Pereira ne istiyor?

Futbol profesörü Gürkan Kubilay'dan eşi benzeri görülmemiş bir analiz... Ünlü analist, Fenerbahçe'nin yeni hocasının daha önce çalıştırdığı takımlardaki futbolcu tiplerini, oyun sistemini rakamlarla ortaya koyarken, üç şampiyonluk getiren bu futbol felsefesinin mevcut kadro yapısı ile Fenerbahçe'de uygulanabilirlik olasılıklarını masaya yatırdı

Çalıştığı takımda, sezon öncesi laktat testi, adale dayanıklılığı, kuvvet vs. araştırmalarına pek inanmaz, bunların testlerini de yaptırmaz, doğrudan topla birlikte ağır ama oyuncunun seveceği antrenmanlara başlar" diyordu telefondaki doktor arkadaşlarımdan ikisi. Biri Yunan, diğeri, Portekizli idi ve benim, dünyadaki hemen her ligi takip eden "futbol hastası doktor mafyası" ekibimdendiler. Şaşırmıştım, demek ki Pereira, hem Kocaman'ın, hem Yanal'ın tam tersi bir çalıştırma metodu uyguluyor, son zamanlarda büyük dünya kulüplerinin hepsinde revaçta olan, sadece İspanyolların biraz soğuk baktığı, sezon öncesi testlere inanmıyordu. Soruşturdum, Fenerbahçe'deki halini ve bu bilginin doğru olduğunu öğrendim. Oyuncular hallerinden yorucu antrenmanlara rağmen memnundular, Vitor Pereira'yı sıcak ve içlerinden biri gibi görüyorlardı. Peki , Pereira ne yapmak istiyor? Her zamanki gibi, geniş ve uzun araştırmalardan sonra "bence" ne yapmak istediğini sizin için yazdım. Hep söylediğim gibi, benim fikrimin sizden daha değerli olma durumu yoktur, bu da sadece benim fikrimdir. O kadar . Gelin önce şampiyon yaptığı takımlarda ne yaptığına, oyuncularının boylarına, gollerine ve asistlerine bakalım ve aynı bölgelere Fenerbahçe'de nasıl adam aldırdığına ve bu yapıların benzeyip benzemediğine bakalım.
PORTO
Maicon (1.90 m.): 2 gol attı, 35 maçta 6 sarı, 0 kırmızı gördü, ama 2013'te maçların yarısında yok, olmadığı maçlarda Mangala (1.88) oynadı. Otamendi (1.83 m.): (Porto'da golü yoktu ama bu sezon Valencia'da 5 kafa golü attı.), Pereira ile ilk sezonunda 20 maçta 8 sarı gördü, Pereira uyardı, 2. sezonunda 29 maçta sadece 4 sarı, 0 kırmızı gördü.
OLYMPİAKOS
Manolas (1.89 m. ): 25 maç, 3 gol attı, sadece 1 sarı kart gördü. Siovas (1.89 m.): Sol ayaklıydı, 11 maç, 1 sarı, 0 gol. Papadoupoulos (1.86 m.): 20 maç 3 sarı, 0 Gol. Kjaer (1.89 m.): (Wolfsburg ve Lille'de 88 maç 4 gol (101 Lig maçı, 20 sarı, kırmızı yok) Abdoulaye Ba ( 1.97m.): (Porto ve R.Vallecano'da 55 Lig maçında golü yok, Porto ve R.Vallacano'da da 20 sarı, 2 kırmızı gördü, kırmızıların çoğunu ilk takımı Academica'da gördü)
Gol Analizi: Pereira eski takımlarında, tandemdeki her 2 oyuncuyu da 1.90 civarı seçiyor, onlardan bir tanesinin 2-3 golü oluyor ama birini, zaman zaman duran toplarda bile öne göndermeyip, garantici oluyor. Yani, tandemdeki oyunculardan istediği asıl görev olan savunmayı iyi yapmaları. Onlardan gole katkı gibi bir isteği fazla yok.
Kart Analizi: Pereira ilk sezonunda Porto ile lig ve Avrupa'da kırmızıları fazla (6) gördü. Bunların 3'ü Rolando ve Fucile gibi defans adamları idi. Daha sonra bu işe önem verdi. İkinci sezonunda 38 lig ve Avrupa maçında takım sadece 3 kırmızı gördü. Olympiakos ise Pereira ile 8 Avrupa maçında hiç kırmızı görmedi ve 30 lig maçında sadece 1 kırmızı gördü. Yani; Pereira takımı 11 oyuncu ile oyunda tutmaya çok önem veriyor. Tandem oyuncularının kesinlikle kart konusunda çok dikkatli olmasını istiyor. Pereira'nın tandem oyuncuları, üst liglere bakıldığında ortalama en az kart gören oyuncular. Bu açıdan Kjaer onun istediği gibi ama aynı şeyleri Alves ve Ba için söylemek zor. Bunu neden söylediğimi aşağıdaki analiz tabloma bakınca kolayca anlayacaksınız.
