Futbolcular Aykut'u sevmiyor

Yıldırım, Aykut ve Alex'e ne yapması gerektiğini söylüyor; onlar da söyleneni yapıyor. Ortada yönetmenin sahnelediği tiyatro oyunu var

- Fenerbahçe, Marsilya'nın ardından Trabzonspor ile de sahasında berabere kaldı. Bir düşüş gözleniyor. Marsilya maçında Alex'i oyundan aldığı için eleştirilen Kocaman, bu defa belki baskının da etkisiyle 90 dakika oynattı. İki maçla ilgili notlarınız nelerdir?

Görüşlerimde aslında değişen bir şey yok. Esasta yok, usulde yok. Esasta var çünkü Aykut Kocaman iyi hoca değil.
Güneş balçıkla sıvanmaz. Herkes de biliyor ki takım oyuncuları tarafından da sevilmiyor. O takımdaki çocuklar Fenerbahçe için oynarlar. Yürekten de oynarlar. Bundan kimsenin şüphesi yok ama oyuncu bazen de hocası için oynar. Fenerbahçe takımında hocası için oynayacak bir futbolcu olduğunu düşünmüyorum.
Bakma; "Hocamızın arkasındayız" diye konuşuyorlar.
Başka ne diyebilir ki! Bütün konuşmalar o futbolcu Fenerbahçe'den ya da Aykut, Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra bir anlam taşır. Yoksa bugün söylenmesi gereken cümleleri konuşuyor herkes... Bu nedenle futbolculara, 'Aykut Kocaman için ne düşünüyorsunuz?' diye sormamak lazım. Cevabı biliyorum çünkü...
Ne diyebilir ki!.. Alex bir imada bulundu neler oldu. Onun için bunu geç...
Usulde; Aykut fena halde baskı altında...
Alex, Trabzon karşısında Fenerbahçe'deki en kötü futbollarından birini oynadı ama oyundan çıkaramadı.
BASKI ALTINDA KALIYOR

Uzatma dakikalarının sonunda Alex, 20 metreden bir frikik atıyordu. Tam ortadan... O frikikten sonra maç devam etmeyecek. Auta da gitse gol de olsa maç devam etmeyecek, bitecek. O sırada Aykut kenarda ne düşünüyordu, çok merak ediyorum. Golün olmasını mı istiyordu, olmamasını mı?
Gol olsaydı eğer şunu söyleyenler haklı çıkacaktı:
İşte Alex'i takımda tutmak zorundasın. Adamın ölüsü bile son saniyede gol atıyor.
Acaba kötü bir vuruşla Onur'un kucağına attığı zaman ne hissetti; onu da merak ediyorum. Sevindi mi, üzüldü mü?
Söylediklerim abartılı olabilir. Bir hocanın baskı altında olduğunda nasıl ikilemler yaşadığını göstermek için söylüyorum. Baskı altında doğru kararlar veremezsin. 'Alex'i çıkartmam lazım ama çıkartamam!' Böyle hoca olmaz.
Amma velakin Aziz Yıldırım, Aykut'tan vazgeçmiyor. Her dediğine 'Tamam' diyen bir hoca olduğu için kalmaya devam ediyor. Yarın Fenerbahçe şampiyon olursa, "Paper Moon'da Fenerbahçe'yi ben şampiyon yaptım" diyebilmek için... 2 Kocaman, iki sezondur Alex'siz bir takım yaratmaya çalışıyor ancak kamuoyu baskısı nedeniyle sonuca ulaşamıyor. Bu ısrar sorundan başka bir şey getirmedi. Bunu fark ettiği için mi Alex'le yeniden sıcak görüntüler veriyor?
Bütün görüntülerin arkasında Aziz Yıldırım var. Alex'e de ne yapması gerektiğini söylüyor, Aykut'a da ne yapması gerektiğini söylüyor; onlar da söylenenleri yapıyorlar. Ortada yönetmenin sahnelediği bir tiyatro oyunu var. 'Şuradan sahneye gireceksin, soldan sahneye girmekten olan ötekiyle karşılaşacaksın.
Sarılacaksınız. Beraber, el ele seyirciye doğru koşacaksınız' diyor yönetmen; onlar da 'Peki' diyor! Çünkü demezlerse bir daha o sahnede rol almayacaklarını biliyorlar. Başka bir oyuncu gelecek.
KABUL ETTİRMESİ GEREKİYOR

