Yıldırım Fener'le oynuyor

Takımı şampiyon yapan Zico, Denizli, Aykut ve Ersun Yanal’ı Aziz, gönderdi! ‘Ben masa başında çalıştım, hakemlere federasyona tesir ettim’ mi diyor acaba? Yıldırım ne dedi?, “Fenerbahçe’yi ben şampiyon yaptım!” Geniş kapsamlı cümle! Yıldırım ‘Ben ne yaptımsa F.Bahçe için yaptım’ demişti. Nereye çekersen çek...

Fenerbahçe seyircisine yazık oluyor… Çünkü Fenerbahçe seyircisi yıllardır aldatılıyor.
İsterseniz, son 18 yıla şöyle bir bakalım… Son 18 yıldır yani 19 sezondur, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım… Bu 18 yılda Beşiktaş 4, Galatasaray 7, Trabzonspor 7 başkan değiştirmiş… Yani Fenerbahçe 18 yılda tek başkanla idare edilmişken, diğer 3 takım 18 başkanla yönetilmiş. Aslında fazla başkanla idarenin dezavantajları var. İstikrarı yakalayamazsınız.
Tek başkanla 18 yıl geçirirseniz iyi bir istikrar yakalamanız gerekir.
Fakat Fenerbahçe'de bunun tam tersi olmuş.
18 yılda son derece istikrarsız hareket edilerek diğer üç büyük takıma göre çok daha fazla transfer gideri yapılmış ve sonunda şu noktaya gelinmiş; son 18 yılda G.Saray 9 kez lig şampiyonu olmuş, Fenerbahçe 6 (5+1… Birin ne olduğu hala meçhul. Bu yıl Trabzon'un hakkının yendiği kesin.), Beşiktaş 3, Bursaspor 1… Peki Türkiye Kupası'nı hangi takımlar almış:
G.Saray 6, Beşiktaş 5, Trabzon 3, Fenerbahçe 2, Konya 1, Kocaeli 1, G.Birliği 1… Yani Aziz Yıldırım, F.Bahçe tarihinde en fazla G.Saray şampiyonluğu gören başkan.
Camiaya hiç yakışmadı
Bakınız; ligde yeni bir sezon başlayacak.
Fenerbahçe, Pereira'yı hiç de şık olmayan bir halde ve camiasına yakışmayacak şekilde göndermeye kalktı ve oynanan çirkin senaryolardan sonra Portekizli hoca ile yollar ayrıldı. Fenerbahçe seyircisine yazık oluyor demiştik.
Çünkü ne istenirse yapıyorlar.
Kombine alıyor, tişört alıyor, forma alıyor, deplasmanlara gidiyor, yani hep veriyor… Karşılığı kocaman bir hiç. Harcanan paralar felaket. Diyorlar ki "Fenerbahçe'de yönetim kurulu var." Geçiniz… Fenerbahçe'de tek başkan var. Diğerleri hikaye. O başkanı da seçen kongre üyeleri. Fenerbahçe'nin sahibi seyircidir bunu unutmayın. O seyirci ile daha fazla uğraşırsanız bunun acısını sizden kötü çıkarır. Fenerbahçe'yi tenkit eden gazeteciler, gazetelerden kovulurlar.
Antrenmanlara alınmazlar. Yalakalar Aziz Yıldırım ile Fenerbahçe için devamlı iyi şeyler yazarlar.
Ama şunu unutmayın, yazık oluyor bu Fener'e ve seyircisine. Teknik direktörünüzün ne olduğunu koca bir sene anlamamışsanız, yuhhh olsun size. Şampiyonlar Ligi'nden elenince mi aklınız başınıza geldi.
İyi ki basketi bilmiyor!
Maçların başlamasına yaklaşık bir hafta var, kombine satışları yerlerde sürünüyor… Fenerbahçe yaklaşık 13 bin civarında kombine satmış… Basketbol takımı ise rekor kırmış. Peki Fenerbahçe baskette iyi de futbolda niye kötü. Aziz Yıldırım futboldan anladığını söyleyip karışıyor. Biraz basketten anlasa Obradovic'e de karışırdı. Onu da kovardı. Bakınız beyler!
