Q7 için tek kuşku!

Her büyük kulüp, vitrinini popüler futbolcularla donatmak ister. Quaresma, üç yıl Beşiktaş vitrininin süsü olacaktır.
Futbolun artistik, estetik yönünü sevenler Quaresma'da aradıklarını doyasıya bulacaklardır.
Avusturya kampındaki şovları hayranlarının sabrını taşırıyor!
Topuk ve ayaklarını arkaya makas yaparak attığı paslar, sağ ayağının dışıyla vuruşları, çalımları izleyeni hop oturtup, hop kaldıracak ilginçlikte.
Rahatlıkla aştığı rakip savunmaları tahrik eden stili, kart göstertecek hatta penaltı yaptırtacak etkinlikte. Bir başka özelliği; gol atmaktan çok, attırmayı sevmesi.
Barcelona, Chelsea, İnter'de teknik direktörlere bu estetiklerini beğendirteoomediği ve özellikle "özgür" oynadığı için tutunamadı.
Ama Beşiktaş, teknik direktör Schuster ve taraftarıyla tam aradığı kulüp. Bu da Q7'nin, sorumluluk duygusunu kamçılayacak, başarı için iştahını kabartacaktır. Quaresma'nın başarısında etken olacak bir diğer faktör ise; takımda oyun dengesinin ve birlikteliğin sağlanmasıdır.

YENİDEN DOĞACAK
Bu konuda Schuster'e büyük iş düşüyor.
Q7'ye öz güven kazandırılırken, öteki futbolcuların da küstürülmemesi gerekiyor. Bu şekilde kazanılacak Quaresma futboluyla keyif alır, keyif verir.
Evet, Beşiktaş; Portekizli yıldızın yeniden doğduğu ve dünya futbolunun gündemine yeniden oturduğu kulüp olur. Görüşler ve beklentiler olumlu, umutlar büyük. Tersi sonuç için somut bir neden şu anda görünmüyor. Akıllara takılan tek kuşku; en iyi günlerini yaşadığı memleketi Lisbon'daki başarısını Evliya Çelebi gibi dolaştığı yabancı ülkelerde gösterememesi!
Portekiz dışındaki başarısızlıklar elbette İstanbul'da da yaşanacak anlamına gelmez. İnönü Stadı; imza töreninde muhteşem taraftarla büyülenen Quaresma'nın, şeytanın bacağını kırdığı mabed olabilir!