Büyüklerin başını döndürdü

Fedakarlık vakti!
Bir gün soyunma odasında toplandı futbolcular. Olan biteni anlamakta güçlük çektikleri bazı durumlar yaşanıyordu. Ertuğrul Sağlam yine o sakindurumlar yaşanıyordu. Ertuğrul Sağlam yine o sakin edasıyla konuştu: "Bu sorunu aşamadığımızı düşünün. Kimin yüzüne nasıl bakacağız!" Avrupa'da şampiyonluk ipini göğüsleyen takımlar arasında 'en düşük parasal değere sahip takım' kadrosuyla karşı karşıyaydı Sağlam. Duruşunu hiç bozmadı. Kalite; birbirine kenetlenmiş insan topluluğuyla yakalanabilir bir şeydi. Sorun neden çalıştığını, hedefinin ne olduğunu ve bunu eninde sonunda yakalayacak bir takım olduklarını onlara anlatmaktaydı. Yerli-yabancı, star-yeni futbolcu ayrımı yapmadı. Bir Galatasaray maçında o haftanın en çok adı anılan adamı Sercan'ı yedek kulübesine gönderen de oydu, iki hafta önce 18 kişilik kadroya almadığı Yenal'ı bir karşılaşmada ilk 11'de sahaya süren de. Hesapları inceydi, ipin inceliğince... Sonuçları verimliydi.
Denk bütçenin zaferi
Bursaspor kulübü, bütün olanaklarını zorluyor denk bütçenin arkasında duruyordu. Kaynaklar yetersiz, olanaklar sınırlıydı. Paranın hükümranlığına karşı oynuyorlardı. Ama baştan aşağı yürek bir adam konuşuyordu karşılarında: "Ben de hata yapabilirim. Ama bu kadronun sahaya sürülmesi gerektiğine inanıyorum. Hata olabilir. Bunu göğüslemesini bileceğiz!" En çok bu açık yürekliliğini 'tuttu' futbolcuları. Yedek kalan Zapo en çok çalışan futbolcu oldu. Kaptan Ömer 33 yaşın olgunluğunu sırtlarken sahaya dinamizm yayıyordu. Trabzonspor'dan alınan Hüseyin Cimşir ikinci baharını yaşamaya başlamıştı. Ligin en iyi pasörlerinden Ali Tandoğan yeniden doğuyordu.
Şampiyonluğa koşmak
Ligin başlangıcından sonuna kadar bir söylenti dolaştı durdu ortalıkta: 'Bursaspor, Türkiye Futbol Ligi'nin şampiyonluk yarışına katılan diğer takımların yaşadığı baskıyı kaldıramaz.' Diğerlerini büyük kılan şey bütün o süreci kaldıracak-taşıyacak kulüp ve oyuncu kadrosuna sahip oluşlarıdır. Peki Bursaspor bu büyüklüğü yakalayacak ne yapmalı? Şunu yaptı bence: Büyüklerin yürüdüğü yola çıkma cesaretini göstermek. Yapılacak şey buydu... Ertuğrul Sağlam'ın en büyük artısı buydu bence. Bu takımın harcında o sihirli kelime duruyordu çünkü: Fedakarlık...

Ligde 10'uncu hafta geride kalırken Bursaspor, Belediye karşısında alınan farklı galibiyetin rehavetine kapılmanın bedelini 2 maçta 1 puan alarak ödedi. Antalya deplasmanından beraberlikle dönen Timsahlar, sahasında Gençlerbirliği şokunu yaşadı. Bu şok aslında takımın kendini toparlamasını sağladı. Seyircisi önünde mahcup olan yeşil-beyazlılar artık sıralamada 4'üncülüğe düşmüştü. Spor kamuoyu mağlubiyetin bir takımı nasıl ateşlediğine birkaç hafta içinde şahit olacaktı... Takımı bekleyen zorlu Gaziantep deplasmanı için Bursa'nın puan kaybının kaçınılmaz olduğunu düşünenlere en güzel cevap sahada verildi. Kötü gidişe burada "dur" diyen Timsah, 3 puanla derin bir nefes aldı ve evine ağırlayacağı Galatasaray maçı öncesi müthiş bir moral buldu.