Aykut temelde haklı... Alex, Avrupa'da iyi sonuçlar alacak, büyük Fenerbahçe'nin 11'inde 90 dakika oynayacak bir adam değil. Alex kenarda oturur, sıkıntı duyulan anlarda oyuna girer. Maçın son 15-20 dakikasında...
Zaten o kadar gücü var. Bir de topa iyi vurduğu için... Gerek gol vuruşu olarak, gerek gol paslarında topa iyi vurduğu için faydalı olabilir.
Ama Alex gibi bir adamın kenarda oturmasını Fenerbahçe seyircisi ve Fenerbahçe medyası kaldıramıyor.
Onun için Aykut, Alex'in olmadığı bir Fenerbahçe düşünüyor. Burada da doğru... Ama Alex'in ilk 11'de olmadığı değil, Alex'in kadroda olmadığı bir Fenerbahçe... Ona da Aziz Yıldırım izin vermiyor. Aykut'un gücü Alex'i oynatmamaya yetiyor.
Alex'i oynatmayan adamın sahaya iyi oynayan bir Fenerbahçe koyması lazım ki 'Hoca haklıymış' desin insanlar.
Ama sahaya koyduğu Fenerbahçe berbat top oynuyor. 'Bu kadar kötü top oynayacaksak Alex oynasın.
Hiç değilse tabelayı değiştirebiliyor' diyorlar ve bunu diyenler haklı çıkıyor.
TRABZONSPOR KAÇIRDI

Futbolcu bazen çok iyi bir gol vuruşu düşünür ama vuramaz. Maçı seyrederken, 'İyi düşündü ama başaramadı.
Ayakları beyninin kararını uygulayamadı' dersin. Aykut'taki tamamen bu... Düşünce doğru ama o doğru düşünceyi uygulayamıyor.
İki sebepten dolayı; 1- İyi hoca değil. 2-Takımı kendisini sevmiyor, sevdiremiyor.
Ben Aykut'u seven bir takım bilmiyorum. Ankaraspor'undan, Fenerbahçe'ye kadar... 2 Maç 0-0 sona erdi ama skoru her an değiştirecek pozisyonlar da vardı.
İkisi Trabzon'un 3 top direkten döndü. Sapara'nın çizgiden çıkardığı top var. Buna karşılık beğenilmeyen, eleştirilen futbol var.
Sivas-Kasımpaşa maçının dörtte biri değil. İki takımın savunmasının zaaflarından doğan pozisyonlar var, oynanan futboldan değil. Özellikle 'Fener savunması berbat, Fener savunması berbat' bunu söylemekten dilimde tüy bitti.
Fenerbahçe'ye üstün oynayan her takım Akhisar Belediyesi dahil maçı kazanma şansına sahip. Trabzon üzerine gittiği zaman darmadağın oldu Fenerbahçe...
Yani Henrique'nin direkten döndüğü pozisyonu önleyemeyen savunma savunma olmaz.
Üç saniye içinde üç gol kaçırdı Trabzonspor.
Volkan kurtardı, direk kurtardı falan değil. Trabzon kaçırdı üç tane golü resmen... Onlar atılır. Nerede Fener savunması? 2 Olcan gol atamadı ama her pozisyonda darmadağın etti...
Yasin! Perişan etti Hasan Ali Kaldırım'ı ve o Yasin'i oyundan aldı, anlayamadım. Şenol Güneş o Yasin'i nasıl oyundan aldı anlayamadım! Ben ilk defa bu kadar dikkatle izliyorum, müthiş bir adam geliyor Türkiye'ye...
Her topta geçer mi!
Bir baktım 'Sahanın en iyilerinden biri Hasan Ali Kaldırım' diyorlar. Yani helal olsun. Bunlar nasıl maç seyrediyorlar?
Koridor oldu adam.

***
HAKEMLER İKİ KİŞİLİKLİ
- Futbolda uğurlar vardır ve de çok da inanılır, rağbet edilir. Fenerbahçe kendi sahasında 46 maçtır yenilmiyor.
Aykut Kocaman'ın sayesinde...
NTV'de tesadüfen izledim; Rıdvan Dilmen öyle diyor. Rıdvan ortak mı Aykut'la, bilmiyorum! "Bu başarı değil midir? Kimsenin Aykut'a laf söylemeye hakkı yok.
Kimsenin Aykut'u eleştirme hakkı yok" demeye getirdi! Kulaklarıma inanamadım.
Fenerbahçe'nin yedek kulübesine bak; o yedek kulübesindeki herkes Trabzon'da ilk 11'de direk oynar.
Öyle iki takım karşılaşıyor ve bütün gazeteler, yorumcular ittifakla 'galibiyeti Trabzon'un kaçırdığı' konusunda birleşiyor. Aykut ile ne alakası var!
Kendi sahan, kadınlar da olsa kendi seyircin, bütün yorumlarıyla senin yanında bir hakem. Rıdvan kardeşim onu da düşünsün. Saracoğlu'nda, Aykut mu kaybetmiyor maçları yoksa hakemler mi kaybettirmiyor!
Şöyle 46 maçı beraber birer birer gözden geçirelim. Oyundan atılmayan oyuncular, verilmeyen penaltılar, hakemler tarafından değiştirilen skorlar...
Kimse kimseyi kandırmasın. Türkiye'nin bütün hakemleri istisnasız iki kişilikli; Saracoğlu'ndaki hakem, başka sahadaki hakem!.. 2 Tabii 'Büyü' iddialarına inananlar da her geçen gün artıyor!
Efendim onu söylüyorlar. İşemişler de şişeye mi koymuşlar

