Bir Alanya gibi oynayabilir mi Galatasaray diye bekledim. Hatay hücumda etkili zaten. Bu kadar eksikle bekleyerek ve Onyekuru ile kontratağa giderek, bir oyun kimliği üzerinden kurgulanmalıydı. O yoktu. Onyekuru'yu kullanarak bir etkinlik görebilirdik. Bu oyun anlayışından uzak, kendi oyununu da sahaya yansıtamayan bir Galatasaray var. Pozisyonlardaki eksiklerden vazgeçtim. Hataylı oyuncular topu aldığında Galatasaraylı oyuncular rahatsız bile etmedi. Mesafeler çok genişti. Problemlerden biri buydu.
Ne kadar eksik olursanız olun isminizin büyüklüğüyle saha içinde mücadele etmeniz gerekir. Bundan uzak olursanız sonuç kaçınılmaz olur.
Bir şeylerin karşılığını alamıyorsanız sistem üzerinde değişiklik yapabilirsiniz. Bugün Taylan yok.
Öne doğru gelelim. Mustafa Muhammed'e bakalım. İlk geldiği haftalar ile bugün arasında fark var. Bu etkisizlik nereden kaynaklanıyor biliyor musunuz? Çünkü, orta alandaki oyuncular çok fazla dikine oynamıyor. Kanatları da doğru kullanamazsınız, oyunu da domine edemezsiniz ve bunun karşılığını alamazsınız.
Bireysel olarak eleştirmek istemiyorum ama kim, nerede hizmet ediyorsa önce yüzde yüzüyle savaşmak zorunda. Maç böyle kazanılır.
İsim vereyim o zaman biri Ömer Bayram'dır. Bundan önce kaprisleri vardı. Bazen yapmış olduğunuz kaprisler nedeniyle performans alamıyorsunuz. Karşınıza da böyle bir performans çıkıyor. Bu şansı vermeyeceksin. Sen profesyonel bir futbolcusun. Kaprisin olamaz. Çıkarken tepki veriyor. Tepkiyi takım arkadaşına değil teknik ekibe veriyorsun. Neymiş, oynatılmıyormuş da sonradan giriyormuş. Öyle bir düşünce tarzı yok. Yüzde yüz hazırsan zaten onu hissettirirsin saha içerisinde. Değilsen de o güçsüzlüğün fazlasıyla ortaya çıkar.
Şampiyonluğa oynadığınız bir senede bu kadar problemler de varken tatil beldesi olarak Dubai'yi mi tercih edersiniz, yoksa tesisleri mi? Ne kadar cezalı olursan ol, ne kadar sakat olursan ol. Benim tarzım o değil. Benim tarzım İstanbul dışına çıkmak değildir. Yapabileceğim çalışmayı yaparım. Tabii ki haklarıdır, farklı bir lig oluyor, yoruluyorlar, ona da bir saygısızlığım yok ama cezalı da olsanız gittiğiniz bir yerde virüse yakalanma ihtimaliniz var. Döndüğünüz maçta oynamama ihtimaliniz var. Bunu bir oyuncu düşünmek zorunda.
Galatasaray iki tane kredisini kaybetti. Bu saatten sonra o vardı, bu yoktu değil tamamen şampiyonluk mentalitesinin sahada yüzde yüz etkili olmak zorunda, hangi oyuncu oynayacaksa. Bir şeylerin mazereti kalmadı. 9 maç kaldı. Nasıl 8 puanlardan gelip şampiyon olduysanız, bazı şeylerin karşılığını fedakarlık olarak vermeniz lazım. Son 9 maçta yüzde yüzünüzü vermelisiniz. Oyuncu grubu nasıl düşünür, psikolojik sorunları nedir, ne yaşar, ne eder bilemem. 9 maçlık periyotta her şey değişebilir. Ancak büyük takımlar 9 puan öndeyse çok fazla hata yapmazlar.