Atletico'ya selam

Bir yaygaradır gidiyor. Bir sürü münafığın gözü Galatasaray'da. "Ufak bir şey olsa da Galatasaray'ı karıştırsak" diyorlar. Ne kazanıyorlar, bence hiçbir şey. Bence kupadan elenmek normal sonuç. Onca sakatla kazanmak zordu. Sonunda beklenen oldu. Oldu ama ligde Galatasaray berabere kaldı. Sayfalar fırtına gibi saldırı ile doldu. Fenerbehçe kendi sahasında Diyarbakır'dan zor kurtuldu. O da bir puan aldı. Fenerbaçe basını mazereti kendi sahasına buldu. Ama hiç kimse Galatasaray'ın oynadığı stattaki sahayı yazmadı. Bu saldırıların en önemlisi sayın Aziz Yıldırım'ın Galatasaray'ın ara transferi ilgili yaptığı açıklamalar. Ara transferde Galatasaray adam almakta hatalıymış. Santrfor alınmamış. Kendisi bu yüzden transfer yapmamış. Başkan, taraftarların tepkisini önlemek için Galatasaray'ı tenkit edip aklınca kendini kurtarmaya çalışıyor. Arkasından da Fenerbahçe basını ona sahip çıkıp başkanın tepkilerini normal karşılıyor. Ve hemen sayfalar da boy boy resimlerle 'Fenerbahçe'nin yeni sezon da alacağı futbolcular işte bunlar' kampanyası başlıyor. Ne komik değil mi? Sezon sonun da Fenerbahçe şampiyon olmazsa, bakın taraftar tepkisi nasıl olurmuş görürsünüz.

Servet'in şahidi goller
Galatasaray haftanın en kârlı takımı. Ankaraspor'dan dolayı 3-0'la 3 puan aldı. Aslında bu Atletico Madrid maçı öncesi dinlenme bakımından çok yararlı oldu. Ayrıca bir de maç olsaydı inanın bana kasaplar cemiyeti mensupları sayesinde bir iki futbolcu daha sedyelik olurdu. Nonda'nın satılması elbette büyük hata. Ama gittiğine göre ahlarla, vahlarla ağlamaya gerek yok. "Kalan sağlar bizimdir" deyip çaresini arayacaksın. Bulunan 'Servet çaresi' bence denenmeye değer bir düşünce. Servet'e baktığınız da fiziği, kafa hakimiyeti ve toplara iyi vuruşu ile ideal bir santrfor görüntüsü var. Attığı goller de yaptıklarının en iyi şahidi. Bir, iki maç denenmesinde kesinlikle yarar var diyorum. Unutmayım forvetten Kewell'ı defansta oynatanlar, defanstan Servet'i de santrfor oynatabilirler. Ne yapacaksın demokrasilerde çare tükenmiyor.