Terim pes etmez

Fatih Terim, inatçı ve savaşmayı seven bir insan. Son kararı ailesiyle birlikte verecektir. Fakat Terim’in yaşı teknik adamlık yapma konusunda çok müsait.

Fatih Terim'in koronavirüs testinin pozitif çıkması Terim'in ve G.Saray'ın geleceğini nasıl etkiler?

Öncelikle Fatih Terim'e geçmiş olsun diliyorum. Terim, zihinsel olarak inatçı ve savaşmayı seven bir insan. Tedavisi olumlu sonuçlanır ve normal hayata dönerse, teknik adamlığa devam edip etmeme konusunda kararı ailesi verecektir. Bütün dünyayı evine hapseden koronavirüs, bence insanların yaşamını bir daha gözden geçirmesine neden olacaktır. Terim de radikal bir karar alarak artık sahalarda olmamayı tercih edebilir. Sonuçta G.Saray, Fatih Terim gibi bir değerini teknik adam olarak olmasa da yönetici olarak kullanabilir. Fakat doğmamış çocuğa don biçmeyelim; iyileştikten sonra, 'teknik adamlığa devam etmek istiyorum' derse G.Saray kapıları kendisine ardına kadar açık olur. Çünkü Terim'in yaşı teknik adamlık yapma konusunda çok müsait. Ama bırakırsa kendisinin işaret edeceği bir isim G.Saray'ın başına geçmelidir. Çünkü Terim'in G.Saray'da oluşturduğu bir futbol anlayışı vardır. Ancak bunu devam ettirecek isimler G.Saray'a hoca olabilir.

Ligler başladığında genel olarak futbolcularda nasıl bir psikoloji hakim olur?

Türkiye'deki yabancıların virüs tehdidi kalktıktan sonra yapacakları ilk iş, ülkelerindeki ailelerini görmek olacaktır. Hatta dünyanın en önemli futbol yıldızları bile virüsten psikolojik olarak olumsuz etkilenip futbol hayatlarına son verebilir. Öncelikli temenni tüm dünyanın kırmızı görüntüden kurtulup yeşil bir görüntüye geçmesidir. Eğer, aşı konusunda çaba sarf edenler ilaç da üretmeyi başarırsa bu sadece kitlelere değil tüm spor dünyasına da ciddi bir moral olur.

Bu sezon ligler nasıl tamamlanmalı?

Ligler tamamlansın demek çok doğru bir yorum değil. Bunu düşünenleri 'Koyun can derdinde, kasap et derdinde' atasözüne benzetiyorum. Öncelikli hedef, sağlıklı ortamın yeniden hayata geçmesidir. Zaten sağlık olmadan bırakın futbol oynamayı, sokağa bile çıkamazsınız. Nitekim Türkiye'deki sağduyulu insanlar, devletin 'evde kal' çağrısına uymaya devam ediyor. Maalesef kafası basmayan bir grup azınlık virüsle dans etmeyi marifet sanıyorlar. Bu azınlık, kendilerini düşünmese bile başkalarına zarar vermeye devam ediyor. Sağlıklı ortam yeniden oluşur ve spor dünyası da kapılarını açarsa ligler bitirilebilir. Süper Lig, 3 günde bir oynanacak maçlarla 4 haftada tamamlanabilir. Fakat, sağlık şartları uzun süre spor dünyasının kapılarını açmasına izin vermezse; UEFA ve FIFA, planlama işine girebilir. Örneğin Şampiyonlar Ligi ve UEFA maçları tarafsız sahada tek maç olabilir. Yeni sezon başlamadan önce bitmeyen sezon tamamlanabilir. Dünya Kupası grup eleme maçları sürerken; hazırlık maçları için ayrılan süreler de kaldırılabilir. Bu ortaya koyduğum plan ve programın hayata geçebilmesi için koronavirüs tehdidinin tamamen ortadan kalkması ya da kontrol altına alınması gerekir.

F.Bahçe ve G.Saray'da görülen vakalar ile spor camiası birleşti. Gelecek sezonlarda takımlar arasındaki soğuk havayı giderir mi?

Önlenemeyen virüs gösterdi ki; artık bu dünyada kavgaya yer yok. Türkiye'de de başta büyük kulüpler olmak üzere herkesin kol kola gireceğini, dostluk mesajları vereceğini ve başarının her şey olmadığını düşüneceklerine inanıyorum. Yöneticilerin söylemlerinde daha barışçıl sözler kullanacaklarına ve birbirlerini destekleyeceğini düşünüyorum. Virüs, dünyada yeni bir çağın başlangıcı olacaktır. Sadece spor dünyası değil, sanat ve siyaset dünyası ile ülkeler kavgalardan uzak davranacaktır. Koronavirüs, çok can yaktı ama insanları kenetlendirdi. Yeni çağda ülkelerin birinci görevi güçlü sağlık sistemi kurmak üzerine olacaktır.

Hali hazırda takımların zaten mali sıkıntısı vardı. Liglerin durmasıyla tehlike arttı, gelecek sezonlara ne şekilde yansır?

Koronavirüs, sadece kulüplerin değil tüm ülkelerin ekonomik yapılarına ciddi bir hasar verecektir. Avrupa'da birçok takım, futbolcuların ücretinde indirim yapmasını talep ediyor. Türkiye'de de kulüplerin özellikle yabancı oyunculardan böyle talepleri olacaktır. Olması da doğaldır. UEFA'nın ve FIFA'nın bu konuya el atacağına inanıyorum. Dünyada hayatın durduğu bir yerde, ekonominin zor şartlarda ayakta kaldığı dönemde, UEFA ve FIFA'nın oyuncuların yanında olacağını düşünmüyorum. Yeni sezonda Türkiye'de birçok kulüp, küçülüp daha az maliyetli yabancı oyuncuları tercih edecektir. Özellikle genç ve yetenekli Türk oyuncuların daha fazla sahne alacağını düşünüyorum. Örneğin G.Saray, Falcao gibi maliyetli bir oyuncuyu kaldıramaz. Artık dünyada büyük ve pahalı transferler de rafa kalkacaktır. Zaten birçok oyuncu da sözleşmelerinden doğan yüksek maliyetli ücretlerini tahsil edemeyecektir. Herkesin ücret konusunda sağduyulu düşünmesi gerekir. UEFA da bu adaleti sağlamalıdır.

EURO 2020 ertelendi. Birçok sakat oyuncusu olan Türkiye'nin şansı ne derece arttı?

Avrupa Şampiyonası'nı kaçıran oyunculara 'sağlık mı, futbol mu?' sorusunu yöneltsek, tümünün cevabı sağlık olacaktır. EURO 2020'ye sakatlıkları nedeniyle gidemeyecek oyuncuların, bir yıl sonraya ertelenen turnuvada oynayacaklarının da garantisi yok. Bugün tüm spor dünyası, hatta tüm dünyadaki insanların öncelikli hedefi sağlıklı bir ortamda olmak istemeleridir.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.