Uykudan önce

Zaten keyfimiz yok. 24 şehit vermişiz. Gözler doluyor maç öncesinde. Renk, taraf kalmıyor konu hassas olunca. Acaba diyorum yaşanan bu olaylar mı maçı bu hale getirdi? Her iki takımın futbolcuları da isteksizlik içinde. Pozisyon yok, güzel hareket bir-iki tane. Böyle olunca aklıma rahmetli Adile Naşit geliyor. Bizim çocukluğumuzda Uykudan Önce programı vardı. Dünkü maç da bu programın bir benzeriydi. Esnedi futbolseverler maç boyunca. G.Saray, Türk Telekom Arena dışında 4. maçında 3. kez puan kaybetti. Bir takımın bu kadar farklı bir hale bürünmesi ilginç. Halbuki maça 2 santrforla başladı Fatih Terim. Elmander- Baros ikilisinin verimli olmasını bekliyorduk. Ancak G.Saray takım olarak uyku halindeydi. Selçuk, duran toplar dışında ağırlığını sahaya koyamadı.

G.Saray'ın Güiza'sı!
Kazım ve Engin'in yokluğunda sağ taraf oyunun büyük bölümünde sadece Sabri'nin sorumluluğu altındaydı. Baros çıkana kadar Eboue, Hakan ve Aydın'la birlikte sol tarafa destek verdi. Çünkü Antalyaspor hep o bölgeden gelmeye kalktı. G.Saray verimsizdi de bundan yararlanan bir Antalyaspor mu vardı? Hayır. Necati zaten oyunun başında bir sakatlık geçirdikten sonra koptu gitti. Baros'un sakatlanmasıyla oyuna dahil olan Riera sola, Aydın sağa geçti. Eboue ise ortaya. Ancak bu değişimin ardından da değişiklik olmadı oyunun temposunda. Tüm maçtan akılda kalan bir ilk yarıda Baros'un ortasına Elmander'in kafası ve Ömer'in kurtarışı bir de ikinci yarıda Melo'nun kafası. Gerisi lay lay lom. G.Saray, Arena dışında da sahaya bir şeyler koymak zorunda. Selçuk'un bir an evvel kendine gelmesi gerekiyor. Riera, G.Saray'ın Guiza'sı olma yolunda hızla ilerliyor. Onun klasında bir futbolcunun
bu durumu üzücü.