Yıldırım çarptı

Aziz Yıldırım, "Gerekirse hakem odasını basarım" diyerek Bülent Yıldırım'ın elini kolunu bağladı. Olcay'a dünyanın en ucuz sarı kartını gösterdi. Beşiktaş'ın bir değil, verilmeyen iki penaltısı var. Maçı, Fenerbahçe'ye kazandırmak için elinden geleni yaptı ve başarılı oldu. Artık 5 bin 750 lirası garantide

-Fenerbahçe, Beşiktaş'a 2-0 yenilirken hakemin kararları maça damga vurdu. Bülent Yıldırım'ın Olcay'a gösterdiği kırmızı kart başta verdiği
tartışmalı kararlarla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Hakemi tartışmaya gerek yok. Hakemin bu kararları niye verdiği; Aziz Yıldırım'ın açıklamalarının yer aldığı manşetlerde belli... Tartışılacak konu bu... Hakemin bir buçuk saat maç yöneterek kazandığı para 5 bin 750 lira... Birinci sınıf devlet memuru maaşını, hakem, bir buçuk saatte kazanıyor. Bu parayı kazanması da Aziz Yıldırım'ın elinde!..
1 Kasım Cumartesi günü çıkan tüm gazetelerin manşetinde Aziz Yıldırım'ın yaptığı açıklamalar vardı. "Gerekirse hakem odasını da basarım."
Gençlerbirliği maçının devre arasında hakem odasına giden yolda, Özgür Yankaya'nın yolunu çevirip, "Maçı doğru dürüst yönet. Yoksa bir daha buraya ayak bastırmam" deyip penaltıyı kazandı; cuma günü de televizyonlarda yaptığı konuşma ile Bülent Yıldırım'ın elini kolunu bağladı.
Bülent Yıldırım maçı, Fenerbahçe'ye kazandırmak için elinden geleni yaptı ve başarılı oldu.
Bundan sonra 5 bin 750 liraları garantide!..
HAKEME SALDIRMAKTAN VAZGEÇTİ

-Pozisyonları yakın çekime alacak olursak; Olcay'ın hareketi öncesi Necip'in faulü var. Fakat Yıldırım oyunu devam ettirmeyi tercih etti. Faulü vermesi gerekmez miydi?
Olcay'ın hareketi dünyanın en ucuz sarı kartı... FIFA'nın geçmiş yıllardaki yanlış uygulamayı dikkate alarak, tutma ve çekme ile ilgili -forma dahil- aldığı ve hakemlere ilettiği bir karar var. FIFA hakemlere, 'Faulü çalın ama sarı kart için hareketin uzamasını bekleyin.
Tutup bırakma, çekip bırakmalarda sarı kart çıkartmayın. Çünkü futbol 11'e 11 oynandığı zaman güzeldir. Oyun zevkini öldürmeyin' dedi. Olcay, Emre'yi tutup bıraktı.
Ondan önce zaten hakemin şanssızlığı...
Necip, Emenike'ye yenilmez yutulmaz bir faul yaptı ve Emre her zaman ki öfkesiyle hakeme saldırdı. Görüntüyü iyi izle...
Hakeme saldırırken topu önünde buldu. Birden hakeme saldırmaktan vazgeçip topla gitmeye kalkınca da Olcay onu refleks olarak tuttu ve anında kırmızı kartı gördü.
Adımın 'Hıncal' olduğunu bildiğim kadar biliyorum; tersine olayda, Fenerbahçe aleyhine o kırmızı kartı çıkarmazdı. Nitekim çıkarmadı da...
Emre maç boyunca ikinci sarı kartı görmek için neler yaptı. Hele rakibin ayak bileğine arkadan atılmış bir tekmesi var ki doğrudan kırmızı kart... Hakemin gözünün önünde oldu.

