Sadece 15 dakika

F.Bahçe ilk çeyrekte bastırdı, 4 golle de kazandı ama taraftarı uyudu!

Dakika 88, maçın skoru 4-1...
Oynanan maça sağından, solundan bakıyorum beni "tatmin" etmiyor. Ne 4 gol atan Fenerbahçe, ne maçın hakemi ne de yardımcıları...
İçimden diyorum ki, "Yine futbolun dışında menfi şeyler yazacağım, bana diyecekler ki 'Ulan Erman Toroğlu maç 4-1 olmuş daha neyi tenkid ediyorsun?'"
Bunu söyleyecek insanlar da kendi açılarından haklıdırlar...
Ama son dakikada tribünde maç seyreden (benim gibi televizyondan seyretmeyen) canlı canlı olaya şahit olan bir taraftar, tribünde oturduğu yerde "horul horul" uyuyor.
İçimden dedim ki "Ulan Erman sen yırttın! Maçın belgesi burada, görüntüde..."
Arkadaşlar, sevgili okuyucular, Fenerbahçe'nin Passolig alan seyirci sayısı 59 bin 660. Kombine alan taraftarı 17 bin 250. Bu maçta satılan bilet sayısı 1350! Tribünde olan, maçı seyretmeye gelen taraftar sayısı 10 bin 934. Bu rakamlar gerçek!
Fenerbahçe taraftarı gibi kulübüne sahip çıkan, takımının arkasında duran, takımı için her şeyi yapan, taraftarın özeti... Yani bu görüntünün açıklaması şu; Fenerbahçe taraftarı birşeylerden mutsuz; a- Başkan Aziz Yıldırım'dan b- Yönetim kurulundan c- Teknik direktörden d- Takımın oyunundan e- Hiçbiri

Eziyeti çeken bilir!

Arkadaşlar seyirci daima haklıdır.
Parayı veren o! Eziyeti çeken o! Takımı mağlup olduğu zaman kahrolan da o! Ama bakın altını çizerek yazıyorum; maç 4-1, takımı kazanmış, seyircisi uyuyor! Seyircisi mutsuz.
Maalesef ama maalesef gerçek!
Biraz da Sivas'tan bahsedelim. Bir büyük takımla deplasmanda oynuyorsun ve onu hiç tahlil etmiyorsun.
Çıkıyorsun sahaya "sallapati" oynuyorsun.
Rakibin pozisyona girmeden, 4 tane gol yiyorsun.
Fenerbahçe gibi bir takımla deplasmanda oynuyorsun, sağından soluna dönerken mevsimler geçen ilkbahardan sonbahara dönen bir santrforla maça devam ediyorsun. Evinde oynasan, doldurboşalt yapsan Batuhan'a "tamam" derim. (Yani en ileri uçta oynayan futbolcun!) İstanbul'da, deplasmanda Batuhan'a "hayır" derim.
Fenerbahçe ilk 15 dakika iyi baskı yaptı. Rakibin kafasını yukarı kaldırmadı.
Ama sonra bilemediğimiz bir Fenerbahçe seyrettik!
Biraz da hakem ve yardımcılarından bahsedelim; Bakın arkadaşlar bir hakem idere ettiği maçta maçın topuyla veya karşılaşmada oynayan futbolcularla çarpışırsa onun hakem olma şansı zordur.
Beyler ofsayttan atılan golden, faulle atılan golden bahsetmiyorum.
Yani "musluklar"dan bahsetmiyorum. "Vana" dan bahsediyorum.
Böyle hakem ve yardımcılarının olduğu yerde faul yorumu yapsam veya özellikle avantaj yorumu yapsam yazdığım yazıya ayıp ederim.
Maçı alan mutlu, yenilen de mutlu ise bana haltetmek düşer. Herkese
hayırlı işler, amaaa adamı da şişler!

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.