Spor Basını El Clasico'yu yorumladı

Tüm dünya nefesini tuttu ve ilki Cumartesi gecesi olmak üzere 18 günde oynanacak 4 El Clasico'yu beklemeye başladı... Spor basının önemli ve Avrupa Futbolunu yakından tanıyan isimleri de bu dev mücadele(leri)yi Fotomac.com.tr editörü Aycan Çeki'ye yorumladı...

NOT: Değerli yorumlarını esirgemeyen herkese çok teşekkürler...
Uğur VARDAN / Radikal
İyi oynayan kazansın, kibir hep kaybetsin...
Evet, belki de modern zamanların en güzel 'Final four'unun öncesindeyiz.
Bir başka tanımlamayla, "Önümüzdeki El Clasico'lara bakacağız" derken, sanırım 'Maç maç' düşünmemiz de gerekiyor. İlk randevunun konuk takım için, 'Şampi..' ifadesinin 'Yon'lu kısmının da bir anlamda netleşmesi açısından önemi var. Barça kazanırsa, 'Elde var bir" diyerek hem yoluna devam edecek, hem de Kral Kupası öncesi artı bir moral depolayacak. Real kazanırsa, öncelikle Barçalıların da insan olduklarını, yenilebileceklerini anlayacaklar ve sonraki üç maç için en azından güvenleri yerine gelecek (ayrıca 'This is Bernabeu' da diyebilecekler). Lakin Pep Guardiola ne kadar 'Gönül adamı'ysa, Jose Mourinho da o kadar 'Mantık adamı'. Dolayısıyla Portekizlinin mantığıyla düşünürsek, La Liga randevusunun kağıt üzerinde pek bir önemi yok, sadece prestij ihtiva ediyor.
Aslına bakılırsa Real'in bu maça 'PAF takımı'yla çıkması bile olası. En azından kendi geleceklerine, henüz yolun başında 'Barça acısı' tattırarak, azımsanmayacak bir tecrübe edindirebilirler. Üstelik bu sezonun 'Evdeki yenilmezlik' unvanı kaybedildi, Sporting Gijon, Mourinho ve talebelerinin üzerindeki elektriği aldı. Ama iki takım arasındaki rekabet, Real tarafından yapılacak böylesi bir 'Boş hamle'yi kaldırmaz gibi görünüyor.
Çarşamba günkü Kral Kupası finali ise, La Liga mücadelesinden kuşkusuz daha önemli, ayrıca daha çekişmeli geçeceği de kesin. Tek maçlık bir mücadelede Barça'nın 'Kraldan çok kralcı' olacağına ve kupayı evine götüreceğine inanıyorum.
Gelelim Şampiyonlar Ligi yarı final eşleşmesine... Mourinho'nun özelliği nedir? İki maçlı eleminasyon turlarını çok başarılı oynamak. Çünkü bu tür randevularda, Portekizlinin stratejisi ve oyun zekâsı, çalıştırdığı takımlardan daha güçlü rakipler karşısında işe yarıyor. En azından uzak ve yakın geçmiş deneyimleri, böyle söylüyor. Geçen sezon, Inter'in başındayken 3-1 ve 0-1'lik skorlarla gelen Barça zaferi, 'Majino hattı'nın (ya da Türkçe ismiyle 'Çanakkale geçilmez'in) günümüz futbolunda da geçirli olduğunu, Katenaçyo'nun Mourinho'nun elinde 21. yüzyılda da kendisini var edebildiğini gösterdi. Mourinho ve Real Madrid'in bu 'Dört çeker'li seride kağıt üzerinde en şanslı olduğu 'kategori', Devler Ligi maçları. Üstelik, La Liga'dan sonra Kral Kupası'nı da Katalanlara kaptırsalar bile, Şampiyonlar Ligi etabından galip çıkmak, Mourinho adına, 'Son güler iyi güler' anlamına gelecek. 'Mor Menekşeli' camiaya da, "Mağrur olma Barcelona'm, senden büyük Real var" dedirtecek. Ama Pep'in ve takımının, Mourinho'dan geçen sezondan kalma bir Şampiyonlak Ligi hesapları var, bu hesap kapatılacak mı, göreceğiz...
Toparlarsak, valla benim kişisel olarak gönlüm üç cephede de Barcelona diyor, mantığım da... Nasıl derler, iyi oynayan kazansın, kibir hep kaybetsin...

