Ender Bilgin: Sergen Yalçın yine yetinecek mi?

Sergen Yalçın; futbolcu iken büyük bir yıldızdı. Ama büyük bir futbolcu olmayı, yani kalıcı ve istikrarlı başarıyı yakalayamadı. Çok daha fazlasını yapabilecek yeteneklere sahipken, Kapıkule'nin dışına çıkmamayı seçti. Antrenman sevmezdi. Bu durumu açıklarken; "o kadar çok antrenman yapsam zaten Real Madrid'de oynardım" derdi. Yetindi. Türkiye'de kaldı. Dünya çapında bir yıldız olamasa da izleyenlere futboluyla büyük bir keyif verdi. Sergen Yalçın en az futbolculuğu kadar açık sözlülüğü ve alçakgönüllü bir insan oluşuyla da dikkat çeken bir karakterdi. Yanlışları olsa da bunlarla yüzleşmeyi ve öz eleştiri yapmayı bildi. Futbolcu Sergen Yalçın, Teknik Direktör Sergen Yalçın'a evrildiğinde pek çok insan gibi benim de kafamdaki en büyük soru; sıkı çalışmayı sevmeyen, istikrar ve disiplin konusunda sıkıntıları olan birinin teknik adam olarak neler verebileceğiydi. Sergen Yalçın günlük başarılar yakaladı. Çalıştırdığı takımlarda teknik direktör etkisini hissettirdi. Futbolcu kazanmayı da başardı. Ama istikrar sağlamayı ve kalıcı olmayı bir türlü başaramadı. Fenerbahçe galibiyetinden sonra Teknik Direktör Sergen Yalçın'ın geleceğini düşündüm. Rakibi iyi analiz eden, doğru kadro seçimi ve hamleler yapan Sergen Hoca acaba bu defa istikrarlı olabilecek mi? Sadece saha içini değil, saha dışını da iyi analiz edebilecek mi? Başta yönetim ve medya olmak üzere ilişkilerinde kontrollü olabilecek mi? Uzun lafın kısası denizi geçip, derede boğulmaktan kurtulacak mı? Sergen Hoca artık yetinip, yetinmeyeceğine karar vermeli ve futbolcuyken yaptığı hatayı teknik adamlıkta tekrar etmemeye odaklanmalı. İşte o zaman büyük bir teknik direktör olabilir!
GÜNÜN TEK DOĞRUSU!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Erol Bulut açısından Beşiktaş derbisi tam bir kabus gibiydi. Maça bu derbilerin tecrübeli ismi Caner yerine Novak ile başlamak, Perotti sakatlanınca Thiam ya da Ferdi gibi ofansif bir oyuncu yerine sol bekte başlatmadığı Caner'i almak, stoperde formda Serdar'a değil Lemos'a yer vermek, gerideyken Cisse gibi bir golcüyü çıkarıp Frey'den biraz daha hallice duran Ademi'yi sahaya sürmek, orta sahanın teslim olduğunu görmesine rağmen geç müdahale etmek, rakip eksik kalmışken çift forvete dönmemek ve en önemlisi mental olarak takımı derbiye hazır hale getirememek Erol Hoca'nın yenilgi getiren bir dizi hatasıydı. Ne maça başlarken, ne de bitirirken oyunu ve rakibi doğru okuyabildi Erol Bulut. Sergen Yalçın'ın hamlelerine cevap vermek konusunda yetersizdi. Nihayetinde ağır bir derbi yenilgisi aldı. Fenerbahçe'nin bir serisi daha acı şekilde son bulurken camianın kafasını karıştırdı. Bunca yanlış içinde tek doğrusu; "Yenilgiyi hakeme bağlamıyorum. Kendimize bakmalıyız" demesiydi. Fırsatı olmasına rağmen tribüne oynamadı Erol Hoca. Doğrusunu da yaptı. Kötü oynadıklarını kabul ederek öz eleştiride bulundu. Erol Bulut ile ilgili hala umut taşımamın en önemli sebebi işte bu söz oldu.
AYNI NEHİRDE İKİ KERE YIKANILMAZ
Efesli ünlü filozof Heraklitos değişimin sürekliliğini anlatmak için söylemiş bu sözü. "Aynı nehirde iki kere yıkanamazsın çünkü ne artık sular aynı sular, ne de sen aynı sensin" diyerek. Ama tam 15 yıl sonra yeri, skoru ve olaylarıyla birbirine çok benzeyen bir Fenerbahçe-Beşiktaş maçı daha gördük. Koray ve Necip'in on beş yıl arayla yaşadıkları gol sevinçleri bile aynıydı. Heraklitos'a söz söylemem ne mümkün! Ama Netflix'in fenomen dizisi "Dark" ta olduğu gibi, Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında da on beş yıllık döngülerle 4-3'lük sansasyonel bir maç yaşandığını düşünmeye başladım.
SEZONUN EN İYİ PERFORMANSI
Galatasaraylı futbolcular Rize'de doğru oyunu, dinamik ve istekli bir şekilde uygulayıp; mücadele ve baskıyı da sahaya yansıtınca galibiyet kolay geldi. Başta Taylan, Feghouli, Linnes ve Emre Akbaba olmak üzere sahadaki herkes cansiperane oynadı. Hatta vurdumduymazlığıyla tanıdığımız Diagne bile farklıydı. Sarıkırmızılı takım on haftalık periyodun en iyi performansını, gelecek günlere umutla bakmasını sağlayacak gollü bir galibiyetle süsledi. Şimdi... Geçmişteki inişli, çıkışlı performansları geride bırakıp istikrarı yakalamanın zamanı. Eksik kadroya rağmen ortaya konan bu futbol geleceğe güvenle bakmayı sağlar. Ama ancak bu futbolda istikrar sağlamak sizi şampiyon yapar.