Şansı var mı? Hafta boyu Fenerli taraftarların özellikle muayenehanemde bana en çok sordukları soru buydu. "Gerçekten Fener'in şampiyonluk şansı artık hiç yok mu? " diye soruyorlardı. Cevabımı net bir şekilde Fotomaç'ta yazmıştım cumartesi günü: "Bu kadar tecrübeli bir G.Saray artık bu saatten sonra şampiyonluğu vermez." Aslında Fenerli oyuncular da bunun farkındaydılar. Sivas'ta, hem de yenik duruma düşmesine rağmen G.Saray maça asılırken, sarı-lacivertlilerde bir ümitsizlik ve bunun oyuna temponun düşmesi olarak yansıması, bu farkındalığın göstergesi idi. Bu psikolojik düşkünlük, golü de yedirince Zico, hayatı boyunca yapmadığı ve eminim ki bundan sonra da yapmayacağı "2 değişikliği birden, hem de 35. dakikada gerçekleştirme eylemini" hayata geçiriyordu. Bu değişikliklerle kıpırdanan Fener peş peşe golleri buluyor, Sivas'tan gelen beraberlik golleri ile biraz da olsa umutlanıyordu. Ama sonuçta, galibiyete rağmen, G.Saray Sivas'ı yenince, tek teselli garantilenen Şampiyonlar Ligi oluyordu. Bu saatten sonra, "son maçta OFTAŞ galip gelir mi?" umutlarına kapılmak anlamsız kalacak. Fenerbahçe'nin yapacakları net: 1-Geçen sene takımın ağırlığını 14 adam çekti ve sonunda o ayaklar bu ağırlığı çekemedi. Çünkü Chelsea aynı işi 23, Barça 22, M. United 24 adama yaptırıyordu. 2-Adamların Drogba yedeği Anelka, Kalou, ya da Rooney yedeği Tevez ve Saha ile mücadele ettiği bir platformda, senin Kezman yedeği sadece Semih ile mücadele etmen, en azından haksız rekabet oluyor ama buna yol açan da eksik transfer politikası oluyordu. Sonuç: 1-Üst düzey, 1 de değil, 2 santrfor şarttır. 2-Maldonado bir kamera şakası olarak kabul edilmeli, hemen gönderilmeli, Aurelio tutulmalı, Aurelio gibi bir ön libero daha alınmalıdır. 3-Şampiyonlar Ligi'nde seneye daha da başarılı olacağına inandığım bu takımı yaratmak için gerekli bilinç de, para da bu takımın yönetiminde vardır.