----------------------------------

Fatih KUŞÇU / A Haber
Neo-Klasik
Bu iki takım bize ayıp ediyor. Alıştığımız, bildiğimiz tüm futbol değerlerini, anlayışını yeniliyor, bambaşka bir düzen, yepyeni bir şov sunuyor. Önceki yaz, David Villa Barcelona'ya, Ronaldo ve Kaka Rela Madrid'e geçerken oluşan tepkiyi anımsıyorum. Transfer borsasını allak bullak eden rakamlar, "bu iki takım birbirleri ile oynasın, haksız rekabet önlensin" gibi yorumları da getirmişti. Oysa uçurumun nasıl oluştuğunu, sahadaki futbol vurguladı bize. Sahada, altyapıdan yetişen 9 oyuncusuyla mücadele eden Barça'yı da izledik, hangi golcüsüne yer vereceğini şaşıran Real'i de...
İkisi de çok iyi oynuyor. Futbol anlayışları hiç de aynı değil. "Total futbol" kavramının isim babası Cruyff, Hollandalılar geleneğinden uzaklaşsa da mentörlüğünün meyvelerini topluyor. Guardiola, Barça'nın "bizim çocuklar" geleneğini pekiştiriyor. Üstelik, alışılanın aksine, Katalan Milli Takımı görünümü, Barça'nın ilk resmi olmaktan ötede duruyor. Kentte, Katalan olduğu halde, bu katı milliyetçi anlayışa tepki olsun diye Real'e yönelenlerin giderek arttığı söyleniyor. Real'in zaten böyle bir derdi yok ve Mourinho yıldızları iyi kullanıyor. Üstelik Mesut çok iyi bir asist.
Yine çok iyi bir maç izleyeceğiz. El Clasico, dünyanın en büyük derbilerinin üzerinde bir tat sunuyor. Messi'yi Xavi'siz, Iniestasız, Villasız düşünemez hale geldik ama büyüklüğü, yalın oyununun gücünde yatıyor. Ronaldo, şımarık tavrıyla büyüttüğü antipatik varlığını, büyük futboluyla eziyor, sevgi derdini, kazandığı saygıyla yok ediyor. Ve elbette Mesut! Yürüyen makinenin yağı durumunda. Onsuz her aksam takılır, gıcırdar gibi duruyor. Bize de tv başından, bu büyük keyfi yaşamak düşüyor.
-------------------------------------
Bülent TİMURLENK / Sabah
İspanya Ligi son iki yılda öyle bir hale geldi ki, artık her hafta Barcelona-Real Madrid karşılaşsın, biz de izleyelim noktasına geldik. Kalan 18 takımla aralarındaki makas o kadar açıldı ki bu La Liga'nın da geleceğini tehdit ediyor.
Bir El Clasico derken, karşımıza 18 günde 4 El Clasico çıktı. Futbolsever için elbette ki büyük bir keyif ama teknik adam-futbolcular için acımasız bir maraton. Cepheden kışlaya dönmeden düşmanla 4 kez karşı karşıya gelen bir ordu ne kadar harap olursa iki taraf için de o kadar yıkışı olacak bu 4 El Clasico.
Kartlar, sakatlıklar bir sonraki derbiye etki edecek. Bu yüzden Şampiyonlar Ligi yarı finalindeki iki maç için tek bir kelime etmemek lazım. Barcelona, El Clasico'da 80 yıldır yapılmayanı son iki sezonda yaptı ve 4 derbiyi de kazandı. İki yıl önce Santiago Bernabeu'da 6-2 kazandıkları maçın ardından bu sezon gelen 5-0 (ki 5-0 iki kulübün tarihi açısından bir simgedir ve deplasmandaki 6-2'den de daha değerlidir) Real Madrid'in de kimyasını değiştirdi. Cumartesi lig, Çarşamba günü Kral Kupası finali var Valencia'da. Ardından Real Madrid belki de evine dönmeyecek, çünkü Cumartesi günü Valencia ile deplasmanda oynayacaklar.
