Evdeki hesap çarşıya uymadı

Rijkaard geldi, Türk Milli Takımı'nın iskeletini oluşturan kadroya Ada'dan takviyeler eklendi. Ancak kamuoyunda büyük yankılar uyandıran görkemli süreç sorunları da beraberinde getirdi

Dünyanın en zengin ilk 20 kulübü listesine giren ilk Türk takımı olan Fenerbahçe'de başkan Aziz Yıldırım, "İlk hedefimiz Turkcell Süper Lig şampiyonluğu" derken... Fenerbahçe'yi dünyanın en zengin kulüpleri arasına sokan "gelir"den fazla "borç"u olan Galatasaray'da başkan Adnan Polat, "Hedefimiz UEFA Kupası'nı kazanmak" diyordu. Biraz seçim söylemi de olsa, "Beş kupayı istiyorum" sözleriyle, UEFA Kupası ve Avrupa Süper Kupa şampiyonluğunun "Doğal hedef" olduğunu vurguluyordu. Aksi de düşünülemezdi zaten. Çünkü Galatasaray'ın kuruluş amacı buydu, "Türk olmayan takımları yenmek..."
İşte bu vizyondur. Galatasaray yönetimi doğru bir planlama ile hedefe yönelik hamleler yaptı. Artık "Doğal hedef" olan Avrupa'da kupa için, Avrupa futbolunun önemli isimlerinden birini, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kupasını kaldırmış Frank Rijkaard'ı getirdi.
Mevcut kadroda, Türk Milli Takımı'na düzenli olarak çağrılan, Avrupa üçüncülüğünü yaşamış 8-9 milli vardı.
Yönetimde çatlaklar oluştu
Yabancı futbolcu tercihinde de stratejik bir değişikliğe gidilerek Premier Lig'e yöneldi yönetim. Dünyanın takip ettiği ligden, piyasası olan futbolcular alındı. Ve kağıt üzerinde "mükemmel bir sezon planlaması" yapılarak tamamlandı.
Peki, evdeki hesap neden çarşıya uymadı?
Futbolda başarı gibi başarısızlığın da birçok sebebi var. Bunları da iki ana başlık altında toplayabiliriz.
1- Mecidiyeköy Cenahı, 2- Florya Cenahı. Mecidiyeköy Cenahı, yani kulüp yönetimi; beşincilikle sonuçlanan bir önceki sezonun acısını çıkarmak için, biraz da sezon ortasındaki seçimi düşünerek flaş transferlere yöneldi. Ancak kamuoyunda büyük yankılar uyandıran bu görkemli süreç, yönetimde çatlaklara neden oldu. Çünkü transferlerde Haldun Üstünel tam yetkili kılınmış, birçok yönetici gelişmeleri galatasaray.org'dan herkesle aynı anda öğrenebilmişti.
Üstünel krizi yönetemedi
Adnan Polat, yönetim içindeki bu huzursuzluğu kontrol etmeyi başardı ama Haldun Üstünel'in yalnızlaşma süreci başlamıştı. Koca bir sezon Florya'ya Üstünel ve başkan Adnan Polat dışında hiçbir yönetici girip çıkmadı neredeyse. Kendi icraatlarını tez konusu yapılacak kadar önemli bulan ancak sezon başında dış transfer yetkileri alınan Adnan Sezgin de pasif tavır sergileyince Üstünel, Florya'daki teknik kadro ve oyuncular için "Galatasaray" demek oldu. Oysa "transfer canavarı" Üstünel'in bu kadar üst düzey bir yapıyı koca bir sezon boyunca koordine edecek tecrübesi yoktu ki edemedi de. Mesela kaptan Arda Turan ile yaşadığı polemikte sınıfta kaldı. Arda, Florya'dan bakınca Galatasaray demek olan, olması gereken Üstünel'e rest çekebildi. Birinci hata, sezon başında yönetim içinde yalnızlaşan Haldun Üstünel'e yardımcı olmamaktı. Esas sorun ise yönetimin sezon başındaki ilgisinin ilk haftalarda gelen başarılı sonuçların ardından futbol takımından uzaklaşmasıydı. Adnan Polat ve ekibi, Rijkaard'ın beklenenden de önce gerçekleşen uyumu üzerine yönünü eylül ayından itibaren diğer öncelikli işlere çevirdi. Hatta bu diğer işler, başkan Adnan Polat'ın ifadesine göre "Futboldaki lig şampiyonluğundan kat kat önemli"ydi...
