Bizden uzaktalar
- İsmet Tongo Yazıları
- 30 Mayıs 2011, 00:20:20
Cumartesi gecesi Avrupa'nın en büyük kupasını Barcelona kazanırken, Türk takımlarının alacağı büyük dersler olduğunu gördük.
Bizimkilerin hayal edemeyeceği kadar alınması güç olan bu büyük kupada final oynayan takımların da hakkıyla buraya kadar geldiklerini kabul edelim. Türk takımlarının çağa uygun yapılanması için altyapıları yenilenmeli. Tabii yabancı oyuncu sayısını 3'e indirme çalışmalarına hemen başlamamız gerektiğine inanıyorum.
Şampiyonlar Ligi final maçından elbette alınacak dersler vardı, mesela:
1- Karaciğerindeki tümör yüzünden ciddi bir ameliyat geçirip kısa sürede sahaya dönen ve kusursuz oynayan Barcelona'lı Abidal dünyadaki tüm futbolculara ve G.Saray'ın gönderilen ve yeni getirilen sağlık kurullarına inanılmaz bir ders verdi.
2- Kupayı kaybeden ManU'nun Barça'lıları nasıl alkışladığını gördünüz değil mi? Bizde öyle mi? Kupayı kaybeden takım dabir surat, bir tafra... Bazıları törene katılır, bazıları soyunma odasına kaçar.
3- Final bittikten sonra sahada ve kupa almak için çıkılan merdivenlerde bir taraftar gördünüz mü? Elbette yoktu. Çünkü orası Türkiye değildi.
4- Üç büyük kulüp başkan ve yöneticilerinden bir ricam var. Mevsim başında "Bu yıl hedefimiz bir Avrupa kupasında final oynamak demeyin." Siz bu kafalarınızı değiştirmedikçe biz bu finalleri ancakTV'den seyrederiz.
Ünal Aysal yönetimi bir şeyler yapıyor. Transferlere bol keseden büyük paralar ödeneceği açık açık belli oluyor.
Ama alınan ve söylenenler arasında hâlâ büyük bir isimden bahseden yok. Drogba konuşuluyor ama ben henüz hiçbir yöneticinin ağzından duymadım.
Gelecek isimler elbette birinci sınıf futbolcu ama bunların başında seyirciyi stada çekecek ve takıma sahada patronluk yapacak biri lazım.
Biraz daha beklemekte yarar var.
Bizimkilerin hayal edemeyeceği kadar alınması güç olan bu büyük kupada final oynayan takımların da hakkıyla buraya kadar geldiklerini kabul edelim. Türk takımlarının çağa uygun yapılanması için altyapıları yenilenmeli. Tabii yabancı oyuncu sayısını 3'e indirme çalışmalarına hemen başlamamız gerektiğine inanıyorum.
Şampiyonlar Ligi final maçından elbette alınacak dersler vardı, mesela:
1- Karaciğerindeki tümör yüzünden ciddi bir ameliyat geçirip kısa sürede sahaya dönen ve kusursuz oynayan Barcelona'lı Abidal dünyadaki tüm futbolculara ve G.Saray'ın gönderilen ve yeni getirilen sağlık kurullarına inanılmaz bir ders verdi.
2- Kupayı kaybeden ManU'nun Barça'lıları nasıl alkışladığını gördünüz değil mi? Bizde öyle mi? Kupayı kaybeden takım dabir surat, bir tafra... Bazıları törene katılır, bazıları soyunma odasına kaçar.
3- Final bittikten sonra sahada ve kupa almak için çıkılan merdivenlerde bir taraftar gördünüz mü? Elbette yoktu. Çünkü orası Türkiye değildi.
4- Üç büyük kulüp başkan ve yöneticilerinden bir ricam var. Mevsim başında "Bu yıl hedefimiz bir Avrupa kupasında final oynamak demeyin." Siz bu kafalarınızı değiştirmedikçe biz bu finalleri ancakTV'den seyrederiz.
Ünal Aysal yönetimi bir şeyler yapıyor. Transferlere bol keseden büyük paralar ödeneceği açık açık belli oluyor.
Ama alınan ve söylenenler arasında hâlâ büyük bir isimden bahseden yok. Drogba konuşuluyor ama ben henüz hiçbir yöneticinin ağzından duymadım.
Gelecek isimler elbette birinci sınıf futbolcu ama bunların başında seyirciyi stada çekecek ve takıma sahada patronluk yapacak biri lazım.
Biraz daha beklemekte yarar var.