Puan farkı 8. Real Madrid bu El Clasico'yu kazansa bile kalan 6 haftada Barça'nın şampiyonluğu kaptırması mucize olur. Mourinho'nun öncelikle Kral Kupası ve Şampiyonlar Ligi yarı finalini hedeflemesi normal. Santiago Bernabeu tribünleri, Cumartesi gecesi elbette ki ilk yarıdaki 5-0'ın intikamını isteyecek. Kimsenin aklına o maçı kazanmadan Kral Kupası'nı kazanmak gelmez. Kadro derinliğinin bu 4 El Clasico öncesinde Real Madrid'den yana olduğunu düşünüyorum. Barça'nın klasik onbiri 4 maçta da sahada kalırsa, Real Madrid'in iki maç kazanması zor. Futbolsever olarak bu dev rekabetin keyfini çıkartalım, İspanyolların bile ağzına almadığı Franco üzerinden kendi memleketimizde El Clasico'yu tarif etmezsek hiç de fena olmayacak bu arada...
---------------------------
Çağdaş DOĞAN / Fotomaç
Sabır ve sükunet...
Barcelona ile Real Madrid'in Camp Nou'da oynanan karşılaşmasında yaptığımız tahminlerle fena ters köşeye yatmıştık. Tabi bizle sınırlı kalmadı 5-0'lık tarihi mağlubiyet. Jose Mourinho da kariyeri boyunca en rezil sonuçlardan birine imza attı. Santiago Bernabue'da olmak ya olmamak maçına çıkacak taraf Real Madrid tarafı. Elbette alacakları bir mağlubiyet dünyanın sonu değil ama kazanmak zorundalar. Nihayetinde çoğu otoritenin şampiyonluk adayı Barcelona. Yani mazlum olan taraf Real'liler olacak. Eğer başkentliler bu maça öç anlamında bakarsa şimdiden geçmiş olsun. Sabırlı ve sinirlerine hakim oynadıkları takdirde yüzde 51 Real diyorum.
---------------------------------
Sabri UGAN / Star Tv
Real Madrid mi, Barcelona mı?
Evet...
Bu 4 El Clasico İspanya'nın büyüğünü belirleyecek...
Mourinho mu, Guardiola mı?
Evet..
Bu 4 El Clasico, karizmayı fena halde etkileyecek...

Real Madrid, Nou Camp'ta yüklendiği o 5 gollük küfeyi sırtından indirmeden gün yüzü görmek haram...
Real Madrid için en azından 3 galibiyet ve kupa, olmazsa olmaz...
Bernabeu'da yenecek...
Valencia'da yenecek...
Ve Şampiyonlar Ligi'nde kupanın dışına itecek...
Siz Real Madrid'li olsanız, hangisinden vazgeçerdiniz?
Mourinho hiçbirinden...
Özellikle de lig rövanşı ve Şampiyonlar Ligi'nden...
ve ama, Barcelona da öyle böyle bir takım değil...
Takır takır oynuyorlar,
güle oynaya kazanıyorlar...
Real Madrid mi, Barcelona mı?
Morinho mu, Guardiola mı?
Evet...
Kazanan; en büyük olacak...
Sadece bir sonraki maça kadar...

----------------------

Emek EGE / NTV Spor
Ben Real Madrid'in cumartesi günü La Liga'da oynanacak maçta daha şanslı olduğunu düşünüyorum. Teknik ve taktik açıdan Barcelona'nın daha üstün olduğu herkesce kabul ediliyor, hatta Mourinho bile ilk maçtan sonra Barcelona için "Onlar tamamlanmış bir ürün" demişti. Ben de farklı düşünmüyorum ama...
Barcelona ilk maçta rakibine 5 gol atarak ciddi şekilde rencide etti, deyim yerindeyse Real Madrid'in gururuyla oynadı. Cumartesi günkü maçtan önce Real Madrid soyunma odasında olmak isterdim, acaba Mourinho ne tür bir motivasyon konuşması yapacak. Evet, Barcelona teknik ve taktik olarak Real Madrid'den üstün ama bu maçta farklı faktörler olacak. Madridlilerin olağanüstü mücadele edeceğini ve taraftarının desteğiyle ilk yarıdaki maçtan çok daha etkili olacağını düşünüyorum...
Futbol ilginç bir spordur, rakibinizden zayıf olabilirsiniz ama maçı daha çok isteyerek kazanabilirsiniz. Ayrıca ilk maçın üstünden 5 ay geçti yaklaşık, Real Madrid takım oyununu daha iyi uygulamaya başladı...