-Gökhan Töre'nin Kayseri Erciyesspor maçında kırmızı kart görmesine sebep olan küfrün aynısını Emre'nin, Bilic'e ettiği ekranlara yansıdı.
O ayrı... Emre en az 4 kere kırmızı kart görürdü maçta!.. Onun adı Emre ve Fenerbahçe forması giyiyor.
Maç sonrası Maraton'u izledim; bir yayıncı kuruluşun bu kadar da eyyamcısı olmaz! Tümer, Emre tarifi yapıyor ve bunu yaparken 'Emre, bunu hep yapıyor' demeye getiriyor lafı...
Mustafa Denizli de diyor ki "Tümer ne anlatıyorsun; bunu bilmeyen mi var!" Ama orada Şansal var, Mustafa var, Tümer var; birisi demiyor ki "Emre bunu hep yapıyor ama hiç kırmızı kart görmüyor. Kabahat Emre'nin değil, kabahat ona ceza vermeyen hakemlerin! Niye Emre, Avrupa maçlarında mum gibi!" Bunu konuşan yok. Aralarında gülüşüyorlar; komik bir şey olmuş gibi!

DENİZLİ'NİN HER KONUŞMASI GRİ
Ben en çok Mustafa Denizli'ye hayret ediyorum.
Onun ben bu kadar eyyamcı olduğunu bilmezdim! Her konuşması gri... 'Öyle de olur, böyle de olur. Öyle de olur, böyle de olur!' Kafasında hâlâ teknik direktörlük olanlar yorumculuk yapmasınlar.
Mustafa hoca ne demek istediğimi anlamıştır.
-Bir maçın ardından daha Emre'yi konuşuyoruz.
Ama adam bu... Biliyor, hiçbir şey olmayacağını... Bilic'e, "Ben istediğimi yaparım" diyor. Kendinden emin!.. Çünkü Şansal Büyüka gibi, Tümer gibi, Mustafa Denizli gibi adam, Emre'yi yerin dibine sokarken -bakın biz gerektiğinde Fenerbahçe'yi de eleştiriyoruz- demeye getirirken 'Maçı Avrupalı hakem yönettiği zaman, bu adam mum da; niye yerli maçlarda azıyor? Kabahat hakemlerde' demiyorlar. Çünkü hakemlerden memnunlar. Çünkü hakem, maçı Fenerbahçe'ye kazandırmış. Beşiktaş'tan almış maçı, Fenerbahçe'ye vermiş!

Hakem yorumcuları, Mehmet Topal'ın, Demba Ba'ya yaptığı hareketin penaltı olduğu konusunda da hem fikirdi.
- Verilmeyen bir değil, iki penaltı var. Bir tanesinin Beşiktaş bile farkında değil... Şansal Büyüka, Mustafa Denizli ve Tümer Metin; o sahneyi benim sözlerim üzerine bir kez daha seyretsinler.
Demba Ba yere doğru kafayı vuruyor ve Volkan uçarak, yerden topu kurtarıyor.
Demba Ba'nın vuruşunu ve Volkan'ın kurtarışını tartıştılar. Demba Ba'nın önünde Caner var, Caner'in önünde Veli var. Caner iki eliyle iterek Veli'yi uçuruyor. Veli yere kapaklanıyor.
Penaltının avantajı olmaz. Kimse, 'Demba Ba kafayı vuruyor' diye Caner'in Veli'ye yaptığı penaltının farkında değil. Orada yan hakem var, altıncı hakem var, orada orta hakem var; herkes görüyor!
İŞLERİNE GELMİYOR
O pozisyonu dört kere tekrar ettiler.
Mustafa hocam görmüyor mu? Yavaş çekimle de tekrar ediyorlar; 'Demba Ba nasıl vuruyor' diye...
Görmüyorlar mı? 'Şunu geri alın, Caner orada ne yapıyor?' diyen yok! İşlerine gelmiyor; Caner'in yaptıklarını söylemek. Mustafa Denizli yarım saat 'Önce Demba Ba mı dokundu Mehmet Topal mı dokundu!' diye tartıştılar. Yani 'Faulü Demba Ba yaptı. Hakemin kararı doğru' demeye getiriyorlar!
Ayıptır.
Sen bir yayıncı kuruluşsun, siz de Türkiye'nin en saygın isimlerisiniz.
Maçın en önemli pozisyonu gece yarısı yayınlandı.
Maraton başladığı anda ilk konuşulacak pozisyon bu... Maç görüntülerinin arasında yok! Maçı bitirdiler, reklam araları verildi, bilmem ne oldu, yatan yattı, uyuyan uyudu; ondan sonra!.. Ondan sonra da böyle konuşuldu: 'Demba Ba, Mehmet Topal'a dokundu mu, dokunmadı mı?' Top soldan ortalanıyor, Demba Ba'nın yüzü topa dönük, Mehmet Topal'ın yüzü topa değil, Demba Ba'ya dönük. Mehmet Topal doğrudan Demba Ba'nın üstüne koşuyor. Topa bakmadan...
Demba Ba'nın hareketlerinden topun gelişini tahmin edip, Demba Ba'ya koşuyor. Çarpışmanın sebebi de Mehmet Topal... Çünkü Mehmet Topal adama koşuyor, Demba Ba topa koşuyor. Bu kadar açık seçik, net bir kural tartışma konusu yapıldı ki hakemi savunsunlar! Ben böyle bir şey görmedim ve bu izlediğim son Maraton programıdır. Artık onların iyi niyetlerine inanmıyorum.
Erman Toroğlu'nun niye kovulduğu bir kere daha, çok net ortaya çıktı.

