A Millî Takımımızın tarihteki ilk rakibi Romanya, aynı zamanda bugüne kadar en çok maç yaptığımız takım unvanını da taşıyor. 26 Ekim 1923 günü, yani Cumhuriyetin ilânından üç gün önce İstanbul'da oynanan ve 2-2 biten maçla başlayan rekabette 23 maç geride kaldı. 4 kez yendiğimiz Rumenlere 12 kez yenildik, attığımız 23 gole karşılık 46 gol yedik. NOT: Bütün metin ve görseller www.tff.org.tr'den alınmıştır... Takvimlerin gösterdiği 26 Ekim 1923 tarihi, Türk futbolu adına dönüm noktalarından birisiydi. Çünkü Millî Takımımız o gün ilk millî maçına çıkıyordu... Nitekim 25'te Ganze'yle ilk golü kalemizde görüyoruz. 7 dakika sonra, bir ceza vuruşunda meşin yuvarlağın arkasına geçen Zeki Rıza Sporel müthiş bir şutla Taksim Stadı'na doluşan futbol düşkünlerimizi havalara zıplatıyor ve devre arasına 1-1 giriyoruz. İkinci yarının başlarında geliştirdiğimiz bir hücumda Zeki Rıza, millîlerimizi öne geçiren bir gol daha atıyor ve İstanbul'un göbeği Taksim'de sevinç fırtınaları estiriyor. Bu sevincimiz ancak bir çeyrek saat kadar sürüyor. Triç'in vuruşunda bu kez golü kalemizde görüyoruz. Bu, müsabakanın da son golü oluyor ve tarihi başlangıçta sayı tabelasında şu sonuç okunuyor: Türkiye: 2 - Romanya: 2. Bu maçın Romanya'daki rövanşı için aradan yaklaşık 1.5 yıl geçmesi gerekti. 1 Mayıs 1925'teki maçın adresi bu kez Bükreş'teki Şehir Stadı oldu. Millî Takımımız ilk maçtan bu yana aradan geçen sürece 7 maç daha sığdırmıştı. Ay-yıldızlıların tarihindeki 9. sınavı, kayıtlara 5. galibiyet olarak geçecekti. Üstelik kaptanımız Zeki Rıza Sporel bu maça sakat sakat çıkmıştı. 62'de Zeki Rıza'nın golüne Romanya 10 dakika sonra Brauchler'le cevap veriyor, galibiyet golümüz ise 85. dakikada Leblebi Mehmet'ten geliyordu. İngiliz hakem Rolton'un beş dakika sonra öttürdüğü bitiş düdüğü, Balkanlar'daki ilk deplasman galibiyetimizi resmen tescil ediyordu. (Ağlatan Maç) Rumenlerle teması sevmiş olmalıydık ki, Millî Takımımız 12. maçına da aynı rakip karşısında çıktı. Ancak bu defa hüzünle tanışma zamanıydı. İngiliz Allen'in yönettiği, takım kaptanlığımızı Nihat'ın yaptığı bu maçta Millî Takımımız 3-1 gibi ağır bir neticeyle mağlup oldu. 54, 59 ve 63. dakikalarda yediğimiz 3 gole ancak 71. dakikada Muhlis'in tek sayısıyla karşılık verebilmiştik. 80. dakikada kazandığımız bir penaltıyı ise Nihat auta atmıştı. Bu hadise maçı izleyen binlerce vatandaşı ağlatıyor, kadroda yer almayan ve seyirciler arasında bulunan Zeki, Alaeddin ve Kadri de kendilerini sahada görmek istediklerini haykıran halkın feryatları arasında gözyaşları döküyordu. 1928'in 15 Mayıs'ında rakibimiz yine Rumenlerdi. Temeşvar'daki maç hiç de beklediğimiz gibi geçmiyor ve takımımız sahadan 4-2'lik yenilgiyle ayrılıyordu... Futbolcularımızı burada şehir şehir, kasaba kasaba dolaştırıp bir dolu maç yaptırdılar. Bulgaristan maçının ardından Romanya hazırlık karşılaşması da Prag kampı önce araya sıkıştırılmış gibi duruyordu. İdeal bir kadroyla çıkmadığımız bu maçta Rumenlere mağlup olmaktan kurtulamıyorduk. ...Araya II. Dünya Savaşı'nın da girmesiyle oluşan bu uzun bekleyişin ardından Millî Takımımız 2 Kasım 1958 tarihinde 71. sınavına Romanya karşısında çıktı. Bükreş'in 