Futbol otoriteleri lig yarışını değerlendirdi: Korkaklar kazanamaz

Galatasaray, 20 yıl sonra Fenerbahçe'yi Kadıköy'de yenerek şampiyonluk ateşini iyice harladı. Süper Lig'de şu andaki tabloya baktığımızda hangi takım şampiyonluk için daha şanslı?

UZUNDURUKAN: 7'de 7 yapan bir Galatasaray var ortada! Evet Trabzonspor'un 1 maçı eksik ama kazanacağının da garantisi yok! Galatasaray; 20 yıl sonra Kadıköy'de Fenerbahçe'yi yenerek müthiş bir öz güven ve moral kazandı. Zaten son 2 sezonun şampiyonu Galatasaray! Başlarında da Türkiye'nin en başarılı teknik direktörü var! Fatih Terim, 'bu ligde nasıl şampiyon olunur?' sorusunun cevabını bir reçete gibi beyninde taşıyor! Fatih Terim faktörü nedeniyle şampiyonluk favorim Galatasaray! Bunu Galatasaray, zirvenin 10 puan gerisindeyken de söylüyordum.

KAPSAL: Sezonun ilk yarısında Galatasaray'ın plansız ve kurgusuz bir oyunu vardı. O zaman 'Takım oyunu' programında şunu dile getirmiştim: "Galatasaray bitti demeden lig bitmez." Bunu da söylememin nedeni geçtiğimiz senelerde bize sunduğu bir referans var. Yani kısaca da bunu söyleyen değil her zaman saha içinde uygulayan, yapan bir kulüptür Galatasaray. Son haftaya kadar da bu yarışın yine içinde olacaktır. Ve de iki tane Donk ile Marcao gibi savunma özelliği olan futbolcu ve genelde hücumcularla derbiye çıkması, galibiyeti Fenerbahçe'den en az iki defa daha fazla istediğini gösterdi. Belki de 20 yılda ilk kez Kadıköy deplasmanında bu kadar ofansif bir kadro ile maça çıktı sarı-kırmızılılar. Kaybetmekten korkmayanlar zafer kazanır. Bu korkusuzluk da zaten teknik direktör Fatih Terim'in en büyük özelliğidir.

KORKMAZ: Ligde an itibarıyla Trabzonspor, Galatasaray, Başakşehir ve Sivasspor az farkla da olsa bir 'kaçan grup'' oluşturdu. Trabzonspor'un erteleme maçında Malatya'da alacağı bir galibiyet önemli bir avantaj olacaktır. Kalan haftalarda ligin kaderini belirleyecek daha pek çok maç var. İtiraf edeyim ki; puan cetveli ve fikstüre bakınca ilk dört sıradaki takımlardan birinin şampiyon olacağını sanıyorum.
G.SARAY'IN YILDIZI FATİH TERİM
İkinci yarıya müthiş başlayan Aslan, 7'de 7 yaptı ve artık şampiyonluğun en büyük adaylarından biri oldu. Cimbom'a sihirli değnek mi değdi?

UZUNDURUKAN: Emre Akbaba'nın dönüşü, Onyekuru transferi, Falcao'nun sakatlıktan kurtulması, Saracchi transferi Galatasaray'ı ayağa kaldırdı ve Aslan, kükremeye başladı. Eğer elinde iyi bir kadro varsa, bu kadroyu en iyi kullanan teknik adam da Fatih hocadır! Cimbom'un sihirli değneği her zaman Fatih Terim'in teknik adam aklıdır! Bu arada Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz'in de bu başarıda büyük rolünün olduğunu söylemeliyim. Arda Turan krizini de ustalıkla bitirdi Başkan Cengiz!

KAPSAL: Sihirli değnek değmedi. Devre arası transferleri ve sakat oyuncuların geri döndü. En önemli nedenlerinden biri de sezonun ilk yarısında motivasyonu düşük olan Fatih Terim takımının saha içi kurgusuna fazla katkı sağlamamıştı. Sezonun ikinci devresinde ise daha motivasyonlu, daha fazla kafa yoran, farklı planlar yapan, farklı kurgular oluşturan görüntüsü bu başarının en önemli unsurudur. Terim geçmiş dönemlerini hatırladı. Az imkanla başarılı işler yaptığında daha fazla düşünen bir teknik adam olarak takımı daha fazla esneklik ve derinlik veren başarılı görüntüsünü hep izlemiştik. Şimdi de aynı şekilde daha fazla arayan, sorgulayan, eksikleri bu akılcı planla kendi lehine çeviren deneyimini, aklını ve cesaretini ortaya koyan çok başarılı işler yapmaya başladı.