Esas heyecan ise Kral Kupası finalinde yaşanacaktır...


-------------------------
Ender BİLGİN / A Haber
"RUTİN" KLASİK
"R.Madrid-Barcelona maçı..." diye başlayan haberler bir süre gündemden hiç düşmeyecek gibi görünüyor. Öncelikle İspanya klasiğini üç haftada dört kez izlemek acaba o sihirli atmosferi zedeleyecek mi? diye düşünmeden edemiyor insan. İspanya liginin aritmetiği Barcelona'yı lig randevusu öncesinde biraz daha rahat kılıyor. R.Madrid, kazanması durumunda bile Barcelona ile arasındaki puan farkı beşe ineceği için kağıt üzerinde galibiyete daha çok ihtiyacı olan takım görünümünde. Barnebau'da oynama avantajı ile ev sahibi daha istekli de olacaktır. Bir de ilk yarıdaki 5-0'lık maçın ödeşme duygusu içindeki Mourinho'yu hesaba katarsanız ibre iyiden iyiye Madrid'e dönüyor.
Ancak iki takımın Kral kupası ve Şampiyonlar liginde de kozlarını paylaşacağı gerçeği işin rengini biraz değiştirebilir. Mourinho hesabını "daha ulaşılabilir" hedefler olan kupa randevularına göre yaparak, vites küçültür mü dersiniz? İyi ama Barcelona'nın eli armut toplamıyor ki! Bernebau'daki yeni bir facia R.Madrid'in kalan maçlarda karabasan görmesine neden olabilir. Hal böyle olunca Barnebau'daki lig randevusundan bir beraberlik çıkma ihtimali daha mümkün geliyor bana. Ringe çıkan iki boksörün ilk rauntta birbirini kollaması gibi, İspanya'nın devleri de bu lig maçında daha temkinli olabilirler.
Asıl kavga ise sonraki rauntlara, yani Kral Kupası ve Şampiyonlar Ligi'ne kalır ki, işte orada ne hesap kalır, ne de kitap.
--------------------------
Mehmet AYAN / Lig Radyo
Real Madrid - Barcelona maçları biraz Galatasaray - Fenerbahçe derbisine döndü son dönemde. Bu karşılaşma öncesinde, Şampiyonlar Ligi'nde 8 sene sonra gelen yarı final Real Madrid'i umutlandırıyor diyebiliriz.
Real Madrid'in lige tutunması için de Cumartesi akşamı kazanması şart ancak kazansalar dahi önlerindeki yol çok kısaldı. O yüzden Real Madrid için Cumartesi akşamki maç şampiyonluk hedefinden çok Şampiyonlar Ligi'ndeki mücadeleye moralli çıkma anlamı taşıyor. Ayrıca bu maç, arka arkaya oynanacak 4 maç arasında ratingi en az olan maç olacak.
Real Çarşamba akşamı yine Barcelona'ya karşı Kral Kupası'nı kazanıp daha domestik bir zafer kazanmak isteyecektir.
Bu El Clasico mücadelelerine Mourinho açısından bakarsak da, Portekizli teknik adamın tek hedefinin geçtiğimiz sene İnter'le yaptığı gibi Barcelona'yı Şampiyonlar Ligi'nde saf dışı bırakmak olduğunu düşünüyorum.
------------------------
Ali ECE / Akşam
Henüz İstanbul'un tarihsel üçbüyüklerinden hiçbiri kurulmamışken 1902'de başlamış "El Clasico" ya da Barcelona açısından Katalancası "El Classic".
İspanya'nın siyasi, ekonomik, kültürel tarihi bu büyük futbol kapışmasını 109 yıldır biçimlendirmiş, biçimlendirmeye de devam ediyor. Bizim ülkemizdeki derbilere "dünya derbisi" diyorlar ya bazen, cidden "dünya" derbisi ama sadece birkaç ülkede de daha naklen yayınlanan "bizim dünyamız"ın derbisi.
El Clasico ya da El Classic sırasında ise neredeyse tüm dünya televizyonları bu maçı yayınlamak için sıraya giriyor! Bir derbi de yayıncılar arası El Clasico oluyor yani!
