Basketbolu da bitirdiler

Türkiye'de şike olaylarını çıkarıp futbolu perişan edenler, nerede olay-kavga varsa orada olan başkan ve yöneticiler, sonunda basketbolu da bitirdiler

Basketbolu çok severim. 'Ankara'da kaçırdığım basketbol maçı yoktu' diyebilirim. Kaliteli bir spordur. Bir zamanlar oyuncusu da öyleydi, seyircisi de... Bakınız, "Öyleydi" diyorum.
Şu anda öyle değil.
Niye, çünkü futbol seyircisi stattan salona geldi, rezillik başladı. Bunun yanında Türkiye'deki futbolu perişan edip, şike olaylarını çıkaranlar, Türkiye'deki seyirci potansiyelini düşürenler, nerede olay, kavga, gürültü varsa orada olan başkan ve yöneticiler basketin içinde olunca basket potasının da içine ettiler.
Bunlar öyle kabiliyetlidirler ki içine etmek için potaya kadar sıçrayabilirler.
Bunlarda yüz ve surat olmadığı için her türlü şeyi yaparlar. Camialarına verdikleri zararlar inanılmazdır.
Çok uzağa gitmeyin...
F.Bahçe'nin şikeyle ilgili olaylarında bazıları "F.Bahçe kimle şike yapmış?" diyordu. Kimlerle yaptığına zaten mahkemeler karar verdi. Şimdi yavaş yavaş UEFA da karar veriyor: "Sivas ve Eskişehir şike yaptı. Benim mahallemde size futbol oynatmam!"
TFF mi, o ne zaman ağzını açsa o zaman Avrupa'dan cezayı yiyoruz.
Şu aralar susuyorlar, demek ceza gelmeyecek.
Yıldırım Demirören ne zaman "Dosya kapandı" diyor UEFA cezayı yapıştırıveriyor.
Türkiye'de şikeye bulaşanların isimleri önemli değil, zihniyetleri devam ettikçe; bu isimler hâlâ görev aldığı müddetçe Türkiye'de spor ancak böyle olur.
Ben Galatasaray'ın yerinde olsam basket şubesini kapatırım. Bakalım o zaman Türkiye'de basket ne olur? Ondan sonra tek başlarına yumruk atarlar.
Ama inanın bunlar öyle insanlar ki, kimseleri bulamayınca aynanın karşısına geçip kendilerine bile yumruk atarlar
EN ÖNEMLİSİ YÜREK VE CESARET
Dünya upası'nda hakem hataları çok oluyor.
Tamam, bütün hakemlerin kitabı aynı, ama her ülkenin kendi yapısıyla ilgili yorumları var. Böyle yetişen hakemler Dünya Kupası'nda çok farklı ülkelerin maçlarını yönetince olay çorbaya dönüyor. Şampiyonlar Ligi maçlarını yönetmek zordur, Dünya Kupası maçı yönetmek kolay. Buradaki dezavantaj bazen futbolcular öyle aptalca işler yaparlar ki "Bir profesyonel bunu nasıl yapar" der atlarsınız. En basit örnek Kamerun-Hırvatistan maçı.
Kamerunlu oyuncunun yaptığını mahalle takımında oynayan biri yapmaz.
Bir hakem için en büyük tehlike de budur.
Hiç beklemediğin bir şey yaparlar atlarsın.
Cüneyt Çakır, Brezilya-Meksika maçını çok az hatayla yönetti. Bir önceki Brezilya maçındaki Japon hakem, 'Brezilya yenilmesin' diye iğrenç iğrenç eyyamlar yaptı.
Düşünün, o maçta Brezilya mağlup olsa, Meksika'yı da yenemeyen bu takım belki gruptan çıkamazdı.
Onun için futbolda hakem çok önemli.
Daha da önemlisi hakemin kural bilgisi falan değil, hakemin yüreği, cesaretidir. ani bir hakemin kıçı başı oynamamalıdır. Ama buralarda iyi maç yöneten hakemlerin kendi memleketlerindeki maçlarda kıçları başları oynar mı, çoğunun oynar. Bunu sebebi nedir peki? Bunu da bulmak için çok fazla uğraşmayın. Gelip şu anda basketboldaki kavgaya bakın.
HAKEM VE TEKNOLOJİ ARASINDAKİ İNCE ÇİZGİ
FIFA Başkanı sonunda futbola elektronik aleti soktu! UEFA Başkanı, eski futbolcu Platini ise bu tarz bir uygulamayı istemiyor.
Platini, görüşünde yüzde yüz haklı.
Uzatmayalım, şu anda oynanan Dünya Kupası için bir beyin jimnastiği yapalım.
Top çizgiyi geçti mi, geçmedi mi? Oynanacak toplam 64 maçta acaba böyle kaç pozisyon olacak? Belki üç, belki dört olur.
O zaman ben şimdi size soruyorum, bu tip pozisyonlar bir elin parmaklarını geçmeyecekken (müneccim değilim) ceza alanı içinde elle, kolla oynama olacak mı, futbolcular birbirlerini itecekler mi veya birbirlerine vuracaklar mı? Bunların bir kısmı penaltı olacak, bazıları olmayacak.
Ama orada çizgi hakemleri olsa kararların doğruluğu yüzde 80-
90'lara çıkar. Penaltı mı, değil mi tartışmalı ben size en az 100 tane pozisyon çıkarırım. O zaman hangisi daha sıhhatli? Bence içinde insan olan çizgi hakemi uygulaması daha sıhhatli.
Futbolda şu olmalı, yorum.
Eğer yapmazsanız futboldaki cazibeyi kaybedersiniz. İyi hatırlıyorum 1966 Dünya Kupası. Yani 48 sene önce İngiliz santrfor Geoff Hurst'ün uzatma dakikalarında vurduğu kafa topu çizgiyi geçti mi geçmedi mi diye hâlâ tartışılır.
İngilizler "Gol" diyor Almanlar "Gol değil." Ama o tarafta bulunan yardımcı hakem Bayramov'un ismini bugün bir stada veriyorlar. Neden; işte bunun yüzünden.
NOT: Benim hiçbir şekilde Twitter hesabım yok. Ben ya spor programı yaptığım zaman konuşurum ya da FOTOMAÇ'ta yazarım. Onun haricinde duyduğunuz ve okuduğunuz hiçbir şey benden değildir.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.