KORKMAZ: Galatasaray'ın yıldızı ve en önemli kozu tartışmasız Fatih Terim. Sezona çok formsuz başladı ve rakip yönetimlerle (hatta Arda hususunda kendi yönetimiyle de…) girdiği polemiklerle savruldu. Bakış açısını hızlıca değiştiren, sakinleşen ve maçlarda eşofman giymeye başlayan Terim, tecrübesi ve zekasıyla kuşkusuz çok önemli bir lider ve güçlü bir koz. Terim değişince Galatasaray da değişti.
1 PUAN TRABZON'U ŞAMPİYON YAPABİLİR
Trabzonspor, Beşiktaş'tan bir puanı son anda aldı. Ancak istatistiklerde ezeli rakibinden geride kaldı. Bunu neye bağlayabiliriz?
UZUNDURUKAN: Trabzonspor'un futbolunda bir düşüş var! Ama ortada kaybetmeyen bir takım da var! Ünal Karaman döneminde belki Trabzonspor daha göze hoş gelen futbol oynuyordu ama kolay görünen maçları bile kaybediyordu. Denizlispor ve Göztepe'ye evinde yenildi Trabzonspor. Hüseyin Çimşir'le kimlik değiştiren ve daha iyi savunma yapan bir takım haline geldi bordo-mavililer. Beşiktaş deplasmanında alınan 1 puan altın değerinde! Belki de o 1 puan sezon sonunda Trabzonspor'u şampiyon yapacak. Futbolda istatistikler karın doyurmuyor yani maç kazandırmıyor! Futbolun doğasında gol atmak ve gol yememek var! Bunları yapabiliyorsanız başarılı olursunuz. Obi Mikel ve Nwakaeme'nin yokluğu da Beşiktaş derbisinde çok hissedildi. Bunu da bir kenara yazmak lazım.

KAPSAL: Beşiktaş maçı başından sonuna kadar hak etti. Burada giden Abdullah Avcı ile gelen Sergen Yalçın arasında kadroyu doğru kullanma, daha planlı oyun farkını 4 haftada görebiliyoruz. Bu kadar pozisyon bulduğu maçta Beşiktaş'ın hücum oyuncularının son vuruşlardaki beceriksizliği ve kalitesizliği de ortaya çıkmış oldu. Sergen Yalçın'ın hesaplayamadığı ama herkes tarafından da bilinen Uğurcan ve Sörloth performansıydı. Trabzonspor'da iki seneye yakındır iki önemli konuda gelişim yok. Savunma ve kondisyon eksikliği. Bunun paralelinde de özellikle deplasmanlarda maçların ikinci devreleri takımın savunmaya çekilmesi söz konusu oluyor. Buradan ders alınmaması en büyük sorun. Trabzonspor'un kalan 12 haftada 7 deplasmanı var. Bireysel performans çok önemli, hücumda da farklı oluşturan o. Ama son maçlara baktığımızda galip geldiği Fenerbahçe, Sivas ve berabere kaldığı Beşiktaş karşılaşmasında rakibin sayısız şut atması, attığından daha fazla kaçırması tablosu var. Bunları Hüseyin Çimşir'in masaya yatırması gerekir. Hücumda bireysel yeteneklerle sorunları çözer Trabzonspor. Savunmayı çözecek olan ise teknik adamdır. En kısa sürede savunma dengesini doğru bir şekilde yukarı çekmek zorundadır Trabzonspor.

KORKMAZ: Trabzonspor'un en önemli gücü köklü futbol kültürü olan kentin ve tüm Trabzonsporlular'ın sergilediği birliktelik. Atan- Sörloth, tutan-Uğurcan Çakır ve ortayı toparlayan kaptan Sosa başrollerdeler. Bu isimlere yardımcı olan Nwakaeme, Ndiaye, Pereira ve Novak gibi önemli futbolcular da var. Bordo-mavililerin teknik heyetindeki değişim esnasında ''kurumsal hafıza devamlılığı'' gözetilerek Hüseyin Çimşir ile ''devam'' denmesiyle süreç hasarsız geçildi.
SERGEN ÇOK ZEKİ
Sergen Yalçın sonrası Beşiktaş'ta bir toparlanma hakim. Trabzonspor derbisinde çok iyi oynadılar. Sergen sezon başı gelseydi bizi nasıl bir tablo bekliyor olabilirdi?
UZUNDURUKAN: Sergen Yalçın, çok zeki ve yaratıcı bir teknik adam. Gelir gelmez Beşiktaş'ta farkını ortaya koydu. Üstelik de camianın öz evladı. Beşiktaş taraftarı da onu çok seviyor. Sergen Yalçın ile Beşiktaş'ta bir sevgi ortamı oluştu. Eğer sezon başında gelmiş olsaydı, daha kaliteli transferler yapılmış olurdu. Oyuncu kalitesi yüksek olan bir Beşiktaş da Sergen Yalçın yönetiminde zirvede olurdu. Yeni sezonun hazırlıklarına Sergen Yalçın yönetiminde şimdiden başlamalı Beşiktaş. Sanırım bunu da yapıyorlar şu anda...