Cidden tüm dünyanın derbisi El Classico. Mesela Afrika'da bir üniversitede Barcelona'lı öğrenciler ile Real Madrid'li öğrenciler ciddi ciddi yumruk yumruğa kavga ediyorlar kendilerinden kilometrelerce uzaktaki iki kulübün aşkına. Sanırım böyle giderse Barcelona – Real Madrid dünya derbiliğinden uzay derbiliğine terfi edecek. Bir gün bir astronot uzaya çıktığında Barcelona bayrağı açacak, diğeri de sonra aya ona misilleme olarak Ay'a Real Madrid bayrağı dikecek!
Şaka bir yana bir yılda ne kadar çok Barcelona – Real Madrid maçı oynanırsa o futbol yılı bir o kadar daha güzel olur. Bu sene de "o sene" galiba! Bu efsane derbide Barcelona'yı tutan birisi olarak kaleci Valdes'in oynanacak maçlardan önce "Real bizi en son yendiğinde siyah-beyaz televizyon vardı" demesi zannettiği kadar komik gelmedi bana. Bu maçlardan önce bu tip demeçler, akıl oyunları tehlikelidir ve dünyada bu işin piri de şu anda Real Madrid'i çalıştıran Jose Mourinho'dur.
Mourinho "Benim için futbol maçları santradaki başlama düdüğüyle değil basın toplantısıyla başlar" der. Hâlbuki bu maçtan önce söylenen her şey boş bence. Çünkü dünyanın en kudretli futbol sanatçıları kapışacaklar. Barcelona savunması Puyol ve Abidal aynı anda oynamadığında Barcelona'nın La Liga'nın ilk yarısında Real Madrid'i 5-0'lık hezimete uğrattığı maçtakinin yarı gücünde oluyor. Özellikle Puyol oynamayınca, Barcelona'da sadece savunmada değil takım ruhunda büyük bir eksiklik hissediliyor. Bir de bazı kişiler "Real Madrid=Cristiano Ronaldo" diyorlar ama hem istatistik hem de estetik açıdan Xabi Alonso, bu satırları yazdığımda Şampiyonlar Ligi'nin en çok asist yapan oyuncusu olan Mesut Özil, Sergi Ramos ve de Valdes'e göre olağanüstü bir kaleci olan Casillas başta olmak üzere Real Madrid'de çok önemli kozlar var.
Messi-Xavi-Iniesta üzerine fazla uzatmayacağım çünkü onlar hakkında sıkılmadan saatlerce konuşabilirim ancak okuyucular sıkılabilirler. O yüzen sadece büyük usta Alex Ferguson ustanın 2009 Şampiyonlar Ligi finalinden sonra söylediğini hatırlatmakla yetineyim: "Bu Xavi-Iniesta-Messi üçlüsü küçükken mahalle maçlarında bile topu rakibe kaptırmamışlardır"
Ayrıca La Liga tarihine baktığımızda her iki takımın birbirini üç maçtan daha fazla kez üst üste yendiği dönem birkaç istisnai dönem dışında yok. 1960'larda Real Madrid'in La Liga'da üst üste 6 maç kazandığı dönem var tabii dönemin siyasi konjonktürünü de atlamamak lazım. Ancak 1980 yılında Franco faşizminin sona erip İspanya'nın dünyanın en demokratik ülkelerinden birine dönüştüğü süreçte de Maradona'nın varlığına rağmen Barcelona, Real Madrid üzerinde arzu ettiği üstünlüğü kuramamıştı. Bunda da Real Madrid altyapısının o yıllarda şimdiki Barcelona altyapısı kadar bereketli olmasının önemli rolü var.
Futbol tarihinde La Quinta del Buitre olarak adlandırılan Butragueno, Sanchis, Martin Vazquez, Michel, Miguel Pardeza'dan oluşan Real Madrid'in süper beş yeteneği o 1980'ler La Liga'sının Xavi-Ineista-Messi-Puyol-Pique beşlisi misali safkan altyapı ürünü. Hepsi de hatta şu andaki teknik direktörleri Guardiola da Barcelona'nın kaderini değiştiren adam Johan Cruyff'un temellerini attığı La Masia altyapısında işlenmiş futbol mücevherleri!
