İşte Yıldırım'ın Fener'i

2005 yılında halka açıldıktan sonra borçsuz olan Fener'in şu anki zararı tam 250 milyon euro!

Aziz Yıldırım 17 yıldır F.Bahçe başkanı. Bu 17 yılda F.Bahçe 6 kez lig şampiyonu olmuş 2 kez kupa şampiyonu olmuş. G.Saray 8 kez lig, 4 kez de kupa şampiyonu olmuş. Beşiktaş 2 lig 4 kez de kupa şampiyonu olmuş.
16 yıllık Aziz Yıldırım başkanlığı döneminde bu kulüp 14 teknik direktörle çalışmış. Şampiyon olan da gitmiş, olmayan da gitmiş! Aziz Yıldırım takımı şampiyon yapan hiçbir tek direktöre teşekkür etmemiş ,"F.Bahçe'yi şampiyon yaptı" dememiş, hep kendine mal etmiş. (Son zamanlarda kongre üyelerini ve futbolcuyu da katıyor ama zaten o işin içinde.) Ama aynı Aziz Yıldırım takım şampiyon olmayınca bütün bunları dışarıda bırakıyor, teknik direktörü suçlayıp kovuyor.
Yani iyiyken "Ben" kötüyken "O!"
Bunları bir bir not alın!
Şimdi sıkı durun; 17 yıl boyunca F.Bahçe'nin transfer ettiği futbolculara alırken verdiği paralarla, verirken aldığı paraları bir bir not alın!
Van Hooijdonk, 1 milyon euro'ya alınmış, satış yok, boş!
Alex, 5 milyon dolar alış, satış boş, havagazı! Anelka alış, 5 milyon pound, satış 8 milyon pound.
F.Bahçe kâr etmiş. Ama F.Bahçe'nin Denizli'de kaybettiği, Aziz Yıldırım'ın hakemi eleştirdiği maçta bu oyuncu yedek kulübesinde!
Önder Turacı 1.7 milyon Euro alış, satışı havagazı! Appiah 8 milyon Euro alış, satışı havagazı!
Kezman 8.3 milyon euro alış, satış:
2 milyon euro. Guiza 17 milyon Euro (menejer parası da dahil) alış, satış: 2 milyon euro! Maldonado 2 milyon dolar alış, satışı havagazı!
Bienvenü 4.6 milyon Euro alış, satışı havagazı. Menajer Figer ile ortak bir oyuncu aldılar; De Souza diye, Bursa'da oynattılar. Yüzde 50'sini F.Bahçe verdi (2 milyon Euro!) Bu futbolcunun akıbetinin ne olduğunu kimse bilmiyor.
İşte kim nasıl satıldı?
F.Bahçe Josico diye bir oyuncu almaya kalktı. O zaman Mehmet Ali Aydınlar "Bu futbolcunun dizinde sakatlık var, almayın" dedi.
1 milyon 500 bin euro'ya aldılar. Ve bu oyuncu yüzünden dolayı Fİ-
FA'lık oldular. Futbolcuya verdiklerinden başka 4 milyon Euro da ceza ödediler. Dia diye bir futbolcu aldılar 5 milyon Euro'ya, 2 milyon euro'ya sattılar. Stoch'u aldılar 5 milyon Euro'ya! Krasic'i de 7 milyon euro'ya aldılar. Bu futbolcuyu kiraladılar.
Kiraladıkları takımdaki maaşının yüzde 30'unu o takım geri kalanını olan 70'ini Fenerbahçe ödedi.
Kadlec'in maliyeti 4.5 milyon euro!
Kuyt'a 1 milyon euro ödediler.
Yobo'ya 3 milyon euro verdiler. Bu futbolcunun ne olduğu belli değil.
Lugano'ya 6 milyon euro ödediler, havagazına gitti. Santos ile Baroni'ye 12 milyon dolar ödediler, Santos'u 5 milyon dolara sattılar. Baroni'nin ne olduğu belli değil.
Webo'ya 3 milyon dolar ödediler.
Krasic'in maliyeti yıllık 2 milyon 700 bin euro! Bastia'ya kiralık verdiler 1 milyon euro'sunu onlar ödedi, 1 milyon 700 bin euro'yu da F.Bahçe ödedi. Stoch'un yıllık maliyeti 1 milyon 850 bin euro, kiralık verdikleri Paok bunun 1 milyon euro'sunu ödedi. 850 bin euro'sunu Fenerbahçe ödedi.
Fenerbahçe kulübü 2005'in Ocak ayında yüzde 15 hissesini halka açtı. 25 milyon dolar para sağladı.
Ve o sene Fenerbahçe'nin hiç borcu yoktu. Şu anda Fenerbahçe'nin yaklaşık 250 milyon euro zararı var. İşte Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'sinin şu anki durumu bu!
Yaş ortalaması 31!
Yine saadete gelelim; F.Bahçe futbol takımının bu seneki yaş ortalaması 31!G.Saray'ınki 28, Beşiktaş'ınki ise 26. İşte Fenerbahçe'nin Aziz Yıldırım'ın bilançosu!
AzizYıldırım'ın aynaya baktığını zannetmiyorum. Çünkü aynaya baksa spor camiasında yaptığı suçlamaların çoğunu yapamaz.
ErsunYanal'ın kişiliğini tartışabilirim.
Davranışlarını tartışabilirim.
Ama bildiğim ErsunYanal'ın antrenman programını ve disiplinini tartışamam. Bu konuda kendini son derece geliştiren biridir.
Yenilikçi, her şeye açıktır. Bir şeye tahammülü yoktur; Koşmayanı oynatmaz! Ersun Yanal'ın çalıştırdığı takımlarda futbolcular "fazla antrenmandan" şikayet etmişlerdir ama "az antrenmandan" şikayet edenini görmedi.
Futbolcu ile münasebetine bir şey demem. Doğrudur, yanlıştır. Şunu net olarak söyleyebilirim; İnsanların özel hayatları ile yaptıkları işleri ayırın.
Eğer özel hayatlarından dolayı Türkiye'de erkekleri belli kategorilere sokarsanız o suçlayanların çoğu sokağa bile çıkamaz!