Yeniden ihale edilen Türk Telekom Arena Stadı projesi ve Galatasaray'ın kanayan yarası olarak görülen borsadaki Galatasaray Sportif AŞ ile Futbol AŞ'nin birleşmesi için gereken kredinin bulunması Polat için çok ama çok önemliydi. Ayrıca kongre için "liseci" kanadın bir isim arayışında olduğu biliniyordu, seçime hazırlanması gerekiyordu. Nitekim Adnan Öztürk, kongreye 40 gün kala adaylığını açıkladı ve Polat'ın çekindiği kadar zorlu geçti süreç. Polat, kendisi i ç i n ö n - c e l i k l i olanları; seçim sürecini atlattığında, stat projesinin yeniden faaliyete geçmesini sağladığında ve şirketlerin birleşmesi için gerekli kredileri bulduğunda, futbol için iş işten geçmişti. Polat, bir başkan olarak 3-5 şampiyonluğa bedel maddi adımları attı ama elini futbolun üzerinden çekmesinin faturasını da bu sezonun olası şampiyonluğu olarak ödedi. Madalyonun diğer yüzünde, yani 'Florya Cenahı'nda ise kültür farkının izleri vardı.
Otoritesi yanlış anlaşıldı
Rijkaard sezona heyecanla başlamıştı. Oyuncularını soyunma odasının kapısında karşılayan, onları dinleyen, anlamaya çalışan bir Hollandalı vardı. Üstelik yardımcısı da, Neeskens gibi bir futbol ilahıydı. Ancak bir hata yaptı, hep üst düzey takımlarda oynadığı ve hocalık yaptığı için, elindeki kadronun da geçmişteki deneyimleri gibi olacağını düşündü. Oysa elinde hep ilgi bekleyen Türkler ve büyük çoğunluğu Latin Amerikalı olan yani bizlere benzeyen oyuncular vardı. Onun naif tavrı, otoriteyi bağırıp çağırmak olarak algılamayan, oyuncuların kendi kendilerini geliştirmesi gerektiğine inanan düşünceleri, otoriteye alışık Florya'da yanlış anlaşılmalara yol açtı. Kampa hep direndi. Buna karşın oyuncuların ortak zaman geçireceği, kaynaşacağı uygun şartları hazırlama konusunda doğru adımları atamadı.
Türk hoca şart
Florya'yı basına ve taraftara yasak bölge haline getiren Rijkaard'ın en önemli hatalarından biri yerliler ile yabancılar arasında sağlıklı bir kontak kuramamasıydı. Bunda, bir Türk yardımcısının olmamasının da payı vardı. Tüm bu görevler, yani takım içindeki sinerjinin yaratılması, 21 yaşında kaptan yapılan Arda Turan'ın omuzlarına yüklendi. Türk futbolunun Messi'si, büyük bir şevkle taktığı pazubandının ağırlığını haftalar ilerledikçe hissetmeye başladı. Yabancılarla diyaloglarda zayıf kalmasına, Türkler içindeki muhalefet de eklenince Arda, bu yükün altında ezildi. Ve öyle bir noktaya geldi ki, takım içindeki en yakın arkadaşlarından Caner'in dudağını, attığı bir yumrukla patlattı. Bir takımı kaba kuvvetle yönetebileceğini düşünmesi, içine düştüğü ruh halini gösteriyordu.
Barcelona bir günde olunmaz
Özetle Galatasaray şampiyonluğu, yönetimin futbol dışı hamlelere yoğunlaşması nedeniyle ve Florya'da yapılan fahiş hatalarla kaybetti. Eğer Rijkaard, biz güneylilerin ruh halini çözebilse, yabancılar alemcilerden değil iş disiplini olan profesyoneller seçilse, geçen sezonun beşinciliği nedeniyle sezona erken başlayan takımın pili bittiğinde yeniden şarj edecek hamleler yapılabilse Barçasaray hayali ya da hedefi bu sezon bile devreye girebilirdi. Neeskens'in dediği gibi "Barcelona bir günde yaratılmaz.
