Bir ülkenin kaderini değiştirdi

Yetimhaneden futbol sahalarına, intihar düşüncesinden Avrupa Şampiyonluğu’na: Portekizli Eder’in hikayesi...

Cristiano Ronaldo'nun sakatlandığı final maçında attığı golle Portekiz'i Euro 2016'da zafere taşıyan Eder, zorluklarla dolu hikayesini ve o maçta golün kendisi için ne anlam ifade ettiğini anlattı.

Eder'in finalde attığı gol, ülkesi Portekiz için çok önemliydi. Eusebio, Luis Figo gibi efsanelerin dahi getiremediği Avrupa Şampiyonluğu, o golle Portekiz'e armağan edilmişti. Bugün bile kendisine sorulduğunda gol anını büyük heyecanla anlatan 28 yaşındaki Eder içinse belki çok daha büyük bir anlam taşıyordu.

Yetimhanede büyüdü
Eder, 22 Aralık 1987'de Portekiz sömürgesi Batı Afrika ülkelerinden Gine-Bissau'da dünyaya geldi. Üç yaşındayken ailesiyle birlikte Portekiz'e göç etti. Buna rağmen hayat şartlarında bir iyileşme olmamıştı. Eder sekiz yaşına geldiğinde, geçimlerini sağlayamayan anne ve babası, onu yetimhaneye bırakmak zorunda kaldı.

"Yalan söyleyemem, çok zordu. Yetimhanedeydim ve ailemden uzakta yaşıyordum. Çıplak ayakla cam kırıkları olan beton bir arsada futbol oynardık. O tip yerlerde işler hayli kötü gidebilir. O zamanki arkadaşlarımın şimdiki durumuna bakıyorum… ve iyi durumda değiller."

"Birkaç mentörüm vardı ama ebeveynleriniz gibi olması mümkün değil. Yaşım büyüdükçe annemle irtibata geçmeye başladım. Ama ilişkimiz çok düzenli değildi çünkü büyürken birlikte yaşamamız gereken önemli anların hepsini kaçırmıştık."

Babası katil oldu
Eder'in babası, annesinden ayrılmış ve yeni kız arkadaşıyla birlikte İngiltere'ye gitmişti. "Ülkesinde iç savaş çıkmasından korktuğu gerekçesiyle" İngiltere'den sığınma talep eden Filomeno Antonio Lopes, daha sonra evlendiği Domingas Olivais ile birlikte İngiltere'de yaşamaya başlamıştı. Eder 12 yaşındayken, üvey annesi öldürüldü ve mahkeme babasını suçlu buldu. 12 yaşında yetimhanede yaşayan bir çocuk için, babasının başka bir ülkede ömür boyu hapse mahkum edildiğini öğrenmek garip bir duyguydu.

"12 yaşında ve yetimhanedeydim. Üvey annem öldü, babam da onu öldürmekle suçlanıp hapse girdi. Orada olmadığım için tam olarak ne yaşandığını bilemem. Ama babam masum olduğunu söylüyor. Sonra bu durum, cevabını uzun uzun düşüneceğiniz bir soruya dönüşüyor."

"O benim babam ve ona inanıyorum. Mahkemenin yanlış bir şey yaptığını söylemiyorum ama… O benim babam. Hala İngiltere'de hapiste. 22 yaşında onu ziyaret etmeye başladım ve zaman buldukça onu görmeye gidiyorum."

Ayda 390 Euro maaş
18 yaşına geldiğinde yetimhaneden ayrılan Eder, tutkusunun ne olduğunu çok iyi biliyordu. Futbol oynayarak geçimini sağlamak istiyordu ve Tourizense isimli bir alt lig takımıyla anlaştı. O günlerde ayda sadece 390 Euro kazandığını aktaran Portekizli forvet, yine de orada bulduğu şansın kendisini bugün olduğu noktaya taşıdığını belirtiyor. Tourizense'de sadece bir yıl geçiren Eder, 2008 yılında Academica ekibine transfer oldu ve hayatı değişmeye başladı. Dört yıl boyunca Academica formasıyla 83 maça çıkıp 12 gol kaydeden Eder, 2012 yılında Braga'ya katıldı ve burada Şampiyonlar Ligi tecrübesi bile yaşadı.

