Herkes memnun

Maçın 15 dakikası bittiğinde Galatasaray'ın bariz üstünlüğü vardı. Zaten 21. dakikada da gol oldu. Golden sonra da Galatasaraylı futbolcular Manisalı futbolculara göre her şeyi daha iyi yapıyorlardı. Hem teknik, hem fiziki açıdan olduğu gibi, yapmaya çalıştıklarında da üstündüler. İki takım arasında Galatasaray'ın lehine bariz güç farkı vardı. Geçen hafta Diyarbakır'ı herkes gibi ben de çok zayıf bulmuştum. Manisaspor'un da güçsüz bir takım olması doğrusu beni şaşırttı. Bu takımları kimler yönetiyor, transferlerini kimler yapıyor? Merak ettim. Süper Lig'de oynayan iki takım arasında bu kadar büyük fark olmamalıdır. Manisa tamamen tesadüfe dayalı bir oyun sistemi ile oynuyor. Bütün amaçları çok gol yememek üzerine kurulu... "Hani olur da bir tane atarsam puan alabilirim" düşüncesi var. Kazanacakları akıllarına bile gelmiyor.
Manisa'nın golü gitti
Bütün ilk yarı Galatasaray'ın üstülüğü ve pozisyonlarıyla geçti. 45. dakikada Manisa'nın işte o "Bir tane atarsam", düşüncesiyle yapılan denemelerden biri yan hakemin bayrağına takıldı. O kadar korkaklar ki attıkları nizami golün bile hakkını aramaktan acizdiler. Olması gereken oldu. Büyük takım, bulunduğu pozisyon gereği 3 gol yese bile 4 atıp kazanması gereken maçı istediği gibi bitirdi. Rekor para harcanarak, bazılarına göre yıldız transferlerle kurulan takım, ümidini önümüzdeki hafta oynayacağı Bursa maçına ve rakiplerin olası puan kaybetmesine bağladıysa, biraz düşünüp sorgulamak yanlış mı olur acaba! Dos Santos hayatının pasını verdi, sokaktaki her Brezilyalı'nın gol yapabileceği pozisyonu milli takımdaki Brezilyalı yapamadı. Bu da çok ilginç.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.