Fener 16.5 puan aldı

10 tanesi ilk defa bir arada oynayan Ordu idi rakip. ''Haykırmak isteyen hoca'' Kocaman'ın üç oyuncusunun eksikliği bu nedenle teorik olarak handikap olmamalı idi.
Ama sürati sağlayan Emre ve Gökhan olmayınca, tempo yoktu başlarda Fener'de. Çünkü fişekleyicisi seyircisi dışarıdan müthiş destek verse de, içerde yoktu. İki ön liberosu, ''topu oynayanından'' değil ''rakibi oynatmayanından'' olunca, topu öne çıkaracak oyuncu sıkıntısı baş gösteriyordu Kanarya'da. Spikerler ilk 15 dakika Ordu'nun kalecisinin adını hiç söylemedi. Fener kanatlara gidemiyor, ortadan gelemiyor, iş sadece şutlara kalıyordu. 22. dakikada Fatih'in kaçırdığı golü iyi ki bu sezon kaçırıyordu !!! tecrübeli santrfor.
Kanat adamları işin ''orta yapanından'' olmayınca ilk 30 dakika Semih'in oyuna katkısı ''benim evden verdiğimden'' farksızdı.
Ama büyük takım olmak farklı bir şeydi ve Topuz'un ''Emrevari''ara pasında Semih, ''aslında oraya gelmiş olarak bile büyük iş yapan'' Cristian'a golü attırıyordu.

ZİEGLER DOĞRU TRANSFER
55 dakikadaki 10 ortasının hiçbirine vuramadı Fener. ''Ortalar mı kötü idi , pozisyon almalar mı yanlıştı?'' Bu hafta bu duruma çalışacaktı şüphesiz, ''defansif anlamda dökülen Dia'nın yerine doğru hamle ile Caner'i alan'' Kocaman. Alex yine virtüöz olacağını, Niang kadar iyi olmasa da Bienvenu'nun atacağı gollerde bu ligde çift haneli rakamlara ulaşacağını, deplasmanda daha fazla atacağını düşünüyordum.
Bir ay ara verilmiş ligde , ikinci yarıdaki temposuzluğa nasıl laf söyleyemezsem; Orduspor adına Diyadin'in, olduğu yerde başarısızlık fikrine de kafamda asla yer vermiyordum.
Maç boyu Yobo çok doğru hamleler yaptı, Ziegler doğru transfer olduğunu gösterdi.
Bu sene kaybettiğiniz her puanın yarısı kadar da play-off için kaybediyorsunuz.
Yani yenilgi 3 değil, 4.5 puan götürüyor. Bu nedenle rakiplerinin kaybı, Fener'in kazancı bu hafta tam 16.5 puan getirdi Fener'e.
Geçen sene, sahadaki alın terleri ile şampiyonluğu kazandıklarını her fırsatta yazdığım oyunculara da moral oldu bu başlangıç.