Maçlarında kart görme oranları: Ba %50. Alves %33. Kjaer %19.
Kjaer'in kariyerinde Palermo'da iken ayakla attığı korner golü, Lille'de direkt serbest vuruştan attığı 2 gol, milli takımda 2013'te Çeklere attığı korner-kafa golü dışında duran top golünü hatırlamıyorum. Zaten Ba'nın da Porto ve Vallecano'da lig maçlarında, 50 maçta golü yok. Alves'in de geçen yıl ligde 25 maçında duran top golü yok. Demek ki uzun boylu olmak F.Bahçe'nin tandemlerine şu ana kadar avantajgetirmemiş. Geçen sene de duran toptan attığı gol 10 ile G.Saray'ın 16 rakamından uzak kalan F.Bahçe'de Pereira; Fernandao, Topal ve Josef de Souza'yı da hesaba katınca, duran toplarda bir takım taktik planlar yapacaktır.Pereira'nın Porto ve Olympiakos'ta kullandığı ön liberoların, fizik yapılarına, asist ve gol sayılarına bakalım önce:
PORTO 'DA: Fernando (1.85 m.): Porto'da (şimdi M.City), 2 sezonda sadece 1 golü var. Onun önünde 2'li; Lucho Gonzales (1.85 m.): 7 gol, 3 asist. Moutinho (1.70m.): 56 maç 4 gol, 2012'de 6 asisti var. (Monacoda bu sezon 8 asisti var)
OL YMPİAKOS'TA : Çift ön libero; Maniatis (1.75 m): 4 gol, 3 asist. Samaris (1.89 m.): 4 gol, 5 asist (2'si frikikten).
Pereira, defansif ön liberosunu kesinlikle uzun boylu istiyor, eğer yanına bir adam daha ekleyecek ve 2'li ön libero kullanacak ise diğer adamın kısa olması ( 1.75 m. civarı) ilk tercihi. Bu durum, Topal ya da Josef'ten birinin yanında Raul Meireles'i de şanslı kılıyor. Ama, 2 uzun ön liberoyu da aynı anda kullanabiliyor. 2 uzun ve defansif ön libero kullanmasının tek anlamı var; öndeki hücum 4'lüsüne, topu kaptırdıklarında hemen baskı yapmalarını istemek ama sınırsız atak özgürlüğü vermek ve sadece önde basarak savunma yapmalarını istemek. Bu anlamda, özellikle derbi ve Avrupa maçlarında Topal ve Josef'i aynı anda takımda görmek benim için sürpriz olmayacaktır. Ön liberolarından takımın asist yüküne katkı yapmalarını istiyor. Öyle ki, bir sezonda, özellikle hücuma daha yakın oynattığı savunma önü/ön libero önü adamlarından en az 10 asist buluyor. Bu konuda Olympiakos'taki Maniatis ve Samaris ikilisi ile, Porto'da, şu anda M.City'de oynayan Fernando'nun önünde oynattığı Lucho-Moutinho ikilisi buna iyi örnek teşkil ediyor. Bunu ligde, özellikle de Şükrü Saracoğlu'nda daha fazla göreceğimizi düşünüyorum. Çünkü Pereira hücumu seviyor, yani Mehmet Topal ya da Josef de Souza'yı tek ön libero olarak kullanıp, önlerine 2 atak yapan adam koyabileceğini, bunlardan birinin Diego Ribas, diğerinin de şu andaki yapısı ile Alper Potuk olabileceğini ama ikisinden de müthiş bir savunma presi yapmalarını isteyeceğini de düşünüyorum. Yani takımı 4-1-2-3 gibi bir Saracoğlu dizilişine yakın görüyorum. Aslında Guarin alınabilse idi, birçok kriter yönünden de Souza'dan çok daha bir oyuncu idi. Ama yöneticilik ve transfer ilişkilerinin ne kadar zor olduğunu da her zaman hatırlamakta fayda var. Guarin ilk tercih idi ama gelmek istemedi.
GÜRKAN KUBİLAY

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.