-------------------------
Aykut İNCE / TRT Spor
Arka arkaya izleyeceğimiz dört El Clasico'dan en kolayı tartışmasız bu maç olacak... Barcelona kaybetse bile lig'de büyük yara alacağını zannetmiyorum. Hem Şampiyonlar ligi maçlarını hem de İspanya Kral Kupası'nı daha fazla önemseyen iki teknik adam için bu lig maçı ya tamam ya devam maçı olmayacaktır. Bu mücadelede elbetteki Ronaldo ve Messi'nin yaratıcılıkları çok konuşulacak ama iki kalecinin de geceye damgasını vuracağını unutmamak gerekir. Bana göre bu maçın stresi diğer karşılaşmalara göre oldukça düşük. Mourinho'nun Xavi ve İniesta'ya özel önlem alacağını düşünürken, maça Benzema ile başlayacağını ve skora göre de Adebayor'u oyuna süreceğini tahmin ediyorum... Aslında ben maça şu açıdan bakmak istiyorum: Günümüz futbolunda üç pasla gol gole ulaşmak örnek gösterilirken, Barcelona çok pas trafiği yaparak gole ulaşıyor. Peki acaba hangisi doğru? İşte bunun yanıtını bu maçta öğreneceğiz...
------------------------------------------
Fatih Demireli / Spox.com
Barcelona'nın, 18 günlük El Clasico Ligi'nin favorisi olduğunu söylemek için futbol aydını olmaya gerek yok. İlk yarıdaki Camp Nou'daki 5-0'lık sonuç ve son haftaların, ayların ve hatta senelerin Barcelona imajı nedeniyle, Real Madrid'e El Clasıco'larda neredeyse "köy takımı" muamelesi yapılacak. Bunu anlamak güç. Bu sezon iki takımın arasındaki farkın sadece ligdeki yedi puan olmasına rağmen, Barça'ya yenilmez gözüyle bakılıyor. Gözüken o ki, Barcelona adına en büyük tehlike şimdilik bu durum. Beklentiler hem dışarda hem içerde üst düzeyde. Sandro Rossell bile alaylı bir dille konuşmaya yeltendi ve El Clasico'daki farklı bir sonucu sadece beklemiyor, bu sonucun geleceğinden emin bir şekilde konuşuyor. Barcelona, gezegenüstü bir futbol oynamasına rağmen mütevazı kalan Teknik Direktör Pep Guardiola ve takımının bu tip çıkışlar hoşuna gitmeyecektir ama bu suni baskının sahaya yansıyacağını da açıkçası inanmıyorum. Şu kulvardaki maç, diğer kulvardan daha önemli diyemeyiz, çünkü her maçın ayrı bir önemi var. Barcelona, önemsiz gözüken lig maçından kötü bir sonuç ile ayrılırsa, o baskı bundan sonraki maçlara yansıyabilir. Aynı şekilde iyi bir lig maçı sonucu, Real Madrid'i kupada ve Şampiyonlar Ligi'nde kamçılayabilir. Futbol aklım Barcelona'nın üç kulvardan da başarıyla ayrılacağını söylüyor ama futbol aynı zamanda bir duygu işi. Bir Barca sempatizanı olarak içimde şüpheli duyguların da olduğunu itiraf etmekten çekinmiyorum. Jose Mourinho'nun onurunu hiçbir zaman hiçe saymamak lazım; 5-0'i hiç kimse unutmadı, en az unutan da Mourinho…

-------------------------
Emir İŞLEK / A Haber
Son 360 Dakika
Futbol adına tüm unsurları içinde barındıran bir karşılaşma. Real Madrid - Barcelona..
18 günde 4 El Clasico oynanacak deseler, herkes aynı tepkiyi verirdi herhalde 'Hadi be' ..Kimilerine göre Messi, kimilerine göre Ronaldo.. Kimilerine göre Pep Guardiola, kimine göre ise Jose Mourinho. Saymakla bitmeyecek kadar ayrı özellikleri olan bu iki takımda sadece tek bir özellik kıyaslanamaz. İki takımda halk diliyle 'çatır çatır' oynuyorlar. Belki de futbolda herkesin yapmak istediklerini yapıyorlar. Üstüne de özel yetenekler ön plana çıktığı zaman Televizyon karşısında oturmak, mücadeleyi izlemek 'leziz' oluyor.
Xavi-Inıesta aradan Messi'yle topu buluşturacak; Mesut topu soldan hızla kaçan Ronaldo'nun önüne bırakacak; Casillas dört tane gol yese bile beşinciye izin vermemeye çalışacak; Guardiola şıklığıyla takımını yönetirken Mourinho ise taraftarını arkasına alarak 'Show'unu sunacak..
