Spor yazarları Kasımpaşa-Fenerbahçe maçını değerlendirdi

DEPLASMANBAHÇE - RIDVAN DİLMEN
Fenerbahçe bugünleri gördüyse son deplasman performanslarıyla yaptı.
Galatasaray'la 13-14 averaj farkı varken farklı galibiyetlerle arayı kapattı Fenerbahçe. Kayserispor'u 5 farklı yendiler, önlerinde Karabük maçı var, iki iç saha maçları var. Galatasaray'ın fikstürü daha zor.
Çok hassas bir derbi oynanacak. Beşiktaş ile Galatasaray arasındaki maç çok tuhaf bir hale geldi. Başakşehir'in Osmanlıspor maçına göre bambaşka pozisyonlarda derbiye başlayabilir Beşiktaş ile Galatasaray.
Fenerbahçe'nin yediği gol Fenerbahçe'yi kendine getirdi. Şu anda Türkiye Ligi'nin son 16 haftasının lig lideri Fenerbahçe. Yani teknik direktör hem takımını daha iyi tanıması ve fiziksel olarak öne çıkması bunu getirdi.
Fiziksel olarak ligin en iyisi tartışmasız Fenerbahçe... İlk yarıda Fenerbahçe lehine verilmeyen bir penaltı var. İkinci yarıda da itiraz edilen var ama ben vermem. Diagne'nin Kasımpaşa'nın itiraz ettiği bir pozisyon var.
Benim gördüğüm açıdan üçüncü gol öncesi Giuliano'nun topu dışarıda, Tarık Ongun da kötü bir açıdaydı. Önde oynamak isteyen bir Fenerbahçe vardı ilk yarıda ama Kasımpaşa oynatmadı Fenerbahçe'yi. Onlar da üzerinize Trezeguet ve Diagne'yle yıprattılar.
İlhan da yıprattı. Aykut hoca baktı ki durum iyi değil, gerekirse yenileyim diyeyim 4-4-2'ye döndü, kanatlar Valbuena ve Giuliano oldu.
Bu riske rağmen savunma zaafı yaşanmadı, üzerine goller geldi. Mehmet Ekici de girince gardı düşmüş rakibe karşı pozisyonlar geldi.
Pas yüzdesi arttı, çok rahat geldiler, uzatmanın son saniyesi de averaj farkı için çok kritik bir gol atarak maçı bitirdiler.
İkinci golden sonraki performansı Kasımpaşa'nın gardının düşmesi kadar Fenerbahçe'nin vites artırması önemliydi. Valbuena girdikten sonra olağanüstü oynadı. Maçın en iyisi Şener'di. Şener insanüstü bir iş yaptı bindirmeleriyle.
Gerçekten Kocaman ligin ikinci yarısındaki deplasmanlarında büyük iş yaptı.

Nakış gibi işliyor
Deplasmanlarda 32 puan, 16 averaj var. Zaman zaman eleştiriyoruz ama şunu söyleyeyim, çok büyük yıldızlardan oluşmayan ama her oyuncunun maksimum limitini zorladığı bir takım çıkarmayı başardı ve maçları nakış gibi işleyerek alıyor. Son olarak Rizespor'u ve Ankaragücü'nü kutlayalım... Büyük camialar.
Rize düşmüştü, geri geldi. 6 yıl olmuş Ankaragücü de. Hem İbrahim Üzülmez, hem de İsmail Kartal hocaları tebrik ederiz.