Aziz Yıldırım, Fenerbahçe ile oynuyor; nasıl mı? Şampiyon yapan 4 teknik adamı sezon sonu gönderdi. Kim bunlar? Zico, Denizli, Aykut ve Yanal… Aynı Aziz Yıldırım ne dedi? "Fener'i ben şampiyon yaptım." Aslında çok geniş kapsamlı bir cümle. Takımı çalıştıran, antrenman yaptıran, taktik veren teknik direktörler bu takımı şampiyon yapmadılarsa Aziz Yıldırım'ın dediği çok değişik boyutlara gidebilir. Mesela "Ben masa başında çalıştım kardeşim. Hakemlere, Federasyonlara, maçlara tesir ettim" mi diyor acabaaaaa!!!
Aynı Yıldırım şu cümleyi de söylemişti şike davasında "Ben ne yaptımsa Fenerbahçe için yaptım." Nereye çekersen çek. Yani işler iyi gidince "Başarı benim." İşler kötü gidince "Teknik direktörler kötü." Ama Fenerbahçe'de öyle bir kongre üyesi aritmatiği var ki Aziz Yıldırım ceketini koysa yine kazanır.
Ağlamak Fenerbahçe'nin vefakar ve cefakar taraftarlarına kalıyor. Yıldırım isterse tribünlere seyirci bile almıyor, bilet bile satmıyor.
Aynı Aziz Yıldırım, Türk futbol tarihinin herhalde en fazla ceza alan başkanı olarak da tarihe geçecektir.
Türk futbolunda düşmanlığı yaratmıştır. Bazı Fenerbahçeliler kızıyor "Herkes bize karşı" diye. Buna kim neden oldu? Rakipler şampiyon olunca hemen ortaya bir laf gündem değiştirilmeye kalkılıyor.
Türkiye bir şike kabusu geçirdi.
Bakınız arkadaşlar! Türkiye'de şike yıllarca yapıldı. Bu sene de ligin çok temiz olduğu söylenemez.
Bazı takımların bu işin içine girdiği belgelendi ama sonra ne oldu, bu belgelerin usulsüz toplandığı yönünde görüş bildirildi.
Yani kimse, "Belgeler yalan yanlış" demedi. Sonuç ne oldu.
Her şeyi yine halının altına atıp, üstünü kapattık. Şunu net şekilde söylüyorum; şike sürecinde ne konuşup ne yazdıysam hepsinin arkasındayım.
Çete olayını bilmiyorum ama o sene Trabzonspor'un hakkının çatır çatır yendiği de bir gerçektir.
OYUN KURALLARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER YETMEZ
Bu sezon oyun kurallarında enteresan değişiklikler yapıldı… Daha da yapılması gerekir.
Yalnız bunların içinde bazıları var ki zaten futbolun ruhunu bilmeyen çok hakem eski kurallarda bile bu işi çözemiyordu yeni uygulamaları nasıl çözecekler merak ediyorum.
Mesela rakip oyuncu ceza sahasına giriyor, defans oyuncusu iyi niyetle topa müdahale etmek istiyor.
Rakip düşüyor. Eskiden olsa bariz gol şansından kırmızı ve penaltıydı. Şimdi iyi niyetten dolayı sarı kart ama penaltı… Peki aynı hareketleri bu sefer ceza sahası dışında yaparlarsa o zaman direkt kırmızı. Bariz gol şansından dolayı. Yani yorum yok.
Peki bir oyuncu rakip futbolcudan darbeyi yemiş.
Bunu yapan rakip sarı veya kırmızı görmüş, sakatlanan futbolcuyu tedavi ettireceksiniz ama tedavi süresi kısa olursa futbolcu oyun alanını terk etmeyip oyuna devam edecek. Eskiden dışarı çıkarılıp, alınıyordu.
Bir enteresan kural değişikliği daha; ceza alanının aut çizgisini düşünün.
İhlali yapana penaltı
Futbolcu rakibi geçmek için topu içeri atıyor, kendisi aut çizgisinin dışına çıkıyor rakibini geçecek.
Ama rakip uyanıyor, o da aut çizgisinden çıkıp rakibi tutup indiriyor. Eski kural ihlali yapana sarı veya kırmızı derdi ve topun son oynandığı yerden hakem atışı ile oyun başlardı. Şimdi ihlali yapan aleyhine penaltı veriyorsun.
Bir oyuncu taç çizgisinde top sürüyor. Yine topu sahanın içine attı saha dışına çıktı rakibi geçecek.
Buna uyanan futbolcu da dışarı çıktı rakibi indirdi.