İstanbul'un kabusu
Sezonun ilk yarısında sahasında Fenerbahçe'ye mağlup olan Bursaspor bu kez yine bir İstanbul takımı'ı ağırlıyordu. 14'üncü haftada Aslan ile oynayan Bursaspor, güle oynaya kazandığı maç sonrası büyüklerin tam anlamıyla belalısı olacağını gösteriyordu. Galatasaray maçıyla şahlanan yeşil-beyazlılar hiç hesapta yokken Kayseri'de kaza yaptı. Ağır hasarlı bu kazadan 3 puan kaybederek çıkan takım bunu hiç dert sonra hükmen Ankaraspor galibiyeti gelecekti Ve sıra gelmişti Beşiktaş maçına... Ertuğrul Sağlam için hesap günüydü. Ve hesap görüldü... İlk yarının son maçında İnönü'de müthiş bir atmosfer altında sahaya çıkan yeşil-beyazlılar, yıkılmadı, yıktı! Öne geçti, geriye düştü. Ama pes etmedi. Ertuğrul Sağlam'ın tartışılmaya başlanan oyun sistemi ve kadro seçimini ne kadar isabetli olduğu burada görüldü.
Terinin son damlasına kadar mücadele eden 11 Timsah, 3 puanla evine dönerken taraftar da bayram yapıyordu.
Kemerler iyice sıkıldı
İstanbul'daki muhteşem galibiyetle ilk devreyi bitiren Bursaspor'da yakalanan başarının daha ileri götürülmesi için gözler tekrar transfere çevrildi. Birçok oyuncunun adı anıldı, bazı görüşmeler yapıldı. Ama yine aynı sorun elleri kolları bağladı.
Yine de ara transfer boş geçilmedi.
Sağlam'ın eleştirilen sistemi ve kadro seçimleri artık herkes tarafından kabul görüyordu
Sağlam'ın Kayserispor'dan öğrencisi olan ve Ankaragücü'nün gözden çıkarttığı İglesias takıma dahil oldu. Başarının önemli faktörlerinden biri de devre arasında ortaya çıkıyordu. Kemer sıkma politikası uygulayan Bursaspor camiası transfere para harcamak yerine elindeki oyuncuların alacaklarının bir bölümünü ödemeyi tercih ediyordu. Bu hamle futbolcuları daha da ateşleyecekti... Ertuğrul Sağlam "Transfer yapmıyorsanız, oyuncuların parasını ödeyelim" isteği de Bursaspor yönetiminden kabul gördü.
Yıldızlara sahip çıkıldı
Devre arasında en büyük sıkıntı, yıldız oyuncularına atılan kancaydı. Sağlam'ın verdiği şansı iyi değerlendiren ve yıldızlaşan Sercan Yıldırım ile Volkan Şen'in peşine İstanbul takımları düştü. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş, biri 22 diğeri ise 20 yaşında olan yıldız oyunculara teklif yağdırmaya başladı. Milyon dolarlar ve euro'lar havada uçmaya başladı. Son güne kadar teklifler yapıldı. Ama işte Bursaspor makus talihini yenecekti. Geleneksel hale gelen 'yetiştir verim almadan sat' olayına son veren yönetim, herkesi şaşırtan bir kararla futbolcu satmayacağını açıkladı. Hem de dağ gibi borcunun olmasına rağmen.... Yönetimini bu tavrı alkış almıştı o günlerde... Sezonun ikinci yarısına Kasımpaşa maçıyla başlamayı planlayan Bursa, hava muhalefetine takıldı. Yoğun kar yağışı nedeniyle maç ileri bir tarihe ertelendi. Sonraki hafta Eskişehir'den ilk yarının rövanşını almayı başaran Timsah, sahasında oynayacağı Trabzonspor'u erken düşünmeye başlayınca kardeş takımı Ankaragücü ile 1 puanı paylaştı. 21'inci hafta gelmiş çatmıştı. Yıllardır kendisine ters düşen bir türlü yenemediği ama 14 yıl sonra deplasmanda puan almayı başardığı Trabzon ile karşılaşıyordu. Tek hedef galibiyetti bunun içinde mükemmel bir futbol sergiliyordu yeşil-beyazlılar. Ta ki son dakikalara kadar 1-0 önde götürdüğü maçta 87'inci dakikada yenilen gol Bursa'nın 2 puanına mal oldu. Ancak şampiyonluk yarışında yara alan Bursa değil, Trabzonspor'du...
