"Polat'a büyük görev düşüyor"

Sabah gazetesi yazarı Rıdvan Dilmen, lige kötü bir başlangıç yapan ve eleştirilerin hedefi haline gelen Galatasaray'da yönetime büyük bir görev düştüğünü söyledi. İşte Rıdvan Dilmen'in bugünkü yazısı:

Polat'a büyük görev düşüyor

Galatasaray'da eleştirilerin hedef noktası Rijkaard... Ancak geçen yıla bakıldığında elinde Keita, Elano gibi isimler yok. Ve transfer de halen belirsiz. Bu olumsuz tabloda yönetimin payı ne kadar?
Başarıyı sahiplenen çok olur.
Teknik direktörler, en son sahiplenenlerdir. Yöneticiler, her zafer öncesinde soyunma odasına gider, oyuncularını havaya sokup motive ederler. Ama bunlar hep takımlar kazandığı zaman yazılır, çizilir konuşulur!
Ya da yöneticiler inanılmaz bir iş becerip transfer yaparlar. Medyamız da "Vay be ne adam aldılar" der. Başarıdır çünkü o... Başarısızlık olunca da ihale başta antrenöre sonra oyunculara çıkar.
Bir yerde başarı varsa, oyuncusu, teknik direktörü, yönetimi ve başkanı bütündür.
Başarısızlıkta da aynı. Şu anda iki yıldır başarısız giden Galatasaray futbol takımı, yine başarısız başladı belki... Ama... Bu 'Ama'ya dikkat! Galatasaray, Türkiye'de oyun kültürü olan tek takım. Yani öne doğru oyun kültürü diyelim buna. 1996'da başlayan bu süreç, antrenörler değişse de oyun kültürü anlamında değişmedi. Kötü sonuç alsa da değişmiyor.
Sivas'ta oyuna iyi başlayan Galatasaray, ilginçtir ikinci yarının başında da iyi başlayan Galatasaray. Ama işte arıza orada ortaya çıkıyor. Şu an itibariyle Arda'dan başka kalenin içine topu sokacak (asist yaparak veya golle) oyuncu yok. Bir o kadar da takım savunmasında problem var.
ATAN, OYNAYAN, TUTAN...
Polat ve Rijkaard'a Galatasaraylılar'ın daha fazla üzülmemesi için büyük görev düşüyor.
Ve bu görev de mucizevi bir görev değil. Tutan, oynayan, atan... Üç tane oyuncu. Bize belki kolay, yöneticilere zor geliyor olabilir. Ama Elano kadrondaysa oynatmaya çalışacaksın.
Kaleci Aykut kötü oynadığı için söylemiyorum. Kaldı ki, Sivas'taki iki golde hatalı değildi. Her kaleci yiyebilir o golleri. Ama uzun vadede psikolojisi bozulacağı için daha hazır bir kaleci gerekir. Bir tane de Baros olmadığı zaman 'Eyvah bugün gol atamayız' dedirtmeyecek bir santrfor lazım.
Ben Galatasaray'ın Eylül ortalarında toparlayacağını düşünüyorum.

Güneş'in katkısı yüzde 100 oldu

Trabzonspor'un oyuncu kadrosuna baktığımızda geçen sezon başıyla arasında çok büyük farklar yok. Ancak beklenti ve umut anlamında büyük değişiklikler var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Hani teknik direktörler için derler ya "Takıma katkısı yüzde 5-10-20'dir"... Böyle şehir efsaneleri vardır. Teknik direktörün takıma katkısı yüzde 100'dür. Zaten yüzde 10'larda olsa, bu kadar antrenör değişikliği olmaz. Yüzde 90'ı gönderip yüzde 10'u tutarlar. Şenol Güneş bu anlamda doğru bir örnektir. Geçen yıl, ikinci dönem başladı. Aldığı kupadan dolayı değil, mevcut oyuncuların performansını maksimuma çıkarması, takımın pozitif oynaması, Trabzonlular'ın takımına güvenmesini sağladı. Trabzon takımı deplasmanı olmayan birkaç takımdan bir tanesi. Bundan sonra eskiden olduğu gibi Trabzon yine zor deplasman. Artık savunmayla hücum arasında uçurumlar yok. Yani artık önde baskı yapıp iyi futbol oynamayı düşünüyorlar.

