Seri yakalama zamanı

Adnan Polat'ın son dakika golüyle Misimovic ve İnsua'yı transfer etmesi önce yönetimi ardından da teknik heyeti rahatlattı. İkisinin de sarı-kırmızılı takıma çok şey verecekleri kesin. Peki bu transferler Avrupa hedefi kaybolmadan, ligin başında prestij yitirilmeden yapılamaz mıydı? Pekala yapılabilirdi, ince hesaplar ve pazarlık taktiği G.Saray'a bence önemli kayıplar yaşattı. Üç kuruş az para vermek için futbolcu ile pazarlık yapılırken Avrupa Ligi kazancından olmanın yanı sıra Avrupa'da olmamamak gibi bir acı da yaşattı G.Saray ailesine. Şu realiteyi herkes bilir, ezeli rakip Fenerbahçe için lig şampiyonluğu, G.Saray için de Avrupa'da elde edilecek zaferler her şeyin önündedir. G.Saray'a "Avrupa Fatihi" apoleti boşuna takılmamıştır. Bu kavram onun hedefi ve varlığıyla geçen yıllarda adeta özdeşleşmiştir. Bu anlamda Misimovic ve İnsua'nın transferini küçümsemiyorum ama zamanında yapılmadığı için Adnan Polat ve yönetimini görevlerini zamanında yerine getirmedikleri için kınıyorum.

Dirençsiz olmayacak
Milli takım maçları nedeniyle lige verilen zorunlu ara her takım gibi G.Saray'a da olumlu olarak yansıyacaktır. Seri sakatlıklar geçecek ve eksiler artıya dönüşecektir. G.Saray bundan sonra asla ligin ilk iki haftasındaki gibi kötü, dirençsiz, moralsiz ve isteksiz olmayacaktır ve olamaz da. Yönetim ile Rijkaard'ın talepleri er ya da geç öyle ya da böyle bir noktada buluştu. Bundan böyle kimsenin kimseye söyleyeceği laf kalmadı. Artık icraat ve başarı zamanı. Hollandalı hoca eldeki malzemeden en iyi helvayı yapacak. Aksi durumda bundan böyle sunacağı bahanelere kimse de inanmayacaktır. Rijkaard'ın inandırıcılığını yitirmesi her şeyin daha doğrusu G.Saray'ın sonu demektir. Eskişehir galibiyeti miladi bir başlangıç olmalı ve seri galibiyetler dizisi başlatılmalıdır. G.Saray'ı G.Saray yapan değerler yine ön plana çıkıp 'Avrupalı G.Saray' imajı canlandırılmalıdır.