İntiharı düşündü
Braga'da geçirdiği üç yılda 26 gol kaydeden hırslı forvet, bu sırada annesiyle de daha sık görüşmeye ve ilişkisini düzeltmeye başladı. Yine de hayatının büyük bölümünü zorluklarla mücadele ederek geçirdiği için psikolojik olarak kırılgan bir yapısı vardı. Kariyeri yükselişteydi ancak yükseldikçe baskı da artıyordu. Portekiz milli takımına seçildiğinde önünde ciddi bir fırsat vardı çünkü ülkesi uzun zamandır kaliteli bir merkez santraforun eksikliğini hissediyordu. Milli takımda bulduğu şanslar, Eder için büyük bir talihsizliğe dönüşecekti.

Portekiz 2014 Dünya Kupası'nda ABD'nin arkasında kalarak gruptan çıkamamıştı. Bu, Portekiz gibi köklü futbol geleneği olan bir ülke için kabul edilemez bir durumdu. Acımasız eleştirilerden en çok nasibini alanlardan biri de Eder'di. Milli formayla gösterdiği etkisiz performanstan sonra sosyal medyada "trafik konisi" ile kıyaslandığı bile oldu. Eder, o günlerde psikolojisinin bozulduğunu ve intihar etmeyi düşündüğünü söylüyor.

"Evet, aklım çok kötü yerlere gitmişti. Kötü bir dönemden geçiyordum. Üst üste sakatlıklar yaşamıştım ve Dünya Kupası da iyi gitmedi. Zordu. Bir şeylere inanmakta ve hayal etmekte zorlanıyordum. İçinden çıkıp çıkamayacağımı bilmediğim çok sıkıntılı bir dönemdi."

Küçük bir hayranı dönüm noktası oldu
Zor günler geçiren Eder, Braga'da forma giyerken takımının renklerini giyen bir kız çocuğuyla sokakta kısa süreliğine paslaşmış ve onunla fotoğraf çektirmişti. O olayın kendisi için nasıl dönüm noktasına dönüştüğünü Eder şöyle anlatıyor:

"Dönüm noktam bir Braga maçının sonrasıydı. Bizim renklerimizi giyen küçük bir kız çocuğuyla kısa süre top oynadım. Devamında kızın annesi, Susana Torres, bir fotoğraf çektirmek istediklerini söyledi. Daha sonra mail yoluyla iletişime devam ettik. Dünya Kupası'ndan önce, bana Facebook'tan kızının turnuvayı yerinden takip etmek istediğini söyleyen bir mesaj atmış. Bunu kaçırdım ve cevap vermedim. Bir yıl sonra o mesajı fark ettim ve kızının isminin yazılı olduğu bir forma göndererek özür diledim. O da bana psikolojik desteğe ihtiyacı olan bir futbolcu olursa yardım edebileceğini söyledi."

Mental olarak toparlanmak için çok çaba sarf ettiğini anlatan Eder, Susana'nın süreci hızlandıran en önemli etken olduğunu belirtiyor. Birçok futbolcunun psikolojik destek almayı "zayıflık" olarak gördüğünü itiraf eden Eder, kendisinin onlardan biri olmadığını ve faydasını gördüğünü aktarıyor. Hala Torres'le çalışmaya devam eden Eder, profesyonel sporcular için psikolojik desteğin ne kadar önemli olduğuyla ilgili bir kitap bile yazdıklarını kaydediyor.

Toparlanma evresi ve her şeyi değiştiren o gol
2015 yılında Swansea ile Premier League'in yolunu tutan Portekizli golcü, burada da ilk zamanlar çok zorlandı. Fazla forma şansı bulamayan oyuncu, kısa süreler sahada kaldığı 13 maçta kaleyi bulan bir şut bile çekemedi. Buna rağmen pozitif kalmaya çalışan Eder, devre arası Fransa'nın Lille kulübüne kiralandı. Burada yarım sezonda 6 gole imza atıp toparlanan ve milli takımdan Avrupa Şampiyonası için davet alan 1,91 boyundaki forvet, bu turnuvanın kendisi için özel olacağını daha başlamadan hissettiğini söylüyor.

