Baskı, hırs, beceri yok!
- Haşmet Babaoğlu Yazıları
- 21 Ekim 2011, 00:53:45
Daha maçın ilk dakikalarında, Dinamo Kiev teknik direktörü Yuri Semin ellerini ovuşturmaya başlamıştı.
Yok! Soğuktan değildi!
O bildiğimiz Kiev soğuğundan eser yoktu ama herhalde İsmail'in oyuna başlama şekli rakip hocayı keyiflendirmişti.
İsmail öyle hatalar yapıyordu ki, sürekli o kanattan atağa çıkan Gusiev veYarmalenko biraz daha akıllı olsalar maç ilk devrede kopup giderdi.
***
Bir nokta daha ilginçti...
Beşiktaş orta sahada Aurelio, Necip ve Ernst'le oynamasına karşın, topu alan Kiev'li hızla ilerliyor ve karşısında Sivok'u buluyordu.
İkinci yarıda siyah-beyazlılar savunma dağınıklığına çareyi iyice geriye yaslanmakta buldular.
Doğrusu, ceza sahasının önünde kalabalık oluşturmak pek demode bir yöntemdi ama, belli ki Carvalhal'ın hesabı golsüz beraberlik, rüyası ise kontratak golüydü.
***
Sonuçta..b Beşiktaş'ın kötü futboluna Kiev de ayak uydurdu, diye seviniyorduk.
Hatta gördük ki, Kiev'in fizik kondisyonu Beşiktaş'ınkinden daha kötüymüş.
Fakat uzatmada gelen Kiev golü, acı gerçekle yüzleşmemize neden oldu.
Aurelio'nun oynadığını 70'li dakikalarda anladığımız, Holosko'nun oyuna girdiğini fark edemediğimiz, sevdiğimiz Necip'in sadece ortada koşuşturduğu bir günde bir puan almak, 'büyük talih' olurdu zaten.
İşin gerçeği şu...
Siyah-beyazlılarda takım olarak baskı yok, koşmak yok, hırs yok, beceri yok.
Başarı nasıl olacak peki?
Yok! Soğuktan değildi!
O bildiğimiz Kiev soğuğundan eser yoktu ama herhalde İsmail'in oyuna başlama şekli rakip hocayı keyiflendirmişti.
İsmail öyle hatalar yapıyordu ki, sürekli o kanattan atağa çıkan Gusiev veYarmalenko biraz daha akıllı olsalar maç ilk devrede kopup giderdi.
Bir nokta daha ilginçti...
Beşiktaş orta sahada Aurelio, Necip ve Ernst'le oynamasına karşın, topu alan Kiev'li hızla ilerliyor ve karşısında Sivok'u buluyordu.
İkinci yarıda siyah-beyazlılar savunma dağınıklığına çareyi iyice geriye yaslanmakta buldular.
Doğrusu, ceza sahasının önünde kalabalık oluşturmak pek demode bir yöntemdi ama, belli ki Carvalhal'ın hesabı golsüz beraberlik, rüyası ise kontratak golüydü.
Sonuçta..b Beşiktaş'ın kötü futboluna Kiev de ayak uydurdu, diye seviniyorduk.
Hatta gördük ki, Kiev'in fizik kondisyonu Beşiktaş'ınkinden daha kötüymüş.
Fakat uzatmada gelen Kiev golü, acı gerçekle yüzleşmemize neden oldu.
Aurelio'nun oynadığını 70'li dakikalarda anladığımız, Holosko'nun oyuna girdiğini fark edemediğimiz, sevdiğimiz Necip'in sadece ortada koşuşturduğu bir günde bir puan almak, 'büyük talih' olurdu zaten.
İşin gerçeği şu...
Siyah-beyazlılarda takım olarak baskı yok, koşmak yok, hırs yok, beceri yok.
Başarı nasıl olacak peki?