Birbirimizi iyi biliriz!

Kimse kimseye artistik yapmasın!
Biz 40 kişiyiz, birbirimizi iyi biliriz, gelmişimizden, geçmişimizden!
Sakın yaptıklarınızı unutmayın.
Milleti de "aptal" yerine koymayın.
Eğer birileri, birilerinin işlerine son verecekse bu teknik direktör de, futbolcu da, gazeteci de olur, oyuncu da olabilir! Ahlaklı bir şekilde "yalın" hareket edin.
ErsunYanal kimle çalıştı? Yardımcısı İsmail Kartal ile! Kartal'ı F.Bahçe'ye getiren kim? Aziz Yıldırım!
Bazı kulüp başkanları, bazı yöneticiler, bazı teknik direktörler, herkes kendi ekibi ile çalışır ve hepsi belli yerlere adamlarını koyarlar.
Bu yardımcı hoca olur, masör olur, malzemeci olur! En güzel haberi malzemeci ile masörden alırsın.

Hepimizin ailesi var

F.Bahçe'deki olayın aslı yakında patlar. Ama Aziz Yıldırım, Ersun Yanal ile ligin son 5 haftasına girildiğinde ipleri koparmıştı. Yanal'ın kızının düğün yapacağı akşamında 4-5 saat öncesi Aziz Yıldırım, Ersun'u transfer konuşmak için tesislere çağırıyor. Ersun'un bu şartlarda kızının düğününe bile yetişmesi zor gözükürken kulüp başkanı teknik direktörüyle böyle oynayabiliyor.
Ondan sonra da sahneye özel hayat çıkıyor. Beyler hepimizin ailesi var, çocuklarımız var! Bazı şeyleri yaparken iyi düşünün geçmişteki bazı açıklanmayan tapeleri de bir düşünün. Spor aleminin nerede olduğunu daha iyi görürüz. Ama çoğu engellendi.
TEK SORUMLU G.SARAY
Galatasaray tesisinin kapısının öldürdüğü gazeteci Erkan Koyuncu'nun olayı mahkemeye taşınmış ve maalesef sadece güvenlik görevlisi sorumlu tutulmuş! Galatasaray güvenliği belli bir şirkete vermiş.
Ama o şirket kapıyı ihmal eden şirket değildir! Bu kapıyı yapan ve işlettiren 1 numaralı sorumlu G.Saray'dır. Koca G.Saray camiası bu tarz ayak oyunları ile işin içinden sıyrılmaya kalkmasın. İşlenen cinayettir.
Sorumluları da hesap vermelidir. İngiltere anayasa ile idare edilmiyor, teamüllerle idare ediliyor. Göz var, nizam var, mantık var. En sonunda da ahlak var. Yukarda da Allah var!
GOL YEMEKTEN BIKMADILAR
Türkiye'deki siyasi olaya karşıdan bakıyorum. Bu konuda da yıllarca görüş bildirdim. Hatta "Kardeşim madem konuşuyorsun, bu işe gir de bir görelim" demesinler diye 91'de Doğru Yol Partisi'nden aday oldum. Rakibim üniversiteden hocam Aydın Güven Gürkan'dı.
Çok az farkla o kazandı ben kaybettim. Hiç de üzülmedim.