Barça hayaliyle Timsah'a geldi
Demirperde yıkıldı, komünist rejim tarihe karıştı ama o hâlâ içinde bir komünist ruh barındırdığını rahatlıkla söylüyor. Bursaspor devriminin efendilerinden biri olan İvan Ergiç'ten söz ediyoruz. Aralarında Juventus'un bulunduğu parlak bir futbol kariyerine sahip olan Ergiç'in Basel'den Bursaspor'a gelmesi futbol kamuoyunu bir hayli şaşırtmıştı. 7 yıl forma giydiği İsviçre ekibinden ayrılmasının ilginç öyküsünü ise şöyle açılıyordu Sırp asıllı Avustralyalı futbolcu: "Futbolcuların hedefleri vardır. Büyük takımlarda oynamak, büyük takımlara karşı oynamak... Ben ikisini de yaşadım.
Burada önemli olan büyük takımlara karşı oynarken, taraftarın coşkusu ve heyecanını yanında hissetmektir. Basel'de oynarken Barcelona'yı evimizde ağırladık ama o coşkuyu yaşayamadık. Bu durum beni arayışa itti." Bursaspor'u seçerken, coşkulu taraftarından etkilendiği açıklayan Ergiç en büyük hayali ile ilgili olarak şunları söylüyordu: "Bursa kentine ve taraftarına ilk görüşte hayran oldum. Bursa'yı seçip, önüme bir hedef koydum; Barcelona'yı Bursa'ya getirmek. Böyle bir maçta Bursa taraftarının coşkusunu görmeyi hayal ettim. Bursaspor'la şampiyonluğu yaşayarak bu hayale bir adım yaklaştım. Şimdi kuraların çekilmesini bekliyorum. Barcelona'yla aynı grupta yer alırsak, dileğim yerine gelecek. O günü iple çekiyorum."

Üçlü zirvede kritik karar
Turkcell Süper Lig'de ilk yarı tamamlandığında Bursaspor, 37 puanlı Fenerbahçe ve 36 puanlı Galatasaray'ın ardında 35 puanla 3. sırada yer alıyordu. Bu önemli bir başarıydı ama kalıcı olup olmayacağı tartışılıyordu. Sağlam da zaten hedefi ilk yılda Avrupa kupaları, sonraki yıllarda şampiyonluk olarak koymuştu. Ancak gelinen durum son derece umut vericiydi. Buna karşın aşılması gereken ciddi bir maddi sorun vardı. Rakipler devre arasında oyuncu transferi için uğraşırken, Sercan, Volkan ve Ozan İpek'in isimleri 3 büyüklerin transfer listesine yazılıyordu. Ya satılacaklar yeni oyuncularla takviye gerçekleşecek, ya da bir yıl sonra için konular hedefler revize edilecekti. Bu konuda yapılan tarihi zirvede Ertuğrul Sağlam, başkan İbrahim Yazıcı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe bir araya geldi. Zirveden çıkan, "Yıldızları satmayalım ve futbolculara olan borçları ödeyelim" kararı şampiyonluk yolunun açılmasında en büyük etkendi.



DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.