KAPSAL: Bir kere bu futbolcuların çoğunu aldırmazdı Sergen Yalçın. Ve şu anki durumdan mutlaka daha iyi olurdu. Sergen Yalçın rahat gözükse de disiplinli bir teknik adamdır. Takım içindeki vurdumduymazlığa, disiplinsizliğe göz yumacak birisi de değildir. Futbolcular ne antrenmanında ne de maçta Sergen hocayı kandıramazlar. Beşiktaş'ın 6 ayı yapılan yanlış işlerle heba edilmiştir. Bazen çıkış yaptığında bile yalancı bahar gibi günü kurtaran oyunlar oynamıştır. Esas olan sezonu kurtaracak oyunların bulunmasıydı şampiyonluk için. Yapılan bu kadar yanlıştan sonra doğru bir seçimle Sergen Yalçın gibi krizleri de çözebilecek, başarıya aç bir teknik adamın gelmesi bu sezon verilen en doğru karardır. KORKMAZ: Sergen Yalçın, Beşiktaş için ''yaşayan bir efsane''… Sonuna kadar hak ettiği şansı biraz geç de olsa buldu. Gelir gelmez takıma çekidüzen vermekle kalmadı, göze hoş gelen bir futbol üretti. Sezon başındaki tercih Sergen Hoca olsaydı Beşiktaş da şu an 40 üstü bir puanla zirveye ortak olurdu kanaatindeyim.
YANAL HATAYDI
Taraftarın 'İstifa' diyerek tepki gösterdiği Ersun Yanal hâlâ görevinin başında. Ali Koç, onu göndermekte geç mi kaldı?

UZUNDURUKAN: Başkan Ali Koç'un taraftarlar istiyor diye sıcak bakmadığı bir teknik adamı göreve getirmesi hataydı! Bu hatayı en başta yaptı Başkan Koç. Artık Ersun Yanal'ı göndersen ne olur ki? Şampiyonluk yarışının çok gerisinde kalan ve iyi oynamayan bir Fenerbahçe var ortada! Ama şu anki tabloya baktığımızda Ersun Yanal ile geç de olsa yolların ayrılacağını düşünüyorum. Doğrusu da bu olur!

KAPSAL: Evet geç kalındı. İlk devredeki Sivasspor yenilgisi sonrası bana göre ipler koptu. Ali Koç maç sonrası Sivasspor soyunda odasına gidip Rıza Çalımbay'ı tebrik etmişti. Ardından da takımdaki yumuşak doku sakatlıklarını ve deplasman performansını gündeme getirmişti. Sonra Beşiktaş galibiyeti geldi ve sular duruldu. İşte kötü gittiğinde bu durum ortaya çıkacaktı. Şimdi gelinen nokta o zamandan bu ana kadar ara sıra alınan iyi sonuçlardan dolayı uzamıştır. Ersun Yanal'ın saha içinde oyun bulamadı ama bana göre daha önemlisi bir teknik adamın bir ruhu olur. Onu oyuncularına da aktarır. Fenerbahçe'de bu eksik. Ali Koç'tan bir hamle gelebilir. Bunun da yanlış olacağını düşünmüyorum. Çok güzel bir söz vardır aslında; Tebdil-i mekanda ferahlık vardır. Ersun Yanal'ın gitmesiyle oyuncuların kaybettiği o enerjiyi yeniden geri dönebilir.

KORKMAZ: Sayın Ali Koç, zamanı geriye alabilse, Comolli hatasına düşmez, Aykut Kocaman'ı göndermez ve ona bir şans daha verirdi diye düşünüyorum. Kocaman bu fırsatı kullanamadığında Yanal, taraftarın tercihi olarak yeniden sahne alabilirdi. Fakat puan cetvelindeki konum ve ortaya konan futbolun kalitesi dikkate alındığında 20 yıl sonra evinde ezeli rakibine yenilmek ''yolları ayırmak'' için yeterli bir sebep gibi duruyor.