Erman Toroğlu: Fatih Terim başkanlığa oynar

G.Sarayda bir grup, başkanlık için Abdurrahim Albayrak; diğer grup da Burak Elmas ismini öne atıyor. Camiadaki papazlar, hırsız olmayan başkanlarını tenkit ederek sonunda hasta yaptılar. Şimdi de timsah gözyaşları döküyorlar. Bence Fatih Terim başkan olsun...

Fatih Terim, Trabzon mağlubiyetinden sonra kendisine bana göre çanak bir soru yönelttirdi. Soru da hazır, cevap da hazırdı. Soru şuydu: "Galatasaray'ın bu sezon başarısız olduğunu düşünüyor musunuz? Size göre başarısızlık varsa bunun en önemli iki sebebi sizce nelerdir?" Terim de, "Sebep A benim. Sebep B Fatih Terim" karşılığını verdi. Bu al gülüm ver gülümün sonrası şu: Önümüzdeki yıl eğer Fatih Terim, Galatasaray Teknik Direktörü olarak devam ederse; Ali Koç da Fenerbahçe'de başkan olarak devam ederse, ki devam edecek. Hangisi başarısız olursa veya ikisi de başarısız olursa sonları olacaktır.

Bu danışıklı dövüşten sonra ben Fatih'in Galatasaray'da teknik direktörlük yapacağını tahmin etmiyorum. Neden? Galatasaray belki de ne kupa 1'e ne 2'ye gidecek. Para olarak da Galatasaray'ın durumu ortada. Maddi olarak Galatasaray'ı daha kötü günler bekleyecek. Düşünün geçen yıl Şampiyonlar Ligi parası gelmesine rağmen Diagne ile Falcao'ya verilen parayı düşünün ve karşılığı 'SIFIR'. Peki Fatih Terim'in kafasında ne var? Falcı değilim ama Terim'in kafasında Galatasaray Başkanlığı olduğunu tahmin ediyorum. Bir grup "Abdurrahim Albayrak" diyor, diğerleri Faruk Süren'in damadı "Burak Elmas" diyor. Diyorlar da bu diyenlerin hepsi şunu da diyor: "Başkanımız hasta. Şu anda böyle bir şeyin konuşulması yanlış. Ancak başkanımız bırakırsa biz böyle şeyleri düşünebiliriz." Vay anasını sayın seyirciler...

Galatasaray camiasındaki papazlar, hırsız olmayan başkanları tenkit ederek sonunda hasta yaptılar. Hayrettir şimdi de timsah gözyaşları döküyorlar. Şimdi gelelim esas kısma Fatih Terim başkanlığa oynayacak ama kararsız. Bence olsun mu? Olsun. Çünkü Türkiye'de benim hatırladığım Faruk Özak, Atay Aktuğ ve Özkan Sümer olmak üzere futbolculuktan gelen 3 tane başkan var. Üçü de Trabzonspor'da başkanlık yaptı. İnşallah Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın başına da futboldan isimler gelir, mantıklı işler yaparlar. Bunlar benim naçizane görüşüm. Bekleyeceğiz ve göreceğiz. Çünkü Galatasaray'da rüzgarlar çok değişik yerlerden eser. Papazlar çoktur. Bazen de insanları arkadan havuza iterler, sonra da "Vah vah" derler. O da başka bir konu. Bir fıkra var bildiğim ama basın ahlak yasasına uymadığı için yazamıyorum.


ÇOK UYANIKSIN CÜNEYT ÇAKIR!
Sörloth'un pozisyonunda önce aut kararı veriyorsun. VAR çağırıyor, penaltı diyorsun. Feghouli'ye sarı çıkarıyorsun, VAR çağırınca kırmızıya dönüyor. Çakır diyor ki: Bunları ben vermedim, VAR verdi.
Şu anda Türkiye'de maddi olarak iyi idare edilen, bir de kötü idare edilen kulüpler var. Başakşehir kurulduğundan bugüne kadar doğru idare edildi. Neden? Çünkü şirket. Zarar ederlerse adamların evlerine, arabalarına haciz gelir. Diğer dernek statüsünde idare edilenlerde hırsızlık yapmak serbest. çal götür hesap soran yok. Bunu niye yazıyorum? Başakşehir'in kadrosu geniş ama bir savaşı kazanmak için hava kuvvetleri yeterli değil. Gidip uçakla bombalarsın alacağın yeri. Ancak piyadeyi sokup orayı alamazsan uçakla bombalasan da yalan olur. Futbolda da uçak masa başıdır. Yani perdenin arka tarafı. Sahada oynayanlar da piyade. Başakşehir, özellikle bu sene hem piyadede başarılı gidiyor hem de hava kuvvetlerinde.

Türkiye'de bazı şeylere inanmıyorum. Bunu net söyleyebilirim. Mesela Futbol Federasyonu'nun en önemli yerleri Disiplin, Tahkim ve MHK'dır. Tahkim ve Disiplin Kurulları'na inanmıyorum ve güvenmiyorum. MHK'nın başkanı Zekeriya'ya güveniyorum ama yanındaki Oğuz Sarvan'a güvenmiyorum ve inanmıyorum. Bu kadar basit. Niye derseniz? Yaşanan olaylardan dolayı bunu söyleyebiliyorum. Türkçe'de güzel bir atasözü var, "El elin eşeğini ıslık çalarak ararmış." Kendi göbek bağını kendin keseceksin. Trabzon kendi elindeki fırsatı Başakşehir'e kaptırdı. Antalya-Başakşehir maçının bilmem kaçınçı dakikasında alman futbolcu Podolski sakatlanıyor. Halbuki ceza alanı içinde yere düşse, kendi takımı biraz nefes alsa maç 0-0 ve Başakşehir'e direnebilirler.

Podolski seke seke aut çizgisinden dışarı çıkıyor, yere yatıyor, bir elinde su şişesi... Uzanmış, zannediyorsunuz ki Kleopatra deniz kenarında su içiyor. Adamın umurunda değil. Bunların hepsi paralı askerler, lejyonerler. Bunlar bir yere kadar savaşırlar, fazla bir şey beklemeyin. Cüneyt Çakır, Trabzonspor maçında birinci penaltı pozisyonu oluyor, aut veriyor. Bence verdiği karar doğru. Sörloth sağ ayağıyla topa vuruyor, top net bir biçimde auta gidiyor. O sırada arkadan gelen Donk ile çarpışıyor. Daha sonra VAR çağırıyor, pozisyon penaltıya dönüyor. Yani kararı VAR veriyor. Sonra Feghouli'nin kırmızı kart olayı var. Futbolcuya sarı veriyor, VAR yine çağırıyor, kırmızıya dönüyor. Cüneyt Çakır çok uyanık. Yani şunu söylüyor kamuoyuna: "Bunları ben vermedim, VAR verdi." O zaman VAR idare etsin maçı. Sizin işiniz ne! Bunlar cin olmadan şeytan olan gruplardır, dikkatinize.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.