G.Saray Rize'de hükmen kazanırdı

Yılmaz Şenol sordu, Levent Tüzemen yanıtladı: Burak, yüzüne atılan çakıyı hakeme gösterse maç o anda biterdi

G.Saray evde farklı, deplasmanda farklı oynuyor, sıkıntı nedir?
Galatasaraylı futbolcular TT Arena'da seyirci desteği ile hatta baskısıyla coskulu oynuyor. Deplasmana çıkınca anlaşılmaz biçimde "karekter erozyonu"na uğruyorlar. G.Saraylılar deplasmanda rakip takım üzerinde "Biz büyük takımız" baskısını kuramıyorlar. Mancini de TT Arena'da oyunu bir futbolcu gibi kenardan yaşıyor, yerine hiç oturmuyor. Aynı Mancini deplasmanda Arena'da yaşadığı rahatlığı bulamıyor. Ya arkasındaki tribünlerden olumsuz etkileniyor ya da fiziki koşullar maçı sürekli ayakta izlemesine izin vermiyor. Bu olumsuzluklar nedeniyle Mancini deplasmanlarda oyunu yeterince okuyamıyor. Değişiklikler konusunda zamanlama olarak doğru hamle yapamıyor.
Özgüven kaybı yaşıyorlar
Siz hiç TT Arena'da Mancini'nin kağıda taktik yazdığını gördünüz mü? Ama Antep ve Rize'de gördük. Bu Mancini'nin deplasmanda çok rahat edemediğinin bir göstergesidir. Kulübe huzursuz olur ve "özgüven kaybı" yaşarsa bu durum futbolculara da motivasyon açısından olumsuz yansır. Örneğin Rize'de Sneijder ve Umut'un kaçırdığı goller her ne kadar "beceriksizlik" olarak gözükse de 2 oyuncunun kafaca rahat olmadığının bir göstergesidir.
Rize'de, Drogba oynamalı mıydı?
Drogba gibi rakip defans üzerinde heybetiyle korku salan bir oyuncuyu dinlendirme gerekçesi ile Rize'ye götürmemek Mancini'nin büyük hatasıydı. Drogba fizik olarak yetersiz olabilir. Ancak "gücü ve liderlik kimliği" ile takımda yaşanan dağınıklığı hatta paniği toparlar. Drogba rakip duran top kullanırken arkadaşlarını nasıl pozisyon almaları konusunda uyardığı gibi yardıma geliyor. Sırtı dönük oynarken top saklıyor, rakip savunmada en az iki oyuncuyu kendisine bağımlı kılıyor. Drogba, Rize'de olsaydı G.Saray kapanan rakibe karşı daha çok pozisyon bulurdu.
Mancini teknik açıdan bir çok sorunu çözemedi deniyor. Sizce?
Hakem Abitoğlu 4 dakika uzatma verdi. 91'de Hajroviç 92'de Emre Çolak oyuna girdi. İki dakikada bu iki oyuncu "sihirbaz" olsa sonucu değiştiremez. Hem komik hem de saçma bir değişiklikti. Bunlar Mancini'nin oyuna konsantre olamadığını ve deplasman huzursuzluğu içinde olduğunu gösteriyor. Aynı Mancini TT Arena'da G.Saray skor avantajını eline geçirdikten sonra final dakikalarında kazaya kurban gitmemek için savunma güvenliğine yönelik oyuncu değişiklikleri yapıyor. G.Saray, Rize'de 61'de öne geçti Sneijder ve Umut'la boş kaleye iki gol kaçırdı. Mancini 80'den itibaren orta sahayı ve savunmayı güçlendirecek taze oyuncuları oyuna soksaydı ve G.Saray'ın sistemini kompakt oyuna çevirseydi maçı 1-0'a bağlardı. Ayrıca kenar kulübe bazen futbolcuların saha içinde yaşadığı zihinsel dağılmaları göremiyor. Mancini veya Tugay bu dağılmaları önlemek ve kaza golünü engellemek adına oyunculara müdahale etseler Rizespor'un "kaza penaltısı"na engel olabilirlerdi.
Eboue-Veysel ikilisi arandı
Eboue'nin 18'e alınmayıp tribünde olması nasıl?
Telles ve Hajroviç için yönetime Mancini, "Bu iki oyuncuyu devre arasında bana mutlaka alın" dedi. Telles hücumu seven ama savunması orta şekerli bir oyuncu. Hajroviç sol ayağı mükemmel, oyun zekası yüksek bir oyuncu. Ancak Bosnalı genç yıldızın fizik kalitesi oyunun iki yönünü de oynamaya izin vermiyor. Bu zafiyeti Chelsea maçında gördük. Ancak Mancini, Yönetimden tepki çekmemek adına ve kendi getirdiği için bu iki oyuncuya ayrıcalık yapıyor. Drogba'nın gelmediği Rize'de Hajroviç değil iki yıldırşampiyon olan G.Saray'ın sağ tarafında görev yapan Eboue olmalıydı. Örnek; Eboue-Kazım, Eboue-Engin, Eboue- Hamit, Eboue-Bruma birlikte oynadıklarında G.Saray'ın sağ tarafı hep verimli oldu. Mancini bu verimliliğin devamını istiyorsa sağ tarafta Eboue-Veysel formülünü devreye sokmalıdır. Bu ikili Rize'de olsa G.Saray kanatlardan etkili gelip pozisyonu artardı.
Burak'a atılan çakı hepimizi üzdü.
Rize Emniyet'i stat sorumluları o çakının nasıl içeri girdiğinin araştırmasını yapıp hesabını sormalı. Burak'ın yüzüne isabet eden çakıyı atan kişi insanlık suçu işlemiştir. Allah, Burak'ı korudu çünkü o çakı yanağına değil gözüne de gelebilir ve kör edebilirdi. Eğer Burak yüzüne gelen çakıyı hakeme gösterip "Can güvenliğimiz yok!" deseydi Rizespor hükmen mağlup olurdu. Beni hakemlerin tavrı şaşırttı. Ali Adnan ile ikili mücadeleye giren Burak düştü. Sonra kalktı bir daha yüzünü tutarak düştü. Kale arkası, yardımcı ve 4. hakem merak edip Burak'ın yanına gitmez mi? Gitmediler! Bu ihmal o maçtaki hakemler adına kocaman bir ayıptır.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.