Şans verilmeyen takımların önemli noktalara ulaştığı Euro 2016, Portekiz için iyi gidiyordu. Çeyrek finalden itibaren galibiyet alamamalarına rağmen uzatma ve penaltılarla finale kadar yükselen Portekiz, ev sahibi Fransa'ya karşı son maçta büyük bir sorunla yüz yüze geldi. Takımın kaptanı ve süper yıldızı Cristiano Ronaldo, Payet'in müdahalesi sonucu sakatlanmış ve oyundan çıkmak zorunda kalmıştı. CR7 sakatlanmasa, büyük ihtimalle Eder o maç oyuna bile girmeyecekti. Ancak 79'da genç Renato Sanchez'in yerine oyuna dahil olan Eder, uzatmaya giden maçın 109. dakikasında attığı güzel golle ülkesi Portekiz'i, tarihinde ilk kez, Avrupa'nın zirvesine çıkarmayı başardı. Tüm Portekiz bu golle sevince boğulmuştu ama büyük ihtimalle en çok mutlu olan, hatta sakatlanmasına rağmen kupayı kazanan Ronaldo'dan bile mutlu olan, kişi Eder'di.

"Hissetmiştim. Daha hocamız beni oyuna almak için çağırmadan önce kendisine 'Endişelenme, girip gol atacağım' dedim. Kenarda bizi motive etmeye çalışan Cristiano da bana gelip gol atacağımı söyledi. Hazırlıklıydım. Antrenmanlarda çok çalışmıştım. Oyundaydım, şansımı denedim ve gol oldu."

ÖzürDilerimEder.com
Şampiyonluk getiren golünün ardından geçmişte yaşadıklarının izleri yavaş yavaş silinmeye başlamıştı. Maçın ardından 200'den fazla tebrik mesajı aldığını belirten Eder, mutluluğunu şöyle anlatıyor:

"Devam eden hafta, sayısı 200'ü geçen tebrik mesajı aldım. Beni Swansea'ye transfer eden teknik direktörüm Garry Monk, harika bir gol attığımı ve kendisinin çok etkilendiğini söyleyen güzel bir mesaj gönderdi. Arayanlardan biri de hapisteki babamdı. O kadar mutluydu ki telefonda ağladı. Çok mutlu olduğunu ve benimle gurur duyduğunu söyledi. Benim için özel bir andı."

Eder'i kutlayanlar sadece yakın çevresi ve futbol camiası değildi. Sosyal medyada örgütlenen Portekizliler, "DisculpaEder.com (ÖzürDilerimEder.com)" isimli bir web sitesi açtı ve geçmişte onun hakkında söyledikleri için siteye özür mesajları gönderdi.

İnsanlar hayal etmeli ve inanmalı
Avrupa Şampiyonası'nın birçok güzel hikaye ve sürpriz barındırdığını belirten Eder, golünün de turnuvaya yakışır bir son olduğunu düşünüyor. Daha önce kendine inanmayı ve hayal kurmayı bıraktığını hatırlatan Portekizli, o golden sonra bir kez daha pozitif olmayı başardığını düşünüyor.

"Adeta küçümsenenlerin turnuvasıydı. Beklenmedik takımlar çok iyi işler yaptı. Galler, İzlanda… Ve tabi ki ben de golümü attım. O golle ilgili şiirsel bir şeyler vardı. Benim için, takım için, tüm ülke için çok büyük önemi vardı. Sonradan o golü en az 15 kez izlemişimdir. Tamam, belki de daha fazla. Hatta itiraf edeyim, bazen YouTube'a girip sadece golü izleyip çıkıyorum. Neden olmasın? İnsanlar hayal etmeli ve inanmalı. Spor bunu asla kaybetmemeli."

"İnsanlar hayal etmeli ve inanmalı. Spor bunu asla kaybetmemeli." Belki de işin ve Eder'in hikayesinin özeti tamamen bu cümledir.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.