Kartpostal

Tribünlere, kişilere ve hatta pozisyonlara bile "farklı" davranan bir sistem varken.
Sahanın içinde soysuz rollere soyunan futbolculuk ve kişiliksiz yöneticilik atbaşı giderken.
Ve hakem cinayetleri puzzle gibi birbirine eklenirken.
Boş tribünler üzmüyor beni.
Maçlara gitmeyen dik başlı öğrencileri tepkilerin gururlu işçileri sayıyorum.
Hayatını para üzerine kuran sistem onları kışkırtmak için yeni yollar deniyor ama nafile!
Futbolumuz bu sezon dansa müsait değil.
Birinci derece adaletsizlik sanığı!
İkinci derece hakem yanığı!
***
Düşünüyorum da...
Hakemler bir futbol maçında herkesin unutulup, sadece kendilerinin hatırlanmasını istedikleri için mi saha ortasında cinayet işliyorlar?
Gördüklerini çalamayacak kadar aciz adamları niye hakem yapıyorlar?
Bunların hata yaptıklarına da inanmıyorum artık.
Güç gösterisi yapıyorlar.
Bizlerle alay ediyorlar.
***
Fenerbahçe Rizespor maçındak i İlker Meral'e baktım.
İlker Meral maçtan sonra aynaya nasıl baktı acaba?
O gururu kendisine bıraktım.
Yorumcuların efsanesi (!) Cüneyt Çakır'a baktım.
Maçına göre karar ustası(!) Başakşehir-Beşiktaş maçında cezaalanı içindeki görüntülere de büyük yorumcular baksınlar.
Güreş ve futbol ne zaman kardeş oldu?
Bunun gururunu da Cüneyt Çakır'a bıraksınlar!
***
Devam edin beyler!
Tribünleri boşalttınız!
İçimizi boşalttınız.
Herkesin bildiği, buna rağmen uygulamadığı kurallar arasında.
Sizlere saygı duyacak bir kırıntı bile bırakmadınız bizlere. Devam edin!
***
Sihirli kürelere bakmaya gerek yok.
Bu ülkede herkesin aynaya bakması yeterli!
***
Hafta sonunda eski zamanlardan şimdiki zamana gönderilmiş bir kartpostal geçti elime.
İnsanlar "teknolojiye aykırı" buldu.
Teknoloji dedikleri soysuzluğun sanal açılımı.
Oryantal yetenek dünyası!
Teknoloji dedikleri paranın her şeyi satın alma gücü.
Çocukluğun masumiyetine bile göz diken bir çakal!
***
Bizim çocukluğumuz yere düşmüş gazete sayfalarını bile çömelip okumakla geçti.
Mavi bir zamandı.
Geçmişi küçümseyen bol ayakkabılı şimdiki zaman, yalınayak çocukların kullandığı temiz Türkçe'yi de anlayamaz.
Okuduğu kitapları da.
Teknoloji yıldızlara bayrak diken sanal kahramanlığını sürdürsün.
İnsanların sırtından vuran kahpeliğin altın devrinde vicdansızlığını da sürdürsün.
Teknoloji kurulmuş robotlarla, hayatında kitap okumadığı halde, her şeyi kitabına uyduranlarla, saltanatını da sürdürsün!
***
Ateşi yeniden bulacak bu ülke.
İnsanlığın ve futbolun değerlerini yeniden tanımlayacak.
Başkanların, futbolcuların ve teknik adamların kalitesini sorgulayacak.
Televizyonlarını ve gazetelerini renkle değil yürekle kumanda edecek.
Yoksa? Teknolojik bataklığında belgesel çekecek!