Quaresma ile bir başka!

Beşiktaş, ilk haftalardaki coşkulu havasına Quaresma ile döndü! Fernandes'i inkar etmiyoruz ama Q7 ile Beşiktaş'ın görüntüsü, hayatı, coşkusu bir başka oluyor...
Eğri oturup doğru konuşalım; sezon başındaki coşkulu oyunun kaybolmasında taraftarın da parmağı var! Küfür nedeniyle defalarca "seyirsiz" oynama ve yüzbinlerce lira para cezası alan Beşiktaş, başına gelenleri hak etmiyor...
Hayal kırıklığında başka etkenler de var. Batmakta olan gemisini terk eden kaptan gibi; başkanı, kulübü "başsız" bırakıp, federasyonun başına geçmekte, savunma oyuncuları sakat, hocası umutsuz vakada umutlu olmaya direnmekte!
Beşiktaş'ın saha içindeki en büyük yanlışı; oyuna hakimiyeti sağlayacak hatlar arasındaki bağlantının kopuk, mesafenin uzun olması. Böyle oynayan takımların kazanma şansları yok denecek kadar az olur, raslantıya, şansa kalır...

CARVALHAL DENEMELİ
Maç kazanmak için "risk" almak önemli. Riski, güçlü, kendine güvenen takımlar alabilir.
Aslında Beşiktaş'ın oyun yapısı, genelde "risklerle" dolu.
Risk boyutunu büyüten etken, "takım oyunu"nu bir türlü gerçekleştirememesi. "Takım oyunu"ndan en çok uzak kalan futbolcu Quaresma'dır.
Üst düzey yetenekli Q7, "savunmaya yardım etmeme" alışkanlığıyla takıma sağlaması gereken verimden uzaklaşıyor.
Bir parantez: "Ben dünya yıldızıyım, onlar da kimmiş?" deme küstahlığını yapmayıp, hocası arkadaşlarından özür dileyerek, üzücü olayın tatlıya bağlanmasını sağlaması ve bu hareketini Manisaspor'a kattığı iki şık golle kutlaması alkışa değer. Bravo Q7.
Portekizli yıldızdan daha çok yararlanmanın yolu; oynatıldığı kanatlardan forvetin arkasına çekmektir. Bu bölgede Q7, çok gol atar.
Kaldı ki Q7, kaleye şut atmayı çok seviyor, etkili vuruşlar yapıyor.
Veli'yi so lbek oynatma saçmalığı yapan Carvalhal, bu "doğruyu" da denemelidir!