Hukuk öldü!

TFF başkanı, üye olduğu kulübün yargılandığı olay için karar veremez... Federasyon hem 'yeterli delil yok' diyor, hem kişileri PFDK'ya yolluyor

Futbol Federasyonu'nun almış bulunduğu bu karar hukuka aykırıdır. Talimatlara aykırıdır. Bu nedenle de kanımca "yok" hükmünde bir karardır. Tüm spor kamuoyu ve hukuk kamuoyunun şimdi anlatacaklarımın ışığında bu olayı değerlendirmeleri gerekmektedir. Sayın Doç Dr. Mahmut Kaşıkçı (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fak. Öğretim Üyesi ve eski PFDK Hukuk Kurulu Üyesi) benim de katıldığım santrahaber. com'da bir bilimsel görüş yazdı. TFF ana statüsünün 36. maddesi şudur: "Karar alınması gereken özellikle bir kulüp üyesi ise yönetim kurulu üyeleleri menfaat çatışması içine girebilecekleri müzakerelerden çekilmelidir" Biz şunu şöyle anlıyoruz, hocamın da anladığı bu. Eğer yönetim kurulu üyeleri üyesi bulundukları kulüple ilgili bir karar varsa veya sponsorluk olabilir, bir başka şekilde menfaat çatışması içindeyse bu kulüple, bunlarla ilgili muzakerelerden çekilmek zorundadır.
Tarafsızlık ilk şarttır
Yine Profesyonel Disiplin Kurulu talimatının 69. maddesinin birinci bendi aynen şöyle söylüyor: "Üyeler tarafsızlıklarından ciddi şüpheyi gerektirecek haklı sebeplerin varlığı halinde ilgili dosyaya ilişkin olarak kuruldan derhal çekilmek zorundadırlar." Yani Disiplin Kurulu'ndan bahsediyorum. Özellikle aşağıda belirtilen hallerde üyenin tarafsızlığından ciddi şüpheyi gerektirecek haklı sebebin var olduğu kabul edilir; bunlardan biri de şu "B" bendinde düzenlenmiş; disiplin dosyası üyesi bulunduğu ya da kurullarında görev aldığı kulüple ilgili ise. O zaman üyenin tarafsızlığından ciddi şekilde şüpheyi gerektirecek bir sebep var. O zaman ne yapacaktır? Karar alma mekanizmasında bulunan kurullardan derhal çekilecektir.
Aydınlar ve Güreli örneği
Bu kural hem PFDK için hem de TFF Yönetim Kurulu yapmış bulunduğu bu görev çünkü bu görev disiplin yargılamasıdır. Dolayısıyla disiplin yargılaması yaparken de biz 69. maddeye göre disiplin yargılaması yapacak TFF Yönetim Kurulu üyeleri. Eğer hakkında karar verecekleri kulüp üyeleri ise, kulübe bir şekilde bağlı iseler kesinlikle bu toplantılarda bulunamazlar. Soruşturmaya katılamazlar ve karar verme durumunda değillerdir. Bu kuruldan da bu olay için derhal çekilmek durumundadır. Bu iki maddeyi birbiriyle birlikte değerlendirdiğimizde çıkan sonuş şu: "Şu arda TFF Yönetim Kurulu üyesi olan kişilerden her hangi biri veya PFDK'dan her hangi bir kişi hakkında karar verilecek takımlardan herhangi birisine üyeyse veya bu kulüplerle ilgili olarak bir menfaat çatışması içindeyseler kesin olarak bu kulüplerle ilgili alınacak kararlardaki toplantılara katılamazlar ve kararların altında da imzaları bulunamaz." Önceki gün yapılan açıklamada somut olaya baktığımızda gerek Futbol Federasyonu Başkanı (Fenerbahçe Kulüp Üyesi, Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış, aynı zamanda sahip olduğu şirket Fenerbahçe'nin ana sponsoru) ve Hüsnü Güreli gibi (Beşiktaş'ta yöneticilik yapmış) bu kişiler de bu kararlarda imza sahibi ise ve bu görüşmelerde de bulunmuşlarsa, çekilmemişlerse bu şartlar altında, bu statü doğrultusunda alınan kararlar hukuken şekil olarak öncelikle sakat ve yok hükmündedir.
Yöneticiler sorumludur
Bu karar öncelikle şekil olarak sakat olmasına karşın esasına girdiğimizde çok çelişkili ve yine hukuka aykırı bir karar. Bilindiği üzere kulüpler bir tüzel kişiliktir ve tüzel kişilikleri de temsil eden hakiki şahıslardır. Bu hakiki şahıslar kimlerdir? Yöneticilerdir! Dolayısıyla kulüpler yöneticilerinin eylem ve fiilleriyle sorumlu tutulabilir. Eğer siz kulüpler herhangi bir şekilde şikeye ait teşvik primine karıştığına dair ciddi şüpheler yok! Bir kanaat yok! O nedenle onlar hakkında iddianame açılmadan karar veremeyiz diyorsanız, o zaman bu kulüpleri teksil eden kişileri de PFDK Disiplin Kurulu'na hem de tedbirli olarak sevk edemezsiniz. Demek ki siz bu kulüpleri temsil eden kişileri de PFDK'ya ciddi olarak sevk ediyorsanız onlar hakkında disiplin ihlali oluşturacakları konusunda çok ciddi şüpheleriniz var demektir. Dolayısıyla siz kulüpler için 'benim ciddi şüphelerim yok' diyorsunuz, 'kanaat oluşmadı' diyorsunuz ama kişileri de kuvvetli disiplin ihlali gerektirecek deliller buldunuz ki tedbirli olarak PFDK'ya sevk ediyorsunuz. Bu kişiler, ben hiç burada kulüp adı anmıyorum, verdiğiniz kararı ben sadece usül olarak adlandırıyorum. Bu kişiler kendi adlarına bir ihlalde bulunmuyorlar. Netice itibarıyla hepsi kulüpleri adına! Özellikle yöneticiler bazında baktığımızda tamamen kulüpleri adına olduğuna tamamen zaten önce PFDK karar verecek. Ondan sonra da kulüpler hakkında karar verilecek. Federasyon hiç bizim yazdıklarımızı çizdiklerimizi dinlemeden daha baştan işe kulağını ters göstererek önce kulüpler hakkında karar veriyor, sonra da kişileri PFDK'ya gönderiyor! Halbuki yaptığı yanlış. Önce kişileri gönderecek. Kişiler hakkında bir hukuka aykırı eylam var mı? Şike ve teşvik suçundan dolayı disiplin cezası oluşturacak bir durum var mı? Bunu PFDK tespit edecek, kesinleşecek ve dosya TFF ye gidecek. Sonra TFF bu kişileri kulüplerle ilgili olarak yaptıkları eylemler kulüplerle bağlantılı olup olmadığına karar verip karar verecek. Maalesef federasyon önce kulüpler hakkında karar veriyor. 'Hayır, biz yeterli delil görmedik' diyor ama kulüplerin yöneticilerini PFDK'ya gönderiyor. Bu bir. Burada baştan sona hem şekli olarak hem de esasa ilişkin olarak vermiş olduğu karar tamamen kanuna, hukuka ve TFF talimatlarına aykırı. Çok net olarak söylüyorum "Hukuk çiğnendi." Bu açıklama ile hukuk öldü. Türkiye'de spor hukuku federasyonun kararıyla öldü!

YARIN:
Bu işin bir de mali boyutu var!

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.