Emek ve zaman lazımdır..." Biraz hayalle karışık da olsa 5 kupa hedefleyen ancak "Beş kardeşi" gören Galatasaray için gelecek sezon çok daha farklı olacaktır. Birincisi; Adnan Polat önündeki ağır dosyaların çoğunu tamamladı ya da tamamlamak üzere. İkincisi; Avrupa liglerine alışmış Rijkaard, Türkiye'yi ve Türk futbolunu tanıdı. Seneye tedbirlerini buna göre alacaktır. Aynı hataları ikinci kez yapmayacaktır. "Bize transferde savaşan futbolcular lazım" sözleri yeni cepheye hazırlandığının kanıtı. Üçüncüsü; Jo gibi alemci oyunculara başta tribünlerden gelen tavır, tüm oyuncuları gelecek sezon çok daha dikkatli olmaya sevk edecektir. Dördüncüsü; Türkiye'nin Messi'si, Galatasaray'ın yeni Hagi'si olmaya aday Arda Turan da kaptanlık stajını tamamladı, tecrübelendi. Zaten tecrübe dediğimiz şey de yapılan hataların toplamı değil midir? Yardımcılığına getirilecek biri Türk, diğeri yabancı iki futbolcuyla daha yararlı bir kaptana dönüşecektir. Galatasaray, "2000 ruhu"nu yakalayabilir... Hatalarından ders çıkaran bir teknik kadroyla... Sorumluluklarını bilen dinamik bir futbol ekibiyle... Yeni stadıyla motivasyonu artacak tribünleriyle...
Yenilenen ve futbola odaklanacak yönetimiyle Galatasaray gelecek sezon 2000 ruhunun da ötesine geçebilir. Tabii sadece planlamayı değil icraatı da iyi yaparsa.
'Ceza sistemi eşitsizlik yarattı' FARUK SÜREN
Eğer uyum sorunu olmasaydı şimdi her şey farklı olurdu. Takım ruhunu sağlayamadılar. Huzursuzluk yönetimdeki çok başlılıkla başladı. Florya'yı bu olumsuz etkiledi ve bu sevgisizlik ortamı mutsuzluk yarattı. Yabancılara uygulanan farklı uygulama takım ruhunu ve kimyasını bozdu. Türk futbolcusu bir yılda para almasa biliyor ki parasını bir gün alacak. Ancak yabancılar için öyle değil. Bu yüzden de onlara eklenen gece hayatları ve ceza sistemlerinde de uygulanan farklılık takım ruhunu ortadan kaldırdı. Bu yüzden de iki yıldır Galatasaray başarısız oluyor. Eğer futbolcular huzurlu olsaydı takımı bugün çok daha iyi yerlerde olurdu. Orta sahada yaşanan lider eksikliği de buna eklenince başarısızlık kaçınılmaz oldu. Arda'nın takım kaptanlığı yalnızca kendi psikolojisini bozdu. Ben takıma zarar verdiğine inanmıyorum.
'Türk futboluna uyum sağlayamadı' AZİZ ÜSTEL
Geçtiğimiz sezon Galatasaray'ın konumunu ve durumunu belirlemek için bir tek kelime yeter: Hüsran.
Galatasaray gerçekten Süper Lig'in en iyi kadrosu ile yola çıktı. Transferler yerindeydi. Ama kulübün yakasına yapışan talihsizlikler artı sakatlıklar ve de bunların üstüne yapılan seçim başta yönetim sonra da futbolcuların konsantrasyonunu bozdu. Rijkaard'ın sezon boyunca Türk futbolu ve Türk futbolcusuna uyum sağlayamaması da Galatasaray'ın aldığı sonuçta etkili oldu. Eğer Rijkaard'ın yanında Türk futbolcusunun ruhsal ve fiziksel yapısını iyi bilen, ligi de iyi analiz eden bir kişi olsaydı sanırım Galatasaray son haftaya kadar şampiyonluğu kovalardı.
Seçimlerden sonra kimyası bozulan yönetim kurulu yanlışlar yapmaya başladı.
Özellikle ara transferler konusunda büyük başarısızlık yaşandı. Bunlara kaleci Franco'nun çok kötü oyunu da eklenince Galatasaray alabileceği en iyi sonucu yani üçüncülüğü aldı. Ama bir kırılma noktası vardı ki o Galatasaray'ın üst üste kaybettiği maçlarda büyük etkendi. O da Baros'un sakat olmasına rağmen Nonda'nın gönderilmesiydi. Gelecek sezon transferlerine şimdiden başlayan Galatasaray özellikle savunmanın sağ ve sol kanatlarını güçlendirdi. Ayrıca hem Baros'u destekleyecek çok iyi bir golcü hem orta sahada iyi bir oyun kurucu ve hem de sol ayaklı bir stopere ihtiyacı var. Bunlara bir de kaleci eklemek gerek. Bu transferlerde Galatasaray hedefi bulur, doğru kişileri doğru yere oturtabilirse önümüzdeki sezon başarıya ulaşabilir.


DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.