"Şampiyonluğa adak adadım"

Trabzonspor'un Arjantinli oyuncusu Gustavo Colman, her sabah evinde uyandığında pencereden denize bakarak güne, 27 yıldır başarılamayan şampiyonluğun gelmesiyle ortaya çıkacak mutluluğu düşünerek başladığını ve kulübe bu düşüncelerle geldiğini söyledi.

Trabzonspor taraftarının 'Komando' lakabı verdiği Colman, Trabzonspor Dergisi'nin mayıs ayı sayısındaki röportajında, ''Trabzonspor'da 3. yılımı geride bıraktım. Dönüp baktığımda bu kadar zamanın geçtiğine inanamıyorum. Zaman çok hızlı ilerledi. Aynı zamanda benim buradaki gelişimim çok hızlı oldu. Çocuklarım burada büyüyorlar, ailem burada. Ben ve ailem Trabzon'da olmaktan dolayı çok memnunuz. Çünkü çok hareketli bir yaşam sürmüyoruz. Sakinliği tercih eden insanlarız. Bu şehir bize çok uygun. Taraftarların benim için kullandıkları lakap da çok hoşuma gidiyor'' dedi.
Colman, Trabzonspor'da oluşan bu çekirdek kadronun yaklaşık 2,5-3 senelik bir çalışmanın eseri olduğunu belirterek, ''Bu süreç sonunda takım içerisinde birbirini çok iyi tanıyan, birbiriyle çok iyi anlaşan oyuncular ortaya çıktı. Selçuk ile benim birlikteliğim de böyle bir birliktelik. Takım birlikteliği, bütünlüğüyle bunu yakaladık. Takım artık öyle bir hale geldi ki parçalar birbirini hem çok iyi tanıyor hem de tamamlıyor. Herkes arkadaşının hangi noktalarda yardıma ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyor ve bu bütünlükle başarılı işler ortaya çıkarıyor'' diye konuştu.
Selçuk İnan'ı sürekli takip edenlerin onun Avrupa'nın herhangi bir takımında çok rahatlıkla, hiç zorluk çekmeden oynayabileceğini söylediğini kaydeden Colman, ''Zaten Türk Milli Takımına girmesi bunun en büyük göstergesi. Benimle oynamasına gelince; sahadaki en büyük yardımcım diyebilirim. Her zaman en yakınımda olan, her zaman yardımıma ilk koşan ve buradaki en büyük partnerim, en önemli yoldaşım'' ifadelerini kullandı.
''MAÇLARDA İLERİYE ÇOK ÇIKMA ŞANSIM OLMUYOR''
Colman, geçen sezonki maçlarda 11 gol attığını ifade ederek, ''Şimdi birçoğu ister istemez bu sayıya bakıp formsuz olduğum yorumunu yapıyorlar. Bu sezon çok farklı bir yerde ve farklı bir şekilde oynuyorum. Hepsinden önemlisi çok farklı bir görev üstleniyorum. Daha çok defansif bir görev bu. Dolayısıyla ileriye çok da çıkma şansım olmuyor ya da çıktığım pozisyonlarda ancak golün hazırlayıcısı olabiliyorum. Bunu bir form düşüklüğü olarak nitelendirmek bence pek hakkaniyetli olmaz'' dedi.
Çok iyi bir devre arası hazırlık kampı geçirdiklerini ve dengeli bir programla çalışmalarını yürüttüklerini anlatan Colman, şöyle devam etti:
''Ama işin içerisine zihinsel yorgunluk girmeye başladı. Çünkü liderken bir şeylere tekrar başlamak beraberinde bir yorgunluğu getiriyor. Bunun sonucunda bir bocalama dönemi yaşadık ama ondan sonraki döneme bakarsanız takım yeniden kendini bulmaya başladı. Devre arasında yapılan çalışmaların meyvelerini teker teker toplamaya başladık. Ben kişisel olarak bunu rahatlıkla hissedebiliyorum. Koşarken, mücadele ederken, hiçbir zorluk yaşamıyorum.
Zaman zaman sorunlu ya da beklentilere cevap veremediğim, yapmam gerekenleri yapamadığım dönemler oluyor. Bunu çok iyi biliyorum ve kabul ediyorum ama genel olarak burada bir süreklilik ve iyi bir adaptasyon yaşadığımı söyleyebilirim. Mutlaka her sezonun belli birkaç maçında istenilenin altında oyun oynamışımdır. Ama genel itibariyle bir süreklilik yakaladığımı hissediyorum. En azından çok fazla sakatlanmadım, takımdan çok ayrı kalmadım, formsuz olduğum dönemler de çok uzun sürmedi. 2-3 maç sonra kendimi toparlayıp yeniden takıma döndüm. Bu anlamda bir sürekliliğim var sanırım.''
''BURAK DURDURULMASI İMKANSIZ OYUNCU''
Trabzonspor'da birlikte oynamaktan keyif aldığı oyuncuların başında Selçuk İnan'ın geldiğini vurgulayan Colman, ''Çünkü onunla çok iyi anlaşıyoruz, aramızdaki diyalog çok farklı. Jaja, Yattara, Alanzinho, Umut ve Burak çok kaliteli oyuncular ve onlarla oynamak keyif verici. Ayrıca diğer takım arkadaşlarım da takıma büyük katkı sağlıyorlar. Özellikle Burak ile ilgili ayrı bir şeyler söylemek istiyorum. Burak gününde, gücü kuvveti yerinde olduğu zaman durdurulması imkansız bir oyuncu oluyor. Aramıza katıldığı günle şimdiki form grafiği arasında kişisel olarak bir karşılaştırma yaptığımda açıkçası gözlerime inanamıyorum. Çünkü hem müthiş bir güç, hem de müthiş bir güven kazandı. Ayrıca yaptıklarıyla bizi sırtladı ve taşımaya devam ediyor'' dedi.
