Futbol kültürü!

Hakkı Yalçın hakki.yalcin@fotomac.com.tr
Fenerbahçe'nin bu sezon define sandığından çıkan isim Eljif Elmas.
Geçen sezon Van Persie gibi bir asalağın üzerine titreyenler böyle bir genci görmek istemediler.
Bu gencin düşünce gücü takımdakilerin birkaç saniye önde.
Sorumluluk alan ve korodo soloya çıkmaya yönelik bir duruşu var.
Fenerbahçe'de futbol oynamanın özelliklerinden biridir.
Dikine oynamak ve topun ayağa yakışması.
Rıdvan Dilmen'in unutulmazlığının sırrı da budur.
O yüzden Eljif Elmas bu sezon Fenerbahçe'nin en değerli transferi sayılmalıdır.
Bu takımda Mehmet Topal gibi demode adamların kaybettirdiklerini kazanmak için de Eljif gibi gençlere gözü gibi bakılmalıdır.
Diğer kulüplere de bakıyorum bir gençlik rüzgarı esiyor.
Yabancı bataklığını kurutmanın başka yolu yok.
O yüzden gençliğin "çaresizlik modası" olmadığını gösterecek yürekli adamlara ihtiyaç var.
Bir şampiyonluk uğruna nice değerleri katledenlerden bıktığımız bir dünyada!
Ayrıca bir ülkenin futbolunun gelişmesi için önce bu gençlerin kalite ve kültür gelişiminin beslenmesi gerekiyor.
Onları korkularıyla şekillenen puzzle olmaktan kurtaracak düşünce mimarlığı ne acıdır ki birçok teknik adamda mevcut değil.
O yüzden futbolda çürüğe ayrılmış konudur kültür!
Bu gençlere örnek olacak futbolcuların ve teknik adamların görüntüleri önümüzde duruyor.
Genç futbolcusuna küfür etmeyi büyüklük sayanlara hizmet eden bir sistem vardır.
Kendilerine edilmedikçe onların ettikleri küfürler asla sorgulanmaz.
Onların kara kutuları futbol medyasıdır.
Bir pozisyon uğruna en kolay yemin eden üstelik en kolay küfür eden futbolcuların eğitimlerine bakın her şeyi anlarsınız.
Onların kara kutuları da cehalet!
Maçtan önce ellerini havaya açıp dua ederler.
Maçın içinde elleriyle attıkları golden sonra çocuklarının üzerine yemin ederler!
Gerçeklerin hakkını vermeyenler asla hak istemesin.
Fikret Orman'ın konuşmasında tırnak içinde kalan bir cümleye takıldım.
"Tolga Zengin, Fabri'den daha iyi!" Hayır! Fabri çok daha özel bir kaleciydi.
Sportmendi insancıldı.
Beşiktaş'ın asaletine toz kondurmadı.
Fabri'nin yanında Tolga Zengin'in esamesi bile okunmaz.
Hem zarafet hem yetenek sınavında!
Peki, bir kulüp başkanı böyle konuşarak neyi ispatlamak ister?
Güvenilmez bir duruşu olduğunu mu?
Giden bir futbolcuya karşı vefasız olduğunu mu?
Bunun kararını en iyi biçimde vicdanlar verir. Tribünlerin üzerine yürüyen Tolga Zengin'e ceza bile veremeyenler değil!
Neyse ligimize kavuşuyoruz!
Futbol kültürümüzün varlığından söz edebilmek için önce adaleti ve zarafeti ayaklandırmak gerekiyor.
Ama gerçek futbolseverlerin kabadayılığa ve kötülüğe karşı kazanacağı bir zafer kalmamıştır artık.
Elimizde "VAR olanlarla idare etmek zorundayız ya!
En acısı da bu!

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.