Murat Zorlu

Ligin 2. yarısında çok farklı bir F.Bahçe izliyoruz. Takım havasının oluştuğu kesin. Herkes mücadele ediyor, yardımlaşıyor. Bunlar doğru. Aykut hocanın doğrularının takıma damga vurduğunu da söylemeliyiz Kayseri karşısında Emre'nin yokluğu önemli bir handikaptı. Maç sabahı birçok gazetenin ilk 11'inde Selçuk- Cristian ikilisi beraber yer alıyordu. Aykut hoca bu yanlışa düşmedi. Yapı itibariyle Selçuk ve Cristian aynı tarz futbolcular. Birlikte kullanıldıklarında orta sahanın üretkenlik sağlaması oldukça zor. Bu ikili ancak skor avantajı sağlanan maçların son bölümünde orta saha direncini artırmak için beraber kullanılmalı ki Aykut hoca da bunu yaptı. Emre'nin görevi de, mevcut kadro içerisinde bunu yapabilecek en doğru isim olan Mehmet Topuz'a verildi. Ayrıca Cristian ilk 11'de başlasa, Dia yabancı kontenjanına takılacaktı. Seyirciyle bütünleşilen iç saha maçlarında Dia önemli bir güç. Onu yorulana kadar maçın başından itibaren kullanmak da bir başka doğru.

Selçuk'un müthiş çıkışı
Bu kurguda sağ kanat için de tek seçim Özer olabilirdi. Ve Özer uzun süredir oynamamasına rağmen, söylendiği kadar kötü değildi. Yalnız F.Bahçe seyircisinin Özer'e karşı biraz daha sabırlı olması şart. Şu ana kadar bekleneni veremediği doğru, ama uzun süre oynamaya başladığı takdirde onun da faydalı olacağından hiç kuşkum yok. F.Bahçe seyircisine kendini bir türlü beğendiremeyen bir başka isim de Selçuk. Dikkat ediyorum, Selçuk her sezon en az 5-6 maç, iyi değil, çok iyi oynuyor. Ve bunların içinde Kadıköy'deki Sevilla maçı gibi veya derbiler gibi önemli maçlar da oluyor. Formsuz dönemleri de oluyor, yedek kalıyor hiç sorun yapmıyor, ama bir türlü yaranamıyor. Bugün itibariyle "Aurelio mu Selçuk mu?" deseniz, benim tercihim Selçuk olur. Sonuç olarak, F.Bahçe takımı, öz güveninin de yerine gelmesiyle son haftalarda bambaşka kimliğe büründü. Ve şampiyonluğun 1 numaralı adayı oldu. Bunda sezon başında çok eleştirilen Aykut Kocaman kararlarının önemli etkisi olduğu da bir gerçek.