İstikrar

Farklı bir pazar günü yaşadık hafta sonunda... Türkiye'nin merakla izlediği hararetli spor programları yerine, aynı hararetle seçim programlarını takip ettik TV'den..
Geçti geçiyor, geldi geliyor derken; Türkiye "Sen, ben yok" dedi ve seçimini yaptı! Ülkemiz için bir kez daha hayırlı olsun inşallah...
Türkiye seçimini yaptı dedik ya; aslında hepimiz hayatımız boyunca birçok seçim yapmak zorunda kalıyoruz. Okul seçiyoruz, iş seçiyoruz, arkadaş seçiyoruz, takım seçiyoruz.. Bu örneklere onlarcasını daha ekleyebiliriz.
Bizler bu seçimleri yaparken, bireysel karar verme özgürlüğüne sahibiz.
Ama gelin görün ki, takım konusunda yaptığımız seçimden sonra, takımla ilgili seçimler ise bizim dışımızda gelişiyor.
Aslında çok garip bir çelişki değil mi? Ülkemizi kimlerin ve nasıl yöneteceğine biz karar veriyoruz ama seçtiğimiz takımımızla ilgili kararları başkaları veriyor! Hem de aynı kişiler değil, sürekli değişiyor.
Yani herkes "Ülkede istikrar şart" derken, sporda ise istikrarlı olan tek şey bizlerin 'tuttuğu' takımlar oluyor!..

Yağızer Uluğ gelmedi mi?
Beşiktaş yönetimi bu sezon 'istikrar' kelimesiyle adeta özdeşleşen bir isim olan Şenol Güneş hocayı takımın başına getirdi. Cümle içinde kullandığında, "Aman ya, nedir yani" dediğimiz istikrar; bir spor kulübü için aslında olmazsa olmazların başında geliyor.
Şenol hoca da bunu bildiği için yaptığı ilk iş 'istikrarlı' bir ekip kurmak oldu.
Şu ana kadar başarılı oldu mu derseniz, oldu..
Süper Lig'de lider, UEFA'da gruptan çıkma şansı çok yüksek bir ekip oluşturdu. Taraftarının da desteğini arkasına alınca Kartal, yine yüksekten uçmaya başladı.
Bu arada erkek basketbol takımının başına getirilen Yağızer Uluğ için de aynı düşüncelere sahibim. Yardımcı antrenörlükte gösterdiği başarıyı, Baş Antrenörlükte de gösterecek gibi.
İki maça çıktı, ikisinde de takım 100 sayının üzerinde basket attı ve camianın yüzünü güldürmeyi başardı.
Ama yönetimi mutlu etmeyi başaramadı sanırım.
Çünkü kulübün resmi internet sitesinde halen Baş Antrenör olarak Dettman'ın ismi yazıyor!..