Maksimum güç

Genelde büyüklerin başına bela olan ve ters gelen sadece Galatasaray'a şansı tutmayan, İstanbul Belediye'nin bu maçta da pek şansının tutmayacağını daha ilk dakikalarda gördük.
Çünkü maça müthiş başlayan bir Galatasaray vardı. Takımdaki oynama isteği ve mücadele gücü maksimum seviyedeydi.
Galatasaray'ın kadrosu olması gerektiği gibi ideal şekildeydi. Haftalardır söylediğim aksayan sağ taraf sonunda Serkan Kurtuluş'la beraber, kurtulmuş görünüyordu. Keşke daha öncelerde bunu görebilselerdi. İlk on dakikada gelen iki golde Serkan'ın çok klas ortalarıyla geldi. Baros ise "parayı aldı, yattı" diyenlere adeta, nazire yaparcasına golleriyle tekrar muhteşem bir dönüş yaptı . Orta sahadaki Misimovic dışında pek aksayan bir oyuncu yoktu. Misimovic çok iyi bir oyuncu ancak hala neden tam olarak bunu yansıtamıyor anlamış değilim. Umarım en kısa zamanda bunu aşar. Takıma faydalı hale gelir.

Oğuz tek başına oturdu
İkinci yarıya başlanırken 3 golün verdiği rahatlıkla takıma bir rehavet çökmüştü. Nitekim 50. dakikada defanstaki inanılmaz hata Rijkaard'la beraber herkese bir "eyvah" çektirdi. Gol bulabilmek için değişikliklere giden İstanbul Belediye'ye karşı, Rijkaard'ın yaptığı değişiklik çok erkendi. Takımın ritmini ve düzenini bozdu.
Nitekim Belediye'nin golü geldi. Ve atakları sıklaştı.
Galatasaray'daki kondisyon eksikliği görüyoruz ki hala sürmekte. Buna çözüm mutlaka bulunmalı.
Yoksa bundan sonraki maçlarda ilk yarıda 3 gol bulmak pek mümkün olmayabilir.
İlk defa iyi oyunla gelen bir galibiyet izledik.
Kuşkusuz bunda Baros ve Serkan'ın etkisi çok fazlaydı. ama Rijkaard daha iyi gözlemler ve olumlu katkılar yaparsa çok daha net sonuçlar alınabilir.
Bu arada Oğuz Çetin trübünde yine Hiddink'siz oturmaktaydı. Heralde oynamayan ve sakat oyuncuları tespit ediyordu, önümüzdeki milli maç kadrosu için...