Şeytan üçgeni
- Haşmet Babaoğlu Yazıları
- 27 Şubat 2010, 23:39:50, Güncelleme: 28 Şubat 2010, 00:21:01
İşi Mustafa Denizli ve Tello bitirdi. Denizli geride öyle bir şeytan üçgeni kurmuştu ki, giren çıkamıyordu! Önde İbrahim Toraman, geride Sivok ve Ferrari... Makukula için çok kötü sürprizdi bu üçgen! Çünkü ligin gol kralı iki stoperi alt edecek kadar güçlü, ama üç stoperle boğuşmak olacak şey değil. Üstelik Toraman dörtlünün önünde öyle bir çalıştı ki, Makukula'ya atılan topları da kesti. Portekizli oyuncu o üçgende boşluk yakalayıp golünü atmak için 81 dakika bekledi. Beşiktaş'ın hücumdaki yıldızı
***
Tello'ydu. Sanki Şilili yıldız ülkesinde gerçekleşen 8.8 büyüklüğündeki depreme olan bütün öfkesini ve kırgınlığını sahaya dökmeye karar vermişti. Bu kez zekasıyla becerikli sol ayağı arasında uyumlu bir bağ kurmayı başardı. Her hücuma damgasını vurdu Tello... Şık imzalar attı! Takımlar sahaya çıktığında şaşırmıştı Beşiktaşlı seyirciler:
***
Tabata, Holosko ve Nihat kenarda oturuyordu! Ama Beşiktaş'ın defansif bir kurguyu tercih etmesi, mahkum oynaması anlamına gelmiyordu. M.United galibiyetinde görmüştük bunu. Oysa geçen hafta derbide görmüştük ki, Beşiktaş'ın sürekli hücum etmesi etkili hücum etmesi anlamına gelmiyordu. Derbinin tersine Kayseri'de alanı o kadar daralttı ki siyah-beyazlılar, top hep rakibin en gerideki adamlarının ayağında dolaştı durdu. Böylece kapılan toplardan çok tehlikeli Beşiktaş atakları doğdu. Tolunay'ın erkenden
***
Troisi'yi oyuna sokması manzarayı biraz değiştirdi. Ancak Kayserispor'un oyunu biraz daha ilerde kurduğu dakikalarda bile Toraman ve Ferrari'nin yüksek performansı, rakibin son on dakikaya kadar etkili olmasını önledi. Daha ilginci, ikinci yarıda Toraman'ın ileriye doğru etkili çıkışlarıydı. Şu çok açık... Beşiktaş, Türkiye'de bir takımın en zor ve geç öğrendiği şeyi; yani ciddi biçimde taktik savunma yapmayı iyi biliyor. Ama belli ki, iyi hücum için formda bir Tello ile enerjik Ernst ve Ekrem'e ihtiyaç var! Tello ve Ernst çıktıktan sonra bir de yorgunluk üzerlerine çökünce siyah-beyazlıların da havası söndü.
***
Tello'ydu. Sanki Şilili yıldız ülkesinde gerçekleşen 8.8 büyüklüğündeki depreme olan bütün öfkesini ve kırgınlığını sahaya dökmeye karar vermişti. Bu kez zekasıyla becerikli sol ayağı arasında uyumlu bir bağ kurmayı başardı. Her hücuma damgasını vurdu Tello... Şık imzalar attı! Takımlar sahaya çıktığında şaşırmıştı Beşiktaşlı seyirciler:
***
Tabata, Holosko ve Nihat kenarda oturuyordu! Ama Beşiktaş'ın defansif bir kurguyu tercih etmesi, mahkum oynaması anlamına gelmiyordu. M.United galibiyetinde görmüştük bunu. Oysa geçen hafta derbide görmüştük ki, Beşiktaş'ın sürekli hücum etmesi etkili hücum etmesi anlamına gelmiyordu. Derbinin tersine Kayseri'de alanı o kadar daralttı ki siyah-beyazlılar, top hep rakibin en gerideki adamlarının ayağında dolaştı durdu. Böylece kapılan toplardan çok tehlikeli Beşiktaş atakları doğdu. Tolunay'ın erkenden
***
Troisi'yi oyuna sokması manzarayı biraz değiştirdi. Ancak Kayserispor'un oyunu biraz daha ilerde kurduğu dakikalarda bile Toraman ve Ferrari'nin yüksek performansı, rakibin son on dakikaya kadar etkili olmasını önledi. Daha ilginci, ikinci yarıda Toraman'ın ileriye doğru etkili çıkışlarıydı. Şu çok açık... Beşiktaş, Türkiye'de bir takımın en zor ve geç öğrendiği şeyi; yani ciddi biçimde taktik savunma yapmayı iyi biliyor. Ama belli ki, iyi hücum için formda bir Tello ile enerjik Ernst ve Ekrem'e ihtiyaç var! Tello ve Ernst çıktıktan sonra bir de yorgunluk üzerlerine çökünce siyah-beyazlıların da havası söndü.