Ali Gültiken / Sabah: Bir puana sevinin
Beşiktaş golü yediği 62. dakikaya kadar hücum oyuncularıyla oynamasına rağmen (maçın başında Holosko ile yakalanan iki pozisyon dışında) etkili olamayan bir görüntü çizdi. Oyunu sete ve baskıya dönüştüremedi. Son dakikada Tello'nun ayağından kaçan gol pişmanlık gibi ortada dursa da bu kadar pozisyon verilen ve iki gol yenilen bir maçtan sonra alınan bir puana da sevinmek gerekir.
Mert Aydın/ Vatan: Dengeli sistem mi?
Futbol yaşam gibi. Her iyi kararın bir de riski var. Beklenenden çabuk atılan 2 gol, Kasımpaşa hücumlarını beraberinde getirdi. Beşiktaş savunması da zayıflamıştı. Kısacası galibiyet gollerini getiren risk geri tepmişti. Beşiktaş yarıştan kopmadı. Ama bu maçtan çıkarılacak ders çok. Acaba dengeli sistemle, yani hücumla savunmanın dengede olduğu bir sistem, Beşiktaş'ın işini daha iyi göremez mi?
Ömer Güvenç / Akşam: Maçın hakkı buydu
Yılmaz Vural, "Böyle bir takım karşısında 1 puan da iyidir" düşüncesine saplanmadı. Aksine, 1-0 öndeyken bile ikinci golü düşündü. Bu, her babayiğidin harcı değildir. İlk yarı Beşiktaş, Holosko'nun ayağından iki gol kaçırdı. Birincisinde Holosko iyi vuramadı, ikincisinde zeminin azizliği vardı. Maçın hakkı beraberlikti. İnanılmaz kurtarışlar yapan Rüştü olmasa belki Beşiktaş 1 puanı alamayacaktı.
Mehmet Demirkol / Milliyet: Kaş'ın ayarı yok
Geriye düştükten sonra yüklendikleri adrenalinin etkisiyle Beşiktaşlı oyuncular soğukkanlı olamadı. Tabii bir de İbrahim Kaş faktörü. Kaş, savunmada vücudunu kullanmakla oyun dışı sertlik arasındaki ayarı bulamıyor. Ya rakibi perişan eden bir sertlik ya da gölge markajı. Birincisini tercih etse penaltı olacaktı. İkincisini seçti. Bu gol olmasa Beşiktaş en kuvvetli şampiyonluk adayı olacaktı.
BEŞİKTAŞ'A GELEN EN İYİ YABANCILAR