Sarı ya da kırmızı vereceksin sonra topu taç çizgisinin üzerine koyacaksın, faul atışı vereceksin.
Bir enteresan uygulama daha; takımların esame listesinde bulunan doktor, masör, idareci bariz gol pozisyonu olan bir pozisyonda top kaleye girerken koşup topa müdahale ederse eski kuralda bu işleri yapanı oyundan atıyordun, oyunu da topa son dokunulduğu yerden hakem atışı ile başlıyordu, şimdi ki ceza penaltı.
Seyirci sahaya atlar, topu tutar, dokunursa o zaman hakem atışı olacak. Ceza alanı dışında eğer gol umudu olan bir pozisyon varsa ve futbolcu topu elle oynarsa sarı kart kullanacaksın. Yoksa orta sahada her elle oynamaya sarı kart yok. Hakeme ceza alanı içinde yumruğu çaktın ya da tekmeledin, tekmeleyenin ve vuranın aleyhine penaltı.
Eskiden endirekt atışlarda biri topun üstüne basıyor diğeri vuruyordu, şimdi birinci oyuncu topu vurarak hareket ettirecek sonra ikinci oynayacak.
Penaltı iptali kapıda
Eskiden penaltı atışında futbolcu gelir tam topa vuracakken durup üç beş saniye kaleciyi yanıltıyordu.
Koşarak gelirken her şeyi yapabilirsin ama tam vuracakken durursan penaltı iptal aleyhine endirekt vuruş. Kaleci penaltı atışında ihlal yaptı, öne doğru çıktı, gol oldu. Eskiden es geçiyordun. Şimdi gol olsa da kaleciye sarı kart göstereceksin. Yani kalecinin önceden sarısı varsa bu kırmızı olacak.
Bunu Türkiye'de uygulayacak hakem var mı? En çok da bu en sondakini. Bunu veren hakem sahadan çıkabilir mi merak ediyorum? Eski kurallarda cesaretle karar veremeyen hakemler bunları nasıl uygulayacak merak ediyorum.
Rakip alandan ofsayt!
Ofsaytı bir takım kendi yarı alanından yapardı.
Hatta rakip alandan yapanlara kızardık. Ama şimdi rakip alandan ofsayt pozisyonunda duran bir oyuncu gelip kendi sahasından topu aldı mı bu ofsaytı çıktığı yerden atacaksınız yani rakip alandan.
Bu kadar oyun kuralı değişmişken MHK teknik direktörlere çağrı yapmış, yurt dışında olanlar tamam ama yurt içinde olanlar da gelememiş.
İki hoca hariç, biri Rıza Çalımbay diğeri Cihat Arslan… Ve Rıza şunu söylüyor; bunlar çok enteresan değişiklikler bize MHK olarak eğitimci gönderin futbolcularımıza bunu sahada demonstrasyon yaparak anlatalım. Rızacığım çok doğru söylemişsin ama bu hakemler demonstrasyon filan hikaye.
Bunlara konsültasyon yapsan yine bir şey alamazsın.
Geçen sene Trabzonspor'a ve Kasımpaşa'ya yapılan hakem cinayetlerine bizzat şahit olduk. İnşallah bizi yanıltırlar!
KEYİFLİ BİR MAÇ
Bugün güzel bir maç olacak… Bu sezonun ilk resmi maçı. Galatasaray'da yüzler gülüyor.
Teknik heyet, futbolcu ahengi iyi gözüküyor.
Tabi bunlar cicim ayları. Ama Şenol Güneş'in yüz ifadesinden mutlu olmadığı bir gerçek.
Bunların hepsini canlı canlı seyredeceğiz.
Bence keyifli bir maç olacağa benziyor. En korktuğum şey sakatlık olması. Çünkü sezon başı. Geçen senenin Türkiye'deki en başarılı hakemi Mete Kalkavan'dı. Üstüne koyarak gitti, hatalarını hep azaltmaya baktı. İnşallah böyle devam eder. Tabii bu profesyonel hakemlik olayının da acilen gözden geçirilmesi gerek.
Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar demişler. Ya hepsi yesinler ya da hiçbiri yemesinler.
Deplasman yasağının kalkması çok iyi ama hala Passolig'i oturtmuş değiliz.
Bütün birimler birbirine yardım ederse bu Passolig oturur.
Kameralara yakalananlara gerekli cezaları verirsek suç işlemeyen, ihlal yapmayan seyirci de mağdur olmaz.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.