23 Ağustos Stadı'nda oynanan karşılaşmanın büyük bölümü denk kuvvetlerin mücadelesi şeklinde geçse de Rumenler ikinci yarıda buldukları gollerle 3-0'lık farka ulaştı. Bu maçın rövanşı 26 Nisan 1959 günü İstanbul İnönü Stadı'nda oynandı. Bükreş'deki 3-0'lık yenilginin altından kalkmak zor görünüyordu ama ay-yıldızlı oyuncularımız aynı görüşte değildi. Henüz 13. dakikada kazandığımız penaltıyı Lefter, kaleci Popa'ya rağmen ustaca bir vuruşla ağlara yolluyor ve ümitlerimizi artırıyordu. Kalecimiz Özcan Arkoç'un başarılı kurtarışları ilk yarıyı 1-0 önde tamamlamamızı sağlamıştı. 54. dakikada Lefter güzel bir gol daha kaydediyor ve durumu 2-0 yapıyordu. Sonrasında oyuncularımızın çabası başka gol getirmiyor ve takımımız 1 gol farkıyla elenmekten kurtulamıyordu. Bu iki zorunlu maç bize Rumenlerle dostluğumuzu yeniden hatırlatmış gibiydi. Temaslar yeniden sıklaşıyor, Millî Takımımız tarihindeki 78. maçı yine Rumenlerle oynuyordu. Özel maçın adresi bu defa Başkent Ankara'ydı. 19 Mayıs Stadı'ndaki karşılaşma, Dünya Kupası elemelerinde Oslo'da Norveç'le oynayacağımız maça yönelik bir provaydı. Ay-yıldızlı kadro bu maçta ciddi bir değişim geçiriyor, ancak bu değişim sancıları da yakından hissediliyordu. Özellikle kondisyon zaafı son bölümde baş gösteriyor, Rumenler 72. dakikada Gridea'nın golüyle maçı 1-0 kazanıyordu. (En ağır yenilgi) Ankara'daki 1-0'lık yenilginin rövanşı niteliğindeki özel maç 8 Ekim 1961 günü Bükreş'in 23 Ağustos Stadı'nda sahne aldı. Rumenlerin baştan sona üstün oynadığı müsabakada kalecimiz Necmi Mutlu belki de futbol kariyerinin en başarılı performanslarından birisini sergiliyor, ancak yine de 4-0'lık farkı önleyemiyordu. 'Acaba Necmi olmasaydı maç kaç kaç biterdi?' sorusunun sıkça akla geldiği 90 dakikada Rumenler, Seredai'nin üç, Constantin'in bir golüyle farka gidiyordu. Rumenlerle 9. maçımızı 9 Ekim 1963 günü Ankara 19 Mayıs Stadı'nda oynadık... Halit Kıvanç: 'Bu bir gösteri maçı ya da maçta bir gösteri değildi. Bu, bir Türk futbolcusunun altın madalyayı hak edişinin canlı tablosuydu. Ve Lefter, ay-yıldızlı formayı 50. defa şerefle taşıdığını, çıkardığı mükemmel oyun, gösterdiği klas futbolla ispat etti. Takımımız, hele forvetimiz maalesef pek iyi oyun tutturamamıştı. Fakat Lefter, yine de forvetin, hatta takımın en iyilerindendi.' Yıllardan 1965, Mayıs'ın 2'si. Yine Bükreş'te, yine 23 Eylül Stadı'ndayız. Rumenlerle Dünya Kupası eleme maçının ilk ayağını oynuyoruz. Bir avuç Türk, yabancı bir sahada Millî Takımımızın garip müdafaa oyununu ve yediği golleri üzüntüyle seyrediyor. Daha ilk dakikada Georgescu kafa ile Yılmaz'ın koruduğu kaleye topu bırakıyor. İkinci devre takımımız bir kış güneşi gibi sahadan kaybolunca Mateianu ve Crainiceanu'dan iki gol daha yiyoruz. Skor 3-0. (Türkiye 2-1 Romanya ) 1965'in ikinci Romanya maçını 23 Ekim günü Ankara 19 Mayıs Stadı'nda oynadık. Bu maç, Bükreş'te kaybettiğimiz 3-0'ın rövanşıydı... Doğrusu Romanya maçından ümitli olanların sayısı çok da fazla değildi.Ancak ay-yıldızlı on birimiz için 23 Ekim 1965 farklı bir gün olacaktı. Takımımız çok canlı ve şuurlu bir oyunla Çek bozgununu unutturdu... 