Maçı yaşamak

Galatasaray öyle iyi kapatıyor ki bordomavililer ceza sahasının 20 metre kadar önüne kadar geliyor ve tekrar topu çevirmeye başlıyorlar.
Önce gol yememeyi hedeflemiş sarı-kırmızılılar.
İlk yarı boyunca yoklamayla geçti iki taraf adına da.
Galatasaray takımı orta sahayla kendi ceza sahasının arasına yığılıp alan daraltarak, Trabzonspor ise özellikle Serkan'ın olduğu taraftan yan toplarla gol yollarını zorlayarak oynuyor.
Bordo-mavili ekip Umut'la, Galatasaray ise Pino'
yla gol bulmak amacında. Ancak Umut Galatasaray'ın defans kalabalığında Pino ise rakip kalenin çok uzağında eriyip gidiyor. 'Yoklama!' ve fazla dikkat böyle bir şey işte:
Yaratıcılık zayıf oyunun kalitesi umulandan düşük.
Fatma Nine'nin protestosu
İlk tehlikeli şut için -Trabzonsporlu Jaja- 47 dakika bekledik. Galatasaray'ın Elano'yla 62. dakikada bulduğu ilk şutu ise 105'lik Fatma Nine protesto etmek için alkışlıyordu. Bu bile nasıl bir futbol izlediğimizin göstergesi.
Ve 70. dakika böyle bir maçta, hepi topu '2' kornerle geçiliyordu. Bu dakikalardan sonra biraz daha hareketlendi ortam. İki takım da jokeyi tarafından dizginleri tutulmuş atlar gibiydi. Trabzonspor Yattara, Galatasaray Kewell kartını oynadı bu kez. Ve sahada geniş boşluklar, onların oyunu kanatlara taşımasıyla doğdu.
Bu karşılaşmayı takımın o ana kadar ki dikkatinden kopan oyuncuların hataları belirleyecekti.
76'da Servet'in hatası kapatılacak gibi değildi.
Bu maça kadar hiçbir derbiyi kazanamayan Galatasaray bütün o tür maçları kazanan bordo- mavililer karşısında keybetti...
Ve Trabzonspor karşısında bir kez daha gördük ki maç 'maça hazırlananlarca' değil 'yaşayanlarca' kazanılıyor.