KORKAKLAR DERBiSi

-İki teknik adamın tercihleri ve iki takımın oynadığı futbolla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Aziz Yıldırım'ın cuma günü yaptığı konuşma ile meydan okuma ile başlayan hakem felaketini bir yana bırakırsak tam bir korkaklar maçıydı. İsmail Kartal mı Bilic'ten daha çok korktu, Bilic mi İsmail Kartal'dan daha çok korktu! İkisi de saçma sapan oyun yönetti.
Sahaya çıkarken, İsmail Kartal'ın Sow yerine Alper tercihi, deplasman beraberliğine razı olduğunu anlatan bir tercihti ki Alper, Fenerbahçe'nin en iyilerinden biriydi. Eğri doğruya geldi ama niyet açık...
Bilic, bir hafta evvel üst üste yaptığı hatalarla 'ben, bu takımda sağ bek oynayamam' diye ilan etmiş Necip'i sahaya sürdü. O yönde Caner var. Önünde Sow'u da oynatsa, Alper'i de oynatsa Caner ile ikili ataklar yapıp Necip'i öldürecekler; öldürdüler nitekim... Bilic, Necip'i almak için ilk devrenin bitmesini bekledi! Böyle bir hata yapılabilir mi?
Bu Beşiktaş'a karşı İsmail Kartal maçı armağan etmek için elinden geleni yaptı. Türkiye'de eleştirmenler nasıl maç seyrediyor!
1-0 mağlup duruma düşmüş, 10 kişi kalmış Beşiktaş'ı sen ikinci yarı perişan edersin. Fenerbahçe çekildi, oyunu kendi sahasında kabul etti ki Beşiktaş bir tesadüf gollüyle beraberliği sağlasın da panik yaratsın! İnanılır gibi değil...
ÇİFT FORVETİ SAHAYA SÜREMEDİ
Beşiktaş 10 kişi kaldığı anda oyuna Sow'u alması gerekirken Emre sakatlanınca girdi oyuna!..
Eğrisi doğrusuna geldi yani...
Orada Meireles var, Mehmet Topal var, Emre var. Üç tane ön libero ile oynuyor. Alper'i de kat bunların arasına, dört savunma özelliği yüksek orta saha adamı ile oynuyor, forveti tek... Ne yapacağı belli olmayan, sakar Emenike!..
Ne goller kaçırdı; o golü de kaçırsa ne olacaktı! Üç Beşiktaşlı etrafındayken Alper'in pasına vuramasaydı, ne olacaktı! Rakip 10 kişi...
Yüreklenip, çift forveti düşünemedi; Emre sakatlanana kadar...
Gördüğüm en kötü Fenerbahçelerden biri, gördüğüm en kötüsünün kötüsü Beşiktaş... Ondan sonra bu maça 'güzel' diyorlar!
Maraton takımı; hakemin, Beşiktaş'ın canına okuduğunu yarım yamalak da olsa söyledi.
Hakem, penaltıyı vermemiş, kırmızı kartı vermemiş, ucuz bir sarı kart gösterip, maçı 11'e 10 oynatmış, buna rağmen üstüne 'Maçı hak eden taraf kazandı' dediler. Vay anasını sayın seyirciler!..
Türkiye'de insanın futbol konuşup, yazmaktan nefret edesi geliyor.

