Son Kartlarını Oynadılar

Denizli de, Dursun Özbek de son kartlarını oynadılar. Sonunda Dursun durur, Mustafa mı gider; Mustafa durur Dursun mu gider bilemem, belki de ikisi de durmaz kol kola giderler

Sevgili gençler; sizler eskiyi çok fazla bilmezsiniz...
Herkes hatıralarıyla yaşar.
Ama bu hatıralarda çok şey gizlidir.
En fazla da tecrübe...
Ankaragücü'nde oynuyorum. Sabri Kiraz teknik direktör oluyor... Bir sene sonra da teknik direktör olarak Fenerbahçe'ye gitti. Sabri Hoca, gençlere çok önem veren bir hocaydı. Ufak aday futbolculara seçim yapıyor, "Erman sen de bana yardım et" dedi. En az 100 çocuk var. Herkese forma dağıtıyor, kimine mavi, kimine beyaz. Çift kale yaptırıp seçecek ben de kenardan fikir beyan edeceğim.
Çocuklara hangi mevkide oynadıklarını soruyor ona göre takıma koyup, oynatıyor.
Bir çocuğun verdiği cevap enteresan; "Her yerde oynarım hocam."Sen şöyle dur" diyor ve kenarda bekletiyor. Soruyorum "Hocam bu çocuğu niye sokmadın?" diye. "Bu yaşta her yerde oynayamazsın bir yerde oynarsın. Daha bu yaşta bu kadar oynamaya hakkın yok" cevabını veriyor. Bu benim belleğimde hep kaldı.
Mustafa Denizli; futbolculuk hayatını bitiriyor sonra Galatasaray'a teknik direktör oluyor...
Mithatpaşa Stadı (şimdiki yıkılan İnönü Stadı).
Galatasaray-Fenerbahçe oynuyor. Denizli; Galatasaray'ın teknik direktörü, ben de hakemim.
Dakika 89, skor 1-1... Galatasaray, Çarşı tribününün önünden deniz tarafına hücum ediyor.
Topu süren oyuncu Rotariu, 3-4 tekme yiyor kurtuluyor, avantaj uyguluyorum, tam ceza alanına girecekken Fenerbahçeli oyuncu yaradana sığınıp giriyor.
Ters tarafa bakıyorum futbolculuktan kalma bir refleks. Tanju, ufak ufak ceza sahasına girip kaleye yaklaşıyor. Rotariu da onu görüyor ortalıyor ama öyle bir tekme yiyor ki reklam tabelalarına yapışıyor.
Havalanan top Tanju'nun kafası 2-1 Galatasaray galip. Maç bitiyor Mustafa Denizli'den beyanat; "Hakeme de iteledik Fener'e de iteledik."
Her ikisi de olursa eksik kalır
Ben hakemliğe başladığımda diyorum ki; "Bitirdikten sonra MHK'de görev almayacağım, gözlemcilik yapmayacağım." O günden bugüne de bir tek iş yapıyorum; yorumculuk.
Mustafa Denizli o itelediği Fenerbahçe'de görev yapıp, şampiyon oluyor... Hatta başkanı Aziz Yıldırım, "Bizi Mustafa Denizli şampiyon yapmadı" diyor. Hatta o Aziz Yıldırım gazeteci olarak yönettiğim panelde, "Başkan, Mustafa Denizli sana mı, yönetime mi yoksa teknik komiteye mi bağlı çalışıyor?" sorusuna "Allah'a bağlı çalışıyor" yanıtını veriyor.
Sonra ben yorumculuk yapıyorum o günden bugüne. Mustafa Denizli takımlar çalıştırıyor, boşta kaldığında da yorumculuk yapıyor.
Beyler! hem yorumculuk hem teknik direktörlük yaparsanız, birinden birini eksik yaparsınız, kamuoyunu aldatırsınız.
Her yerde oynayamazsınız
Neden? Fazla uzatmayalım. Teknik direktörsünüz yorumculuk yapıyorsunuz... TFF'ye konuşabilir misiniz? Hayır... Hakemlere konuşabilir misiniz? Hayır... Teknik adamlara konuşabilir misiniz? Hayır. Futbolculara konuşabilir misiniz?
Eh işte. Seyirciye konuşma şansınız, sıfır.
Çünkü sonra bunların hepsiyle çalışacaksınız.
O zaman nasıl yorumculuk yapacaksınız, eyyamın babasını. Karşınızdakiler de bunlara çanak tutarsa işte öyle yorumlar ve programlar olur.
Peki o konuştuklarınız size teknik adamlık yaptığınızda karşınıza gelmeyecek mi? Gelecek.
Ama ne hakeme konuşabilirsiniz artık ne TFF'ye ne de yöneticilere. Her yerde oynayamazsınız kardeşim. Ama Türk futbolunda maalesef bir çete var, bu çok yerle bağlantıyla bu işleri götürmeye çalışıyorlar. Kameralar yalan söylemez. Gözünüze zoom yaptığında yalan mı doğru mu söylediğinizi gösterir. Yani her tarafta oynayamazsınız.
Aptal yerine koydular
Mustafa Denizli'nin Galatasaray'la anlaşması konusunda insanları aptal yerine koydular. O kadar zekiler ki "Biz hiç konuşmadık" dediler... Çünkü konuştuklarını söyleselerdi Hamza'ya yazık edeceklerdi. Peki bu işi pazar açıklayacaklardı da niye pazartesiye kaldı. İnce ayrıntı şu; yönetimdeki çok adam Mustafa'yı istemiyor. "Tembel" diyor, "Eskide kalmış" diyor. Eski başkanların ağzından da bunları duydum. Biri Faruk Süren'dir. Peki bu iş niye birkaç gün uzadı.