Ernst&Necip yetersiz kalır

SABAH'taki ilk yazınızda Beşiktaş için Fink'in önemine dikkat çekmiştiniz. Alman futbolcu kadroda yok ama herkes onun yerine oynayan Necip'in başarısını konuşuyor. İlk hafta itibariyle Beşiktaş'ın kadrosu oturdu mu?
Necip'i Türk futboluna kazandıranlara teşekkür etmek lazım öncelikle. Beşiktaş'ın savunma göbeğinde problemi yok. Kalesinde, sol bekinde yok. Öne doğru yaratıcı oyuncuda bolluk var. Sağ kenarında bir soru işareti var. Bir de orta sahada defansif oyuncuda kısırlık var. Ernst ve Necip lig, kupa, Avrupa maratonunda arızaya uğrarlar. Ya yerli iyi bir orta saha oyuncusu almanız ya da Fink'i kadroda tutmanız gerekiyor. Guti beklendiğinden daha iyi durumda geldi. Real Madrid'den başka bir takımda oynamayan böyle bir oyuncu, transferindeki pürüzler nedeniyle Ibiza'da tatil yaparken, takım çalışıyordu. Tatilden döndü, çok kısa süre sonra hem Villarreal hem de Buca karşısında görev yaptı. Takım arkadaşlarının gerisinde olmadığı gibi, takımın pozitif oyununa katkı sağladı.
GUTİ'YLE ÇİFT YÖNLÜ OYNAYABİLİRSİNİZ
Guti birkaç yıldır Beşiktaş'ın orta sahasında olan problemi çözdü. Bu tip oyuncular, stoperini, sol bekini, sağ bekini, orta sahada yanında oynayanı ve önündeki santrforu rahatlatan oyunculardır. Guti'yle set oyunu da oynayabilirsiniz, topa sahip olma anlamında. Kontra da yaparsınız. Bir pasla golü bulabilirsiniz, son Buca maçındaki gibi. Beşiktaş'ın şu andaki görüntüsü, ofansif olarak çok keyif verir, ama canlı takımlara karşı ve eli ayağı düzgün takımlara karşı takım savunmasında arıza gösterebilir.

Bursa'nın sadece rengi değişmiş!

Son şampiyon Bursaspor'u ilk sınavında nasıl buldunuz?
Bursaspor'un, son şampiyon olarak çıktığı maçta, forması ve birkaç oyuncusu dışında felsefesi aynıydı, seyircinin coşkusu da aynıydı. Ve birçok Anadolu takımında olmayan coşkunun yanında sakinliği de aynıydı. Konya maçında kontrollü başlayıp, dakikalar ilerledikçe tempoyu artırıp golü buldular. Stepanov'u beğendim. Santrfor ise birkaç şık hareketine rağmen soru işareti. Ama Sağlam'ın takıma çok hakim olduğunu görüyoruz. İlk 5'te olurlar gibi geliyor. Kayseri'yi çok iyi tanımıyorum. Fakat Cangele'ye yardımcı bir oyuncu buldularsa, bu sene ilk 6-7 istikrarını korurlar. Belediye takımı, zaman zaman sallanıp toparlanabiliyor. Abdullah Avcı'nın Allah yardımcısı olsun.

Sahada başka bir Fenerbahçe vardı

Alex tartışmalarının yaşandığı Fenerbahçe, Alex'in önderliğinde kazandı. Bu kadar kısa sürede oyun anlamında farkı yaratan neydi? Alex'in önderliğinde kazanmadı Fenerbahçe, Alex'in önderliğinde kaybetmediği gibi...
İki Young Boys maçıyla lig maçı arasında dağlar kadar fark var. Young Boys maçlarında oynayan takım gitmiş, başka bir takım gelmiş. Form veya formsuzluk olarak değil... Çünkü aynı oyuncular oynamamış. 8 farklı oyuncu her iki Young Boys maçında oynamış ama Antalya maçında oynamamış. İleri uca kadar 10 mevkide sezon başında planlanan oyuncular vardı. Önde de bu ligin en iyi yerli santrforu Semih. Yani takımın omurgası komple değişmiş. Kocaman'ın karamsar tablo çizmemesinin sebebi, Samandıra'daki sakat ve dönecek oyuncuları yakından tanıması. Hiç dönmeyecekmiş gibi muamele yapıldı Fenerbahçe'ye.
Takımın sezon başı maçlarına hazırlıksız yakalanması, belki Şampiyonlar Ligi'nden elenmeyi getirdi ama bu bir anlamda şanstı.
O maçta formayı alan oyuncular, olumlu ya da olumsuz mesajlar verecekti. Önünde PAOK ve Trabzon maçları var. PAOK, Young Boys maçlarındaki Fenerbahçe'yi bulmayacaktır karşısında. Şampiyonluğun en ciddi adaylarından bir tanesidir Fenerbahçe. Ve önünde bu sene oynayacağı en zor maçlardan biri bekliyor (Trabzon).

DİĞER HABERLER

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.