G.SARAY'DA ORTA OYUNU OYNANIYOR

-Son haftaların eleştirilen takımı Galatasaray, Kasımpaşa'yı mağlup ederek moral buldu. Prandelli yaptığı sürpriz değişikliklerle gündemdeydi.
Orta Oyunu Galatasaray'da oynanıyor. Orta Oyunu'nun meşhur tipi İbiş de Prandelli! Yüzünü görmediğin Sabri'yi geldiğin gün kadro dışı bırakacaksın, ondan sonra da Abdurrahim Albayrak'ın lafıyla, adamla iki gün antrenman yapmadan ilk 11'e alacaksın! Teknik direktörlük, antrenörlük bu kadar ucuzlamadı, bu kadar düşmedi. Galatasaraylı oyuncuların Prandelli'yi saymaları, adam yerine koymaları mümkün değil. Kahkahalarla gülüyorlar ama dudaklarıyla gülmüyorlardır herhalde!.. Ben böyle bir şey görmedim!
ADAM YERİNE KOYMUYORLAR

Galatasaray maçında da tartışılan pozisyonlar vardı

İlk gol tartışılacak gibi değil; bu kadar bariz ofsayt olur. İkinci gol de Chedjou'nun topu eliyle indirdiği çok net... İki golü de sabıkalı Galatasaray'ın...
Prandelli gördü mü bilmiyorum ama ortada bir gerçek vardı! Sene başından beri "Burak tek başına oynamaz, Burak tek başına oynarsa Galatasaray 10 kişi oynar. Burak iki forvetli takımın oyuncusu" demekten dilimizde tüy bitti.
İlk yarıdaki Burak'la, Umut girdikten sonraki Burak'ı şöyle bir karşılaştır.
Prandelli de şöyle bir karşılaştırsın! "Oyuncular maçın bandını seyretmiyor" diyor ya -Adam yerine koymadıkları için seyretmiyorlar. Bu da bir itiraftır aynı zamanda- kendi seyretsin.
Umut ve Buraklı Galatasaray'la, yani çift forvetli Galatasaray'la tek forvetli Galatasaray'ın farkını herhalde anlar.
O kadarcık futbol kültürü olduğunu tahmin ediyorum Prandelli'nin!
O kadarcık!
Galatasaray'a geldiği günden beri 4-4-2 oynatmamak için elinden geleni yaptı. İlk 4-4-2 denemesinde de ortaya çok farklı bir Galatasaray çıktı.
Saçma sapan bir takım çıkarmasına, saçma sapan değişiklikler yapmasına rağmen Umut'u oynatmaya mecbur kalıp da Burak ile Umut yan yana olunca bu ikilinin neler yaptığını gördük.
Prandelli'nin anlayıp anlamadığını Dortmund maçında göreceğiz.

ALBAYRAK TAKIM ÇIKARACAK

-Galatasaray, Borussia Dortmund ile Arena'da oynadığı karşılaşmada farklı yenildi. Dortmund yine Bundesliga'da iyi durumda değil. Deplasmanda nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Dortmund'un bir şey oynadığı yok; işte görüyorsun!

-Öyle ama geldi 4 attı ilk maçta...
Sen yedin! Galatasaray'ın ne olacağı belli değil. Bakalım Abdurrahim Albayrak, Dortmund'da nasıl bir takım çıkartacak sahaya; çok merak ediyorum!
Komik komik... Hakikaten Galatasaray'ın durumu komik!

RöPORTAJ: BÜLENT CAN

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.