İyice yerlerdesiniz

Büyük bütçelerle lige başlayıp, küçük bütçeli takımlardan çok farklı bir görüntü vermeyen iki istikrarsız devin karşılaşmasında herkes gibi bende bir şey beklemiyordum. İki takım da doğal olarak açık futbolu tercih etti ama daha kontrollü olan taraf Galatasaray'dı. Tayfur hoca, Galatasaray'ın en zayıf tarafı olan Serkan Kurtuluş'un bölgesinden Quaresma ve zaman zaman da Simao ile etkili olmaya çalıştı. Ama Bobo ve Guti gerekli desteği vermediği için içeride çoğalamadı ve çok cılız ataklar yaptı. Beşiktaş ne kadar baskılı gözüken taraf olsa da net pozisyonlara giren Galatasaray'dı. Baros ve Kazım buldukları iki pozisyonu gol yapabilselerdi ilk yarıyı galip kapatabilirlerdi. Arda son iki maça baktığımızda oldukça durgundu ve konsantrasyon eksikliği göze çarpıyordu. İki takımın ligden kopmuş olmaları futbolcularıda oldukça sıradanlaştırmıştı. Yıldız oyuncu diyebileceğimiz milyon dolarlık futbolcuların, sadece adı derbi olan bir maçta bu kadar laubali oyunları çok renksiz görüntülere sahne oldu.

Beşiktaşlı yıldızlar coştu
İlk yarının aksine, futbolcu oldukları akıllarına gelen yıldızlar maça damgalarını vurdu. Ama maalesef bunlar Beşiktaşlı yıldızlardı. Bu arada Galatasaray'daki durağanlık devam etti. Zaten yıldızı olmayan sarı-kırmızılılarda, olan yabancıların da kendilerine hayrı yok. Bülent Ünder hocam, üç tane genci şu takıma koymaya bir türlü cesaret edemedin, ısrarla bize içi geçmiş fosilleri izletiyorsun. Maç yabancıların düellosu gibiydi. Tabii doğal olarak ayakta kalan taraf siyah-beyazlılar oldu. Galatasaray'da giren ve çıkan da sıradan olunca takım 14. ve 15. sıradan öteye gidemez. Dua etsinler de Bucaspor yenilip duruyor. Pino'nun kadroya girip bir de oyuna dahil olması şaka gibiydi. Bülent hocanın evde oturup dinlenmesinin vakti geldi artık...