Disiplinsizlik ve vurdumduymazlık kariyerim boyunca bana uzak olan iki kelimedir. Sezon başından beri hocam sayın Phillip Cocu ile iyi anlaştık ve kendisi sakatlık dönemimde benimle ilgilendi, bir an önce sahaya dönmemde yardımcı oldu. Zaten ilk 4 maça çıkamadım ama sakatlıktan döndükten sonra beni hemen Konya deplasmanında ilk 11'e aldı. Bu süreçte ve sonrasında eğer bir disiplinsizlik, vurdumduymazlık söz konusu olsaydı, hocamız zaten gereğini yapardı. Ben asla profesyonelliğimden ödün vermedim, vermeyeceğimde. Sadece işimi yaptım. İçöeride olanları dışarıya paylaşmak ve ihanet asla söz konusu olamaz. Vicdanen rahatım.
Takım içinde gruplaşma ya da başka bir kişinin oynaması için baskı yapmak bana göre bir şey değil. Bu ayrıca benim vazifem de değil. Nabil Dirar ile aynı ülkeden geliyoruz, beraber milli takımda da oynuyoruz, kendisi benim için değerli bir insan. Ama bizler profesyonel futbolcularız. Onun oynamama sürecinde benim takıma bir müdahalem ya da hocaya bu koınuda bir talebim aska olmamıştır ve asla olamaz. Bu durumu da hocamız Cocu'ya sorabilirler. Takım içinde bazı oyuncular, bazı oyuncularla daha fazla vakit geçirebilir. Ancak her şeyden önce takım gelir. Ben her arkadaşıma eşit mesafede olmuşumdur ve asla bir gruplaşma, hocaya,yönetime ya da sportif direktöre karşı olumsuz bir tavrım söz konusu olmamıştır, olamazda.
sonuç olarak bu kadro dışı kalmam, performansımla ilgili bir şey ya da hoca kararıyla olsaydı, benim için bu kadar üzücü olmazdı. Ama maalesef iyi niyetli konıuşmam yanlış anlaşıldı ve rahatsız etti. Fenerbahçe'nin profesyonel futbolcusuyum ve hatalı olduğumu düşünmeme rağmen kulübümün kararlarına saygı duymaya devam edeceğim."