Colman, kendisinin Hüseyin Avni Aker Stadı'nda oynadığı hiçbir maçta baskı altında hissetmediğini kaydederek, ''Bir çok kişi bizi burada baskı altında kaldığımızı, bundan dolayı da zorluk yaşadığımızı düşünüyor ama buna katılmıyorum. Bana göre bu şehrin ve bu stadın geçmişi buraya gelen takımların üzerinde çok ciddi bir baskı oluşturuyor. Bursaspor'u ele alalım, bu ligin son şampiyonu. Buraya geliyor ve kendini kapanmak zorunda hissediyor. Bütün takımlar bunu yapıyorlar. Dolayısıyla bu bizden çok rakip takımın işini zorlaştırıyor. Ben açıkçası kişisel olarak geldiğim günden beri bu stada çıktığımda kendimi hiç böyle bir baskı ya da stres altında hissetmedim'' diye konuştu.
''TRABZON, FARKLI BİR ŞEHİR''
Colman, Trabzon'un çok sakin gibi görünen ama o sakinliğinin altında çok büyük bir yoğunluk, çok büyük bir heyecan ve hissiyat taşıyan bir yer olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Buranın insanları da bu şehir gibiler. Çok sakin gibi görünüyor ama duygu yoğunluklarını çok şiddetli şekilde yaşıyorlar. Bu özelliklerinden dolayı benim için çok uygun bir yer. Çünkü ben de öyle görünüyorum ama bazı şeyleri çok çok yoğun yaşıyorum, sanılandan da yoğun yaşıyorum. Bir de biz Arjantinliler olarak Türklere zaten benziyoruz, futbol bazında da böyle. Biz de çok fanatiğiz ama beni burada en çok şaşırtan taraftarlar oldu. Arjantin'de ne olursa olsun bir takımın taraftarının deplasman maçına gitmesi, hele ki orada tribün egemenliğini ele geçirmesi çok zor, hatta imkansız bir şey. Ama burada bunun tam tersini gördüm. Gittiğimiz her yerde taraftarımız bizimle birlikte. Hatta bazı statlarda ev sahibi gibi oynuyoruz. Yurt dışına çıkıyoruz ama manzara değişmiyor. Ben bu yüzden Trabzonspor taraftarlarını her zaman arılara benzetiyorum, bunu her seferinde söylüyorum.''
Trabzonspor ile 2 yıllık sözleşmesinin bulunduğunu ancak geleceğiyle ilgili birşey söylemesinin zor olduğunu belirten Colman, ''Hayatımda bugünün yoğunluğu çok arttı ve açıkçası böyle sorulara cevap vermekte zorlanıyorum. Çünkü ligin bitmesine çok az bir zaman kaldı ve 27 seneden beri yapılamamış bir şeyin peşindeyiz. Ben sabah evde kalktığım zaman önce pencereden denize doğru bakıyorum. Güne her sabah denize bakarken 27 yıldır başarılamayan şampiyonluğun gelmesi halinde ortaya çıkacak mutluluğu düşünerek başlıyorum. Kulübe de bu düşünceyle geliyorum. O yüzden şu anda bir gelecek planı yapamıyorum'' dedi.
Bordo-mavili takımın bu sezon gösterdiği başarının kendisini şaşırtmadığını kaydeden Colman, ''Bunu tahmin edebiliyordum, çünkü bu takım buraya gökten zembille inmedi. Transfer olduğum sezon oluşturulan kadro ilk sezonunda, aslında şampiyonluğa çok yaklaşabilecek fırsatı yakalamıştı ama iç sahada kaybettiğimiz o iki maç bizim o şansımızı elimizden almıştı. Bu takım sürekli olarak yavaş yavaş da olsa bir gelişim gösterdi ve buralara kadar geldi. O yüzden bu benim için şaşırtıcı bir performans değil'' ifadelerini kullandı.
''ADAK ADADIM''
Şampiyonluk için dua etmediğini ancak bir adak adadığını belirten Colman, ''Aslında söylenmez derler ama ben bunu söylemekte bir sakınca görmüyorum. Eğer ki şampiyon olursak ülkeme gittiğim zaman kutsal bir kilise var. Ülkenin önemli kiliselerinden biri. Oraya 5-6 saatlik bir yolu yürüyerek gitmek zorundayım. Bu şekilde bir adak adadım'' diye konuştu.
Futbol ve müziğin hayatında önemli tutkular olduğunu belirten Colman, ''İkisi de birbirlerine gerçekten benziyorlar. Futbol ve müzik insana hem ilham hem de şevk veriyor. İkisiyle de uğraşıyorum ve ikisini de çok seviyorum. Ben daha çok yerel müzikler dinliyorum. Dinlediğim o yerel müziklerin ritmi de aslında futbolun oyun ritmine yakın'' diye konuştu.
Arjantinli oyuncu orta sahada bir maestro gibi kendisini değerlendirilip değerlendirilmemesine ilişkin olarak ise ''Ben de diğer oyuncular gibi bana verilen görevi en iyi şekilde sahada yerine getirmeye çalışıyorum. Ben açıkçası kendime böyle bir sıfat yakıştırmazdım. Ben, elimden geleni yapan, terinin son damlasına kadar akıtmaya çalışan bir oyuncuyum. Bence Burak gibi, Jaja gibi oyucular böyle yakıştırmaları hak ediyorlar. Çünkü onlar bir maçın gidişatını, kaderini değiştirme potansiyeline gerçekten sahipler. Ben de elimden geldiği kadar bu tipteki oyunculara yardımcı olmaya çalışıyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.