Pascal Nouma

Hafta içinde Schuster'in istifası ve Tayfur'un kalan maçlar için takımın başına geçmesi, camiada takımın nasıl olacağı ile ilgili merak uyandırmıştı. Maç başladığında da sahaya farklı bir 'ruh' ile çıkıldığını anladık. Futbolcular kendilerini Tayfur Havutçu'ya göstermek için büyük mücadele veriyorlardı. Bu oyuncular arasında Ernst'e "Hoş geldin" demek istiyorum. Ernst bu takım için önemli bir oyuncu, orta sahada tam bir dinamo vazifesi görüyor. Yenilen gol kimseyi aldatmasın, ilk yarı tamamen Beşiktaş'ın hakimiyetinde geçti. Kayserispor kaleye bir kez geldi ve o da şanssız bir şekilde gol oldu. Beşiktaş'ın yine penaltıları verilmedi... "Bu penaltılar nasıl verilmez, hakemler bunları nasıl göremez" diyeceğim ama zaten Beşiktaş, sezon başından beri bunları çok yaşadığı için maalesef alıştık artık.

Yeter ki basit oynasınlar
Tayfur, Schuster'in aksine, Guti'yi daha önde oynattı. Necip ve Ernst defans ve hücum arasında vazife yaparken, Guti onların önlerinde forvete daha yakın oynuyordu. Böylece Guti daha az yorularak, hücumda daha etkili oldu. İkinci yarı önce Almeida sonra Ernst ile goller geldi. Oyundaki üstünlük, skor olarak da Beşiktaş'a geçti. Ligin en az gol yiyen takımlarından birini sahadan silen Beşiktaş, Quaresma'nın harika vuruşu ile bir gole daha ulaşarak rahatlamak istedi fakat hakem Halis Özkahya Beşiktaş için çalmadığı penaltı düdüğünü, Kayserispor'a kolayca çalarak, Beşiktaş'ın rahatlamasını istemedi. Ama Quaresma bir de asist yaparak skoru tekrar iki farka taşıdı. İddia ediyorum bu takım böyle oynadığı sürece Süper Lig'in üstünde bir takım. Yenemeyecekleri takım olmadığını düşünüyorum, yeter ki bu şekilde basit oyunu tercih etsinler.