Dava 5 Ekim'e kaldı

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım 'ın da aralarında bulunduğu 37 sanığın yeniden yargılandığı şike davasında, savcının esas hakkında mütalaası 5 Ekim'e kaldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 8 Temmuz'da yapılan bir önceki duruşmada mahkeme heyeti, mütalaasını hazırlaması için dava dosyasının cumhuriyet savcısına gönderilmesine, tanık olarak çağrılmalarına rağmen gelmeyen Göksel Gümüşdağ, Lütfi Arıboğan, Abdullah Avcı ve Ali Parlak'ın da zorla getirilmelerine karar vermişti. Bu 4 tanık dünkü duruşmaya gelerek ifadelerini verdi.
"Şampiyonlar Ligi gibi önemliydi"
Tanık Göksel Gümüşdağ, İstanbul BB Başkanlığı yaptığını, şike operasyonunun yapıldığı 3 Temmuz 2011'de ise TFF 2'nci Başkanı olduğunu, 6 ay sonra da toplu olarak istifa ettiklerini söyledi. Gümüşdağ, Beşiktaş-İBB arasında oynanan Türkiye Kupası Finalinde İbrahim Akın ile İskender Alın'ın Beşiktaş lehine şike yaptığı iddiasına ilişkin bilgisi olmadığını söyledi. Gümüşdağ, "Beşiktaş'tan resmi teklif olmadı. Ancak Serdal Adalı ile Çırağan'da kahve içtik. Konu Holosko'ydu. Orada İbrahim Akın ve İskender Alın için de ima oldu. Devre arasıydı. 'Sonra konuşuruz' dedik. O maç bizim için Şampiyonlar Ligi kadar önemliydi. İlk kez final oynuyorduk. Daha sonra da fiyatta anlaşamadığımız için transfer
gerçekleşmedi" şeklinde konuştu.
"Şikeyi gazetelerden öğrendik!"
Lütfi Arıboğan da TFF başkan vekili olarak tüm maçları izlediğini belirterek, şike yapıldığına dair kendisine ulaşan bilgi olmadığını söyledi. UEFA müfettişi Pierre Cornu'nun şike soruşturmasını yürüten özel yetkili savcı Mehmet Berk ile görüşmesine kendisinin katıldığını kaydeden Arıboğan, bu görüşmede kendilerinin bir talebi olmadığını, sadece Cornu'ya refakat ettiklerini öne sürdü. Aziz Yıldırım'ın avukatı Abdullah Kaya, "Pierre Cornu raporunda kendisine Fenerbahçe'nin şike yaptığına hiç şüphe olmadığının söylendiğini yazdı. Cornu'ya bunu siz mi söylediniz" dedi.

Şike şikayetim olmadı
Arıboğan, böyle bir şey söylemediğini savundu. İlhan Ekşioğlu'nun avukatı Muammer Menekşe, "Dönemin savcısı Zekeriya Öz ile bir görüşmeniz oldu mu sorusuna" Arıboğan, "Olmadı" yanıtını verdi. "UEFA'ya bağlı bir federasyon olarak bilgi vermemiz gerekiyordu. Biz de bilgi veriyorduk. Şike tespit şikayetim olmadı. Şikeyi gazetelerden öğrendim. Soruşturma gizliydi. UEFA bizden yardım rica etti. Gelişmeleri yazılı olarak bildirdik" diyen Arıboğan, menajerlik sınavı sorularının çalındığı konusunda bilgisi olmadığını ve bu konuda Sarıyer Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını kaydetti. Arıboğan "Türkiye'de en uzun spor geçmişi olan ve üst düzey spor yöneticiliği yapmış birisiyim. Uluslararası spor bürokrasisini de iyi bilirim" ifadesini kullandı.

"Bir golle kaçırdık"
Ardından 2011 Kupası Finali'nde İBB Spor'un teknik direktörü Abdullah Avcı tanık olarak dinlendi. Avcı, Beşiktaş ile oynanan final maçının için "Kulüp tarihinin ve benim ilk final maçımızdı. CV'imde 'Kupa Finalisti' yazıyor. Maçı kazansaydık 'Kupa Şampiyonu' yazacaktı. Futbolcuların sahada performansı gayet iyiydi. İbrahim Akın ve İskender Alın'ın performansı da yüksekti. 2-1 galiptik, 3'üncü golü kaçırmıştık. Kaçırmasak şampiyonduk" dedi.
Eski TFF Genel Sekreter Vekili Ali Parlak ise verdiği ifadede, menajerlik sınav sorularından kendisinin sorumlu olduğunu kaydetti. Soruların Haldun Şanman'a da geldiği konusunda bilgisi olmadığını belirten Parlak, "Kasanın anahtarı yok, şifre benim" dedi. İlhan Ekşioğlu'nun avukatı Ersan Şen, duruşma sonunda yaptığı açıklamada "Cumhuriyet Savcısı 5 Ekim'de mütalaasını açıklayacak. Biz avukatlar da son savunmalarımızı yapacağız. Somut delil, suçüstü hali olmaksızın, hukuka aykırı telefon dinlemelerin yapıldığı kabul sürecindeki bu dava bir spor davası, bir şike davası değildir. Türkiye'nin üzerine çöken bu kabus döneminin, 3 Temmuz 2011'de başlayan sürecin 5 Ekim son bulacağına inanıyoruz. Güvenimiz tamdır" dedi.