12. Maç: Türkiye 1-1 Romanya 13. Maç: Romanya 2-2 Türkiye 14. Maç: Romanya 4-0 Türkiye 15. Maç: Türkiye 1-1 Romanya 16. Maç: Türkiye 1-1 Romanya 17. Maç: Üç gollü mağlubiyet 40 gün önce Ali Sami Yen Stadı'nda oynanan dostluk maçının iade-i ziyareti Tirgu Mureş'te gerçekleşti. Takvimlerin 9 Mart 1983'ü işaret ettiği gün, Rumenlere 3-1 yenilmekten kurtulamadık. Meksika 86 Dünya Kupası elemelerinde peş peşe Finlandiya ve İngiltere şoklarıyla sarsılıp güven bunalımına giren Millî Takımımız, 3 Nisan 1985 günü Bükreş'te moral arıyordu. Ancak ilk yarıda yenilen goller işimizi erken bitirdi. Rumenlerin 20. dakikada kazandığı serbest atışı, o dönemde genç bir oyuncu olan Gheorghe Hagi kullandı ve frikikteki ustalığını gösterdi: 1-0... 25. dakika Arif için unutulması güç bir andı. Kalesinde biten bir Rumen atağından sonra, kaleci atışı ile oyunu başlatacağı yerde, topu arkasını dönüp giden Kemal'e uzatan Arif'in büyük hatasını Camaratu affetmedi. Kalemize defansımız kadar yakın olan Camataru için topu ağlara göndermek hiç de zor olmadı: 2-0. Aynı Camataru 42. dakikada attığı golle skoru 3-0'a getiriyordu. Bu maçın rövanşı 13 Kasım 1985 günü İzmir Atatürk Stadı'nda oynandı, ama attığımız tek gol dışında sonuç pek de fazla değişmedi. Romanya karşısında ilk dakikalardan itibaren maçın rengi belli olmuştu. 15. dakikada Hagi soldan ceza atışı kullandı. Okan'ın zor tokatladığı topa Ünal müdahale edemedi. Kale içine doldurulan top savunmamızı geçti, direğe değince Iorgulescu'ya dokunmak kaldı: 1-0. 27. dakikada Redniç sağdan aut çizgisine kadar indi, yaptığı ortayı Coras kalemize göndermekte zorlanmadı: 2-0. 52. dakikada Romanya ceza alanı dışında bir frikik kazandı… Hagi yuvarladı, Böloni müthiş vurdu… Top Okan'ın sağından ağlara takıldı: 3-0. 78. dakikada Selçuk korneri Erdoğan'a pas olarak kullandı… Erdoğan kaldırdı, kale sahasında Metin Tekin kafayı vurdu: 3-1. Rumenlerle oynadığı son üç maçı üçer gol yiyerek kaybeden Millî Takımımız, üç gollü bir yenilgiye de 4 Mart 1987'de Ankara 19 Mayıs Stadı'ndaki özel maçta uğradı. Türkiye 1-3 Romanya 10 yıllık bir aradan sonra Romanya ile 21. maçımızı 15 Şubat 1995 günü İzmir Atatürk Stadı'nda oynadık. Rumenler bu maça Hagi, Petrescu, Belodedici, Lupescu, Popescu, Raducioiu, Dumitrescu ve Moldovan gibi uluslararası çaptaki oyuncularını getirmemişti... (...)75'te 30 metre mesafeden kazandığımız serbest atışta topun arkasına geçen Hami'nin bazukası yan direkten geri geliyor, 88'de ise Hami'nin kullandığı köşe atışına çok iyi yükselen Saffet Sancaklı skoru dengeliyordu: 1-1. Romanya ile son maçımızı 22 Ağustos 2007 günü Bükreş'in Lia Manoliu Stadı'nda oynadık. Takımımızın 6 oyuncu değiştirdiği maçı Rumenler 2-0 kazandı. Guus Hiddink yönetiminde çıktığımız Euro 2012 yolculuğu öncesinde son hazırlık maçımızı Romanya ile oynadık... İkinci yarıya daha iyi başlayan ve 56'da Arda Turan'ın direkte patlayan şutuyla gol sinyallerini veren millîlerimiz, 79'da kazandığı penaltıyı Emre Belözoğlu ile gole çevirdi: 1-0. 86. dakikada orta sahanın solunda aldığı topla ceza alanına doğru ilerleyen Arda Turan, sağ ayağıyla çok sert vurdu ve maçın skorunu 2-0 olarak belirledi. NOT: Bütün metin ve görseller www.tff.org.tr'den alınmıştır...