Buradaki ana fikir, Mustafa Denizli'nin alacağı peşinat. Denizli niye peşinatın fazla olmasında diretiyor.
Yarın işler ters giderse Mustafa'ya peşinat fazla verildiği için "Arkadaş bu kadar para verdik biraz daha bekleyelim" diyecekler. Mustafa için de "Madem ben Galatasaray'ı tercih ettim hiç olmazsa paranın fazlasını koparayım, gerisini Galatasaray düşünsün" söz konusu.
Boy boy fotoğraf çektirip kimseyi kandırmasınlar işin aslı bu. Hem yorcumculuk hem teknik direktörlük yaparsanız ne olur bunu hep beraber göreceğiz. Çünkü kendini akıllı zanneden bir grup Türkiye'deki insanları aptal sanıyor.
Ama Türkiye'deki insanların ne kadar zeki olduğunu son seçimler gösterdi. Önce "Pardon kardeş" dedi "Buyrun" dedi. Sonra baktı "Sizden bir halt olmaz böyle olsun" diyiverdi.
Aziz Yıldırım haklıydı!
Mustafa Denizli de, Dursun Özbek de son kartlarını oynadılar. Sonunda Dursun durur, Mustafa mı gider; Mustafa durur Dursun mu gider bilemem belki de ikisi de durmaz kol kola giderler. Denizli, "Parantezi burada açtım burada kapatacağım" diyor. Mustafa'nın parantez kapatacak yeri zaten kalmadı. Beşiktaş olmaz çünkü Beşiktaş'tan rencide edilmeden yollandı. Kalp rahatsızlığı bahane edilerek. Çünkü Mustafa Denizli görev yaparken ondan sonra gelen Schuster'e takımın kasetleri Mustafa görevdeyken iki ay önce gönderilmeye başlandı. Meşhur Samsunspor-Fenerbahçe maçı derseniz!?! Aziz Yıldırım ne dedi; "Bizi Mustafa Denizli şampiyon yapmadı ki."..
O konuda da kesinlikle Aziz Yıldırım haklıydı "Neden haklı" derseniz, Aziz Yıldırım'ın çok uygulamaları ve bildikleri vardı da ondan. Bunları ben söylemedim beyanatlardan duydum. Şu gözüküyor, Hamza başarılıdır ya da değildir. Üç tane kupa varken Hamza vardır, 4. yıldızın da adı Hamza Hamzaoğlu'dur. Teknik olarak hata yapmış mıdır? Yapmıştır ama yaptığı teknik hatalar yönetim kurulunun yaptığı hatalardan daha fazla değildir. Hamzaoğlu dürüst bir adamdır ama Mustafa kadar Fatih kadar akıllı değildir.
Çünkü basınla oynamamıştır.
Son şansı G.Saray'dır
Basından bazı kalemşörleri, televizyondan bazı abilerini yalamamış, onlarla yemek yememiş, onlarla tavla oynamamıştır.
Onun için de yollanmıştır. Aynı durum Abdullah Avcı için de geçerlidir. Ama benden küçük eski futbolcularla konuşuyorum, söyledikleri tek şey var. Mustafa Denizli ile Fatih Terim her şeyi parsellemişler, yeni bir ismin çıkmasını istemiyorlar. Bana kimse Mustafa ile Fatih'in arasının samimi olduğunu birbirlerini çok sevdiklerini anlatmasın.
Kendileri de söylemesin, inanmam.
Mustafa Denizli, Galatasaray'a gidiyorsa artık Fatih Terim'le baş edemeyeceğini anlamıştır. Son şansı Galatasaray'dır.
Kullanır kullanır, kullanamaz herkese hayırlı işler. Fark etmez ama bir kuruluşta
yorumculuk yapar yolunu bulur...
Terraneo temizlik için kiralanmış bir adamdır
Emre Belözoğlu Fenerbahçe'den gitti. Arkasından bayağı temizlik yaptı. Herkes soruyor; "Emre gitti de Volkan neden duruyor?"
Bakınız beyler; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da (Herkes için bir son kullanma tarihi vardır) o tarih gelince kim olursa olsun mendil gibi atılır. İtalya'dan bir menajer geliyor aniden. Bayram değil seyran değil, bu İtalyan nereden çıktı demeyin.
Bu menajer yapılacak temizlik hareketi için kiralanmış bir adamdır. Bu menajer enteresandır, gelir gelmez Fenerbahçe'de temizlik harekatı başlamıştır. Sanki bu menajer Fenerbahçe'nin son 4 yılki maçlarını izlemiştir.
Fenerbahçe'yi çok iyi tanıyordur.
Bu menajerin işi belli bir sürede bitecektir.
Sonra o da yollanacaktır.
Görünen şu ki bu teknik direktörlerle Türk futbolu çok hareketli günler yaşayacaktır. (Not: Bu yazı 8 Ağustos 2015 tarihinde
yazılmıştır. Yeni değildir)
Helâl olsun Şenol Güneş!
Şenol Güneş, Sivasspor karşılaşmasından sonra konuştu da konuştu... 5 golden bahsetti 6 golden bahsetti. Yedek antrenörden bahsetti, "Biz 5 atardık" dedi bir tek şunu diyemedi. "14. dakikada rakibinin tendonuna basan Quaresma'nın net atılması lazım. Bizim kazandığımız penaltı penaltı değil. Öyle penaltı istemiyorum. Bana da verilmesin rakiplerime de verilmesin."
Sivas'ınkine de penaltı deseydi
Sivas'ın 90. dakikadaki pozisyonu da 'net penaltı' deseydi bundan sonra onun bütün konuşmaları için 'Helâl olsun Şenol' derdim. Ama 100 tane cümle kullanır da bir şey söylemezsen yarın aleyhine olduğunda da inanmam.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.