Kafiyeli takımlar, özel sporcular, fenomen teknik adamlar, exclusive stadlar.. Bir de unutmadan 18 günde 4 El Clasico, tadını çıkarın..Bu sezon için son 360 dakika..
-----------------------------
Serkan BAYAR / Fotospor
İsteyen gülsün ama yine Mourinho!
Aycan kardeşim ilk yarıda maçın sonucu hakkında benden fikir alınca, "Mourinho'ya güvenip. Real Madrid yenilmez" demiştim. Maç 5-0 bitince, kendi kendime 'bu işi çok iyi biliyorum, bana bir ödül lazım' deyip, aynadaki yansımama gülmüştüm. Şimdi o yazıyı hatırlayanlar benim fikrimi okuyanca, "Hah! Salla salla" diyeceklerdi.
Tamam durun kızmayın sallıyorum: İsterseniz gülün ama; ben yine Mourinho'ya güveniyorum. Portekizli, Guardiola'dan kesinlikle daha iyi hoca. Real bu Cumartesi kazanacak. Neden mi?.. bir kere Barça ile Real Madrid arasındaki puan farkı fazla. Barça kaybetse bile fark en kötü 5'e inecek. Bu da Real Madrid'e şampiyonluk için yetmez. Bu maç 18 gün içinde Real Madrid ile 4 kez oynayacak. Barnebeu'da maç Barça'nın en az asılacağı karşılaşma olacak. Tüm bu nedenler bir araya gelince Real Madrid kazanır diyorum!
--------------------------------
Emrah HAMURCU / Misli.com
4.5 güne 1 adet düşecek olan El Clasico'ların ilk versiyonu bu Cumartesi Santiago Bernabeu'da oynanacak. Ligin kaderi çoktan yazıldı ancak bu karşılaşma Kral Kupası finalinin ve Şampiyonlar Ligi yarı finallerinin bir provası olacak. Yönetmen koltuklarında ise bir tarafta Ertem Eğilmez kadar olmasa da ustalaşmış Jose Mourinho, diğerinde ise genç ama etkili, bir o kadar da yaratıcı ve vurucu yönetmen Çağan Irmak tadındaki Josep Guardiola. Ellerinde de çok yetenekli oyuncular var. İlk perde kapanırken ayakta alkışlanan oyunun yıldızları Katalan Sahne Gösterileri oyuncularıydı. Oyunun adı ise İspanyolca'da 5-0 anlamına gelen La Manita idi.
Cumartesi gecesi gözlerimiz Madrid dolaylarında olacak. Sanata saygımız sonsuz ancak Messi gibi bir sanatçınız var ise o saygı sonsuz büyük teoriminde olur. Cumartesi gecesi suarede görüşmek üzere. Koltuğa gerek yok ne de olsa heyecandan oturamayacağız, sonunda da ayakta alkışlayacağız. Biraz daha entel gözükelim derseniz Bordo-Mavi bir kaşkol tavsiye edebilirim. Şimdilerde bu renkler moda.
-----------------------------------
Aycan ÇEKİ / Fotomac.com.tr
Ailenizin derbisi
'Anneler' pek sever mülayim, kısa boylu, tıknaz, sevimli futbolcuları. Bizim evde de Suat (Kaya) bu kontenjanın adamıydı. Rakiple girişilen bir mücadele sonunda yere düşmeyegörsün, "Ay yavrum ya, nasıl canı yanmıyor bunların böyle? Anneciği izliyosa kahrolmuştur şimdi" cümleleri yankılanırdı mütemadiyen...
Habere konu olan El Clasico, Barcelona, Real Madrid, Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo figürleri de işte o kadar girdi hayatımıza ve 'Ailenizin derbisi' oluverdi son yıllarda. Messi yere düştüğünde "Ayy çok kötü düştü be çocuk. Arjantinli'ydi dimi bu oğlan?", bir frikik için topuna başına geçen Ronaldo ekrana yansıdığında ise "Çok havalı duruyor bu çocuk. Sevmedim bunu" gibi cümleler moda artık 'Annece'de...
