Agresif ve istekli
Almanya'da Müller'in olmaması takımın futbolunu etkiledi. Çünkü Müller tehlikeli ve topu ileri taşıyabilen bir oyuncu. İspanya'da Torres yedek başlarken, Pedro ilk 11'deydi. Bu da Villa'nın kaleye yakın olması anlamına geliyordu. Herkesin merak ettiği konu 'Acaba Villa etkili olabilecek miydi?' Ama etkili olamadı. Maça iki takım da dengeli başladı. Almanya tamamen İspanya'nın pas organizasyonunu kesmeye, derinlemesine atılan toplara engel olmaya çalıştı. Maçın kaderini çizen posizyon kesinlikle Mesut'un kırmızı kart ve penaltıyı gerektiren pozisyonuydu. İspanya ilk devre topa sahip olurken uzaktan şutlarla şansını denedi. Almanya da ani çıkışlarla boşluk bulmaya çalıştı. İkinci yarı çok agresif ve istekli olan bir İspanya gördük. Özellikle Almanya'nın topla beraber çıktığı dönemlerde presle, önemli topları kazanıp önemli ataklar geliştirdiler. Almanya dengeyi kurmaya başlamıştı ki İspanya köşe vuruşunda Puyol'la öne geçti. İlerleyen dakikalarda Almanya skorbordu değiştiremeyince İspanya, tarihinde ilk kez finalin yolunu tuttu ve kupaya bir adım daha yaklaştı