Elimden geleni yaptım çünkü. Şimdi bakıyorum CHP'nin başında Kılıçdaroğlu, MHP'nin Bahçeli var. İkisi de benim üniversiteden tanıdıklarım. Aynı dönemlerde okuduk. Recep Tayyip Erdoğan'ı da hiç tanımam. Bir kez karşı karşıya geldik. Rahmetli dostum, arkadaşım Hasan Doğan'ın ölümünden sonra.
Onda da konuşamadık.
Çünkü ben de ağladım, o da ağlıyordu.
Bakıyorum 3 lider arasındaki olaya ve üçü hakkında fikir yürütüyorum Devlet Bahçeli ile Kemal Kılıçdaroğlu'na 10 koyun ver 6'sını kaybeder, 2'sini sakat bırakırlar, 2' sini öldürürler.
Bu benim şahsi fikrim. Kızarsınız, kızmazsınız, beğenirsiniz, beğenmezsiniz.
Ama size şunu söyleyeyim; Tayyip Erdoğan bu ikisine devamlı gol atıyor.
Tek kale maç var! Recep Tayyip Erdoğan bir bacak arası veya yanından atıyor, gidiyor golü atıyor. Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli bakıyorlar olmuyor ikisi de aynı kaleye geçiyorlar. Bu sefer Erdoğan korner atıyor, attığı kornere depar atıyor, altı pastan kafayı yapıştırıyor kendi topuna, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ikisi de aynı anda kalede ama ikisi de topa hamle yapamıyorlar. Yapsalar kafa kafaya vurup, oraya yığılacaklar.
Yine gol olacak! Yahu arkadaşlarım, ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli ekibinizi de alın gidin!
Belki sizden sonra gelenler daha hayırlı işler yapıp bu ülkeye hizmet ederler.
Mecbur musunuz o koltukta oturmaya?
Gidin kardeşim, gidin. Siz Recep Tayyip Erdoğan'dan hep gol yemekten bıkmadınız, taraftarlarınız bıktı be!
Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunu görmediyseniz, pes vallahi size!
NE MASA DAĞI NE CORCOVADO
Dünyada iki tane yer var, muhteşem! Birisi Cape Town'da Masa dağı, diğeri ise Brezilya'da Rio'da Kurtarıcı İsa Heykeli'nin bulunduğu Corcovado tepesi. Bu iki yere de teleferikle çıkılıyor ve inanılmaz güzel yerler.
Bizim ülkemizde Bodrum'da bu ikisinden de çok güzel yerler var. Adı Pedesa.. Bodrumdaki meşhur "Antik tiyatro"nun arkasından bir teleferik yapacaksınız.
İnsanları çıkaracaksınız o tepeye, rüya gibi bir manzara, inanılmaz bir tarih!
Kültür ve Turizm Bakanlığı 4 yıldır burada çalışmalara başladı.
Ben de atv var, onunla çıkıyorum Pedesa'ya. Resmen hastalık gibi bir şey bu! Bir kere gidip gördünüz mü hep gitmek istiyorsunuz.
Müthiş bir yer. Ama maalesef biz böyle müthiş bir doğayı değerlendiremiyoruz. İlla da başbakanı devreye sokacağız! İddia ediyorum böyle bir şey yapılsa hem Cape Town'daki Masa dağı hem de o Rio'daki o Corcovado Tepesi'nden çok daha fazla turist çekeriz o Bodrum'daki Pedesa'ya.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.