***
YILDIZ GELEN KOVULARAK GİDİYOR

- "Aykut Kocaman istifa" sesleri Trabzon maçında biraz daha gür çıkmaya başladı. Tabii bunu Kocaman'ın 3 Temmuz'dan sonra üstlendiği 'birleştiricilik' rolü nedeniyle vefasızlık olarak değerlendirenler de var. Siz seyircinin tepkisini doğru buluyor musunuz?
Henrique'nin topunun direkten dönmesi Aykut'un süresini biraz daha uzattı.
Bugün Türkiye'nin en iyi kadrosu Fenerbahçe'de ve en kötü futbollarından birini oynuyor. Niye vefa duygusu olsun, ne yapmış ki Fenerbahçe'ye!
Geçen gün harika bir yazı okudum; 'Hangi futbolcuyu kazandırmış?' Böyle bir kadroya sahip... Fenerbahçe'ye hepsi yıldız geliyorlar, kovularak gidiyorlar.
En yakını işte Özer (Hurmacı) örneği.
Süper star olarak geldi Fenerbahçe'ye!
Bir tane adam kazandır. Takım doğru dürüst top oynamıyor. Ama desin ki 'Ben işte şunu aldım da şunu Türk futboluna kazandırdım.' Öyle biri de yok. Ne var Fenerbahçe'de övüneceği; kondisyonu mu var, oyunu mu var? Hiçbir şey yok! 2 İlk yarıda Bamba, ceza sahası içinde Sow'un sol ayağına bir müdahalede bulundu. Sizce penaltı mıydı?
Yani, penaltının 'p'si olsa kesin verirdi, merak etme..
***
GERİLİM YARATIYOR
-Maç öncesi Trabzonspor'un resmi internet sitesinde, bordo-mavili kulüpten "2011-12 şampiyonu takımımız" diye söz edildi. Bu unvanı kullanması doğru mu?
Yanlış. 2 Güneş basın toplantısında, "Şampiyonlar Ligi'ne biz gittik, o zaman şampiyon kim?' diye sordu.
Türkiye şampiyonunu UEFA tespit etmiyor. UEFA, Şampiyonlar Ligi'ne gidecek takımı, daha doğrusu girmeyecek takımı tespit ediyor. 'Ben Fenerbahçe'yi almıyorum, başkasını gönder' dedi Türkiye'ye... Türkiye de 'Trabzon'un' adını verdi. Çatladıkapıspor'u da verebilirdi.
Türkiye'nin Şampiyonlar Ligi'ne bir takımın adını vermesi o takımın 'şampiyon olduğu' anlamına gelmez. Laz kafasında bile gelmez.
F.BAHÇE RESMİ ŞAMPİYON

Sadri Şener'in yaptığı iş Karadeniz fıkrasını geçiyor. Türkiye'nin şampiyonunu ilan etme, onaylama hakkı Türkiye Futbol Federasyonu'na aittir.
Bu federasyon da Fenerbahçe'yi şampiyon ilan etmiş, arkasında da duruyor.
Sadri Şener'in kendi durumu karışık Trabzon'da, muhalifleri, tribünler bilmem neler... Tepkileri dışarı çekmeye uğraşıyor. Kendini kurtarmak için durduk yere gerilim yaratıyor.
Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu iptal edene kadar; Fenerbahçe şampiyondur.
Anamın ak sütü gibi de helal bir şampiyonluktur. Yetki çünkü onda...
***
TRİBÜNLERE YANSIR
-Araları gergin de olsa Kocaman maç öncesi Güneş'e giderek başarılar dilemeyi ihmal etmedi.
Yüzler gülmese de zorunluluk da olsa bunu artık gelenek haline getirmemiz lazım. Maçın başında ve sonunda...
Avrupa maçlarına bak; hakem bitiş düdüğünü çalar çalmaz iki teknik direktör birbirlerine doğru yürüyorlar. Bu görüntü tribüne yansır, imam-cemaat hikayesi... Bunları yapmak hoş şeyler ve kaçınmamalıyız, gocunmamalıyız. Her maçta, hem maçın başında hem maçın sonunda...
Hatta Futbol Federasyonu müsabaka yönetmeliğine koymalı... Nasıl maç başlarken bütün futbolcular birbirinin elini sıkıyorlar. Sonunda da sarılıyorlar zaten. O kadar gerilimli bir maç olmasına rağmen bitişi gayet hoştu. Maçın en güzel sahnesiydi.
Mustafa ile Volkan bile barıştılar.
Röportaj: Bülent CAN

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.