Neredeyse şeceresini çıkartacak kadar tanıdığımız (tanıdığımızı iddia ettiğimiz) Franco'yu, formaya reklam almama hadisesini bir kenara bırakarak hür irademle dört ayaklı bir tahminde bulunuyorum 'Ailenizin Derbisi'na dair:
Cumartesi Real kazanır, Çarşamba'yı sel alır, Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona finale yükselir, Mourinho bu acıya daha fazla dayanamaz.
-------------------------------------
Emre GÜNEŞ / Fotomac.com.tr
Real Madrid için dünya şampiyonluğundan önemli
Mourinho, Inter'in başındayken Barcelona'nın karizmasını 'çizmiş' ve Katalanların Real Madrid'in stadında Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanmasının, Avrupa'nın en büyük kupasını kaldırmasının önüne geçmişti.
Bu Mourinho - Barcelona 'derbisinin' ilk raunduydu...
Bunun rövanşı ise Barcelona - Real Madrid maçıydı ve Mourinho'nun takımı, rakibine 5-0 yenildi ve gerçekten tarihi bir hezimet yaşadı. Benzer bir yenilgiyi Real Madrid, Juande Ramos teknik direktörlüğünde 2009 yılında hem de kendi sahasında 6-2'lık skorla almıştı...
Şimdi üçüncü raund Real Madrid'in evinde oynanacak...
Real Madrid'li oyuncuları veya Mourinho'yu bilmem ama Real Madrid taraftarları için bu maçı kazanmak dünya şampiyonluğundan önemli...
Kimsenin büyük ölçüde kaçan şampiyonluğu ve kupayı düşündüğü yok... Herkes Real Madrid'den 5-0'lık hezimeti unutturacak ve 'El Clasico'ya yeniden 'denge' getirecek bir maç çıkarmasını bekliyor...
-------------------------
Ömer SÜT / Takvim.com.tr
Bir tarafta Ronaldo, Kaka ve Mourinho diğer tarafta Messi, İniesta ve Guardiola… 16 Nisan Cumartesi akşamı yine nefeslerimizi tutarak izleyeceğimiz bir 'El Clasico' ile karşı karşıya kalacağız.
Şampiyonluk yolunda Barcelona'nın Real Madrid'e göre çok daha şanslı olduğu ne kadar aşikar bir durumsa Barcelona için bu maçın normal bir lig karşılaşmasından öteye gitmeyeceği de o kadar açık bir durumdan öteye gitmiyor.
La Liga'da deplasmanda en çok puan toplayan Barcelona, Bernabeu cehenneminde de puan alacaktır. 9 yıl aradan sonra kendi evinde Sporting Gijon'a yenilen Real Madrid'i çalıştıran "kızgın boğa" Mourinho ilk maçtaki hezimetin verdiği intikam ruhuyla takımını sahaya sürmesi, Real'e en fazla beraberlik getirecektir. İki takımda da maçın kaderini değiştirecek birçok yıldız futbolcu olmasına rağmen oynaması halinde Kaka ve İspanya'daki gururumuz Mesut'un 'El Clasico'da adından söz ettireceğini temenni ediyorum.
------------------------------
Şevket ARSLAN / Fotomac.com.tr
Real Madrid, Barça'yı ne zaman yener?
"Nerede kaldı ezeli rekabet" diye başlayayım ve sorunuza cevabımı vereyim: Barça kazanır. Çünkü Real Madrid ile Barça arasındaki oynanan 'El Clasico'lar Türkiye'deki Fenerbahçe-Galatasaray maçlarına benzemeye başladı. Galatasaray, nasıl Saracoğlu'nda Fenerbahçe'ye karşı kazanamıyorsa, Real Madrid'de ne Nou Camp'ta ne de Barnebeu'da Real Madrid'e karşı kazanabilir. Ta ki, Xavi-Iniesta ikilisi bozulana kadar.
Yani tahminime göre 31 yaşındaki Xavi üç sezon sonra futbolu bırakınca, 26 yaşındaki Iniesta'nın yanına da iyi bir oyuncu bulunamazsa, işte Barça, Real Madrid'e o zaman kaybeder. Ben Real Madrid taraftarı olsam, Barça'nın Fabregas'ı transfer etmesini istemem! Çünkü Xavi'nin boşluğunu o doldurur ve artık Real Madrid, Barça'yı ne zaman yener işte onun için bir fikir veremem!

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.