Adalet
- 02 Mart 2013 | Cumartesi
Hafta boyunca Fatih Terim'i konuştuk.
Ertelenen cezanın bile kim vurduya gitmesini izledik.
6 maç cezayı gerektiren bir adalet yoklamasını Fatih Terim kazandı.
Bu ülkede adamına göre işleyen kurallardan yeni mi haberdar oluyoruz?
İşlenen yeni suçun, eski suçu kapsaması gerekirken, Fatih Terim'in kapsama alanının dışında bırakılması yadırganacak bir şey değil.
Meselenin raporu cesaretle yazıldı mı? Orası da ayrı konu.
***
Fatih Terim bunları niye yapıyor?
Yıllardır hakemleri etkileme metoduyla çok şey kazandığı için.
Fatih Terim değişir mi?
Niye değişsin.
Fatih Terim, yenik duruma düştüğü, ya da başı sıkıştığı her maçta tribüne atılmayı hak ediyor da kendisinden korkuluyorsa, değişmenin alemi var mı?
Değişmesi gereken, Fatih Terim'in karşısında korkuya kurban olanlar.
Hakemler, medya, vs...
Her konuda ahkam kesen televizyon ağaları, Fatih Terim denince, korkunun hangi deliğindedir?
***
Bu meseleyi niye büyütüyoruz?
Çünkü Fatih Terim bir lider.
Özel bir apolet.
Böyle insanlar futbolcuların ve toplumun önünde olmalıdır.
Fatih Terim, yanlışlarıyla futbolcularına ilham vermekte, karşı takımları da tahrik etmektedir.
O yüzden o sorguyu önce kendi içinde yapmalıdır.
***
Baksanıza, Riera hır çıkarmanın kapısını açtı bile. "Bizim hediye penaltıya ihtiyacımız yok!"
Hediye penaltı Oscar'ını ligin ilk yarısında Beşiktaş maçındaki rolüyle Burak Yılmaz kazandı.
Galatasaray o penaltıyla ligin ilk yarısını lider bitirdi.
Riera yürekli hakemlerle, kaç maç üstüste kırmızı kart görmesi gerektiğine baksın önce.
Ucuz adalet tellallığı yapacağına.
***
Adaletsiz siyasetin futbola egemen olması sadece ülkemize has değil.
Bakınız: UEFA… Sahanın dışından saha içine meşale atılmasını elbette uygun bulmuyoruz.
Ama ortada sıfır tolerans varsa, onu da görmek istiyoruz.
Ne yazık ki göremiyoruz.
***
UEFA Disiplin Kurulu'nun Fenerbahçe'ye münferit olaylar nedeniyle verdiği cezanın, başka takımlara verilmeyen cezalarla kardeş olması, UEFA'nın engizisyon mahkemesi olduğunu gösteriyor.
Lazio taraftarlarının Nazi selamı vererek çıkardığı olaylarda, 3 Alman taraftarı yaralanıyor.
Moskova'da Türk bayrağı ve Atatürk posterleri yakılıyor.
UEFA yetkilileri, adaletsizlikte renk beğeniyorlar.
Sarı ile lacivert onlara uygun geliyor.
Adalet cinayetini ifşa etmek gibi.
Bunun adına kısaca adalet tutulması deniyor.
Adaletsizlik altın çağını yaşarken bedeli de nefretle ödeniyor.
***
Bu meseleden çıkan sonuç...
Adaletsizliğin lehine işleyen düzeni yıkmak için, takımınızın aleyhine bir kibrit çöpü bile yakmayacaksınız.
Bırakın meşaleyi!
Ertelenen cezanın bile kim vurduya gitmesini izledik.
6 maç cezayı gerektiren bir adalet yoklamasını Fatih Terim kazandı.
Bu ülkede adamına göre işleyen kurallardan yeni mi haberdar oluyoruz?
İşlenen yeni suçun, eski suçu kapsaması gerekirken, Fatih Terim'in kapsama alanının dışında bırakılması yadırganacak bir şey değil.
Meselenin raporu cesaretle yazıldı mı? Orası da ayrı konu.
***
Fatih Terim bunları niye yapıyor?
Yıllardır hakemleri etkileme metoduyla çok şey kazandığı için.
Fatih Terim değişir mi?
Niye değişsin.
Fatih Terim, yenik duruma düştüğü, ya da başı sıkıştığı her maçta tribüne atılmayı hak ediyor da kendisinden korkuluyorsa, değişmenin alemi var mı?
Değişmesi gereken, Fatih Terim'in karşısında korkuya kurban olanlar.
Hakemler, medya, vs...
Her konuda ahkam kesen televizyon ağaları, Fatih Terim denince, korkunun hangi deliğindedir?
***
Bu meseleyi niye büyütüyoruz?
Çünkü Fatih Terim bir lider.
Özel bir apolet.
Böyle insanlar futbolcuların ve toplumun önünde olmalıdır.
Fatih Terim, yanlışlarıyla futbolcularına ilham vermekte, karşı takımları da tahrik etmektedir.
O yüzden o sorguyu önce kendi içinde yapmalıdır.
***
Baksanıza, Riera hır çıkarmanın kapısını açtı bile. "Bizim hediye penaltıya ihtiyacımız yok!"
Hediye penaltı Oscar'ını ligin ilk yarısında Beşiktaş maçındaki rolüyle Burak Yılmaz kazandı.
Galatasaray o penaltıyla ligin ilk yarısını lider bitirdi.
Riera yürekli hakemlerle, kaç maç üstüste kırmızı kart görmesi gerektiğine baksın önce.
Ucuz adalet tellallığı yapacağına.
***
Adaletsiz siyasetin futbola egemen olması sadece ülkemize has değil.
Bakınız: UEFA… Sahanın dışından saha içine meşale atılmasını elbette uygun bulmuyoruz.
Ama ortada sıfır tolerans varsa, onu da görmek istiyoruz.
Ne yazık ki göremiyoruz.
***
UEFA Disiplin Kurulu'nun Fenerbahçe'ye münferit olaylar nedeniyle verdiği cezanın, başka takımlara verilmeyen cezalarla kardeş olması, UEFA'nın engizisyon mahkemesi olduğunu gösteriyor.
Lazio taraftarlarının Nazi selamı vererek çıkardığı olaylarda, 3 Alman taraftarı yaralanıyor.
Moskova'da Türk bayrağı ve Atatürk posterleri yakılıyor.
UEFA yetkilileri, adaletsizlikte renk beğeniyorlar.
Sarı ile lacivert onlara uygun geliyor.
Adalet cinayetini ifşa etmek gibi.
Bunun adına kısaca adalet tutulması deniyor.
Adaletsizlik altın çağını yaşarken bedeli de nefretle ödeniyor.
***
Bu meseleden çıkan sonuç...
Adaletsizliğin lehine işleyen düzeni yıkmak için, takımınızın aleyhine bir kibrit çöpü bile yakmayacaksınız.
Bırakın meşaleyi!