GÖRELİM BAKALIM! - EMRE BOL
Sezon başından bu yana hep Dirar'ı eleştirdi durdu Fenerbahçe taraftarı... Ama o yokluğunda değeri daha çok anlaşılan bir futbolcu...
Yerine oynayan Alper inanın yarısı edemez! Ben Alper kadar dalgalı futbolcuyu az gördüm. Çok iyi oynadığı dönemler de oldu elbette... Lakin daha çok kötüsünü izletti! Bulduğu şansları hep elinin tersiyle itiyor. Bir gün gelecek Fenerbahçe formasına hasret kalacak.
O zaman aklı başına gelir mi bilmiyorum.
Ozan Tufan'ın başına gelenlerin onun da başına gelmesi yakındır. Benden söylemesi... Fenerbahçe iyi oynamadı.
Buna rağmen ilk yarıda bir gol bir de hakem Cüneyt Çakır'ın, 'görmezden geldiği' penaltı pozisyonu var! Ligin sonu yaklaşmış ve şampiyonluk yarışı böylesine kızışmışken hakemlerin artık daha dikkatli olması gerekiyor. En azından gördüklerini çalmaları...
Fenerbahçe göze hoş gelen bir futbol oynamasa da takdiri hakeden bir disiplinle mücadele ediyor. Bence ligin hiçbir maçta kolay kolay dağılmayacak tek takımı... Aykut Kocaman'ın oyuncu grubuna özel planları Fenerbahçe'yi bu noktaya kadar getirdi. Mesela maçın başlamasıyla rakibin en önemli silahı Trezequet'i sadece önündeki Alper'le değil Soldado'yla da sıkıştırdı.
Ligin en iyi kanat oyuncularından biri olan Trezequet bu şekilde etkisiz kaldı.
Josef'e olan hayranlığım her geçen maç artıyor. Sahanın her yerinde, adam kovalıyor, her takım arkadaşının hatasını kapatıyor. Bir bakıyorsun stoperde bir dönüyorsun gol atıyor. Kolay sakatlanmıyor, profesyonelce yaşıyor. Fenerbahçe'ye böyle oyuncular lazım. Bu galibiyet psikolojik olarak rakiplerin önüne geçmeyi sağladı. Bugün alınacak her sonuç Fenerbahçe'ye yarayacak. Görelim bakalım neler olacak?

ZATEN YÜZDE 92 - DR. GÜRKAN KUBİLAY
İlk 22 dakika dolduğunda 2 takımın da korneri yoktu.
Kaleyi tutan tek K.Paşa'nın şutu varken, F.Bahçe'de o da yoktu.
Ortalar da parlak değildi. F.Bahçe tek isabetli orta ile oynarken, K.Paşa ortalarda isabeti bulamamıştı. Alper çok top kaybediyor, Giuliano ve Soldado etkisiz gözüküyordu.
22-28. dakikalar arası ise sihirli değnek değmişcesine coştu K.Paşa.
Popov, sağ kanadı otobana çevirdi.
Üst üste 3 isabetli ortadan, Mensah ve Diagne yararlanamadı. Tam sıkıntılı anlar sorun olacak derken, H.Ali , bu sene F.Bahçe'nin en sık yaptığı işi, Giuliano pası ile yaptı. Son çizgiye inip dışarı çıkardı ve sürpriz adam Josef, Kayseri ve Trabzon maçlarından sonra burada da golü atıverdi.
Cuma akşamı Süper Lig Analiz'de, A Spor'da, "K.Paşa maçlarında 30-45. dakikalar arasında çok gol olur, dikkat" dediğimiz durum 32'de gerçekleşiyordu. Gol sonrası gelen özgüven, Alper'e, "dripling adamı " olduğunu hatırlattı ama, pasında Soldado dokunamıyordu.
İlk yarıda 2 takımın da 1'er penaltısı bana göre es geçiliyordu.

Dikine oyun keyifliydi
2. yarı kendi alanına iyice gömülerek oynamaya, Kasımpaşa'nın gol atması için davetiye çıkarmaya başladı F.Bahçe. Bu ikramı, Skrtel'in katkısı ile de değerlendirdi Paşa'lılar.
O dakikadan önce yapılması gereken değişikliklerle, Janssen ve Valbuena girdi, Alper ve Aatif çıktı.
Trezeguet'in pozisyonunu engelleyen Şener, hemen ardından gidip müthiş bir gol attı ve krizi önledi. Bu gol, Şener'in Süper Lig kariyerinde ilk kez, bir sezonda 2 gol atmasını da sağlıyordu. Giuliano'nun son çizgiden çıkardığı klasik "F.Bahçe hücum pası" Valbuena'nın ayağından değerlenince de F.Bahçe rahatladı.
Oyuna Soldado yerine Mehmet Ekici de girince, top ayağına daha yakışan, daha dikine oynayan, keyif veren bir F.Bahçe oldu.
Nitekim Janssen de uzun bir aradan sonra gol buldu.
Fenerbahçe lig tarihinde, deplasmanlarda yüzde 92 ile en başarılı kazanma oranının olduğu takım olan Kasımpaşa'yı bir kez daha, hak ederek yendi.