Spor yazarları Trabzonspor-Galatasaray maçını değerlendirdi

REHA KAPSAL - KARAMAN KAYBETTİ maça iki takım da dengeli başladı. Trabzonspor'un seyircisinin yarattığı atmosfer, saha içine net şekilde yansımadı. Rakibine oyun başlangıcında ön alan baskısı yapmadı ve deplasmanda oynuyormuş havası vermedi. Galatasaray'ın 3'lü sistemden 4'lü sisteme geçmesi, Donk'un stoper, Nzonzi'nin 6 numarada oynaması, savunmadan top çıkarma ve merkezi kapamada takımı daha dengeli bir hale getirdi. Trabzonspor'un ilk yarı genelde çok pozisyon üretememesi ve oyuna hakim olamamasının en temel unsurlarından biri Sosa'nın Sörloth'un arkasında 10 numara pozisyonda oynamasıydı. Geçmişte bu pozisyonda çok oynadı ama bu kez arkasında Mikel ile Hosseini'nin olması nedeniyle Sosa çok etkisiz kaldı. Arjantinli; oyunu kurma, pas ve hücum bağlantılarını kontrol etme görüntüsünden çok uzaktaydı. Sosa arkasında bu iki defansif oyuncuyla etkili olamadı ve Trabzon'un kötü oyununda temel unsurlardan biri de buydu. Sörloth bir kez daha golünü attı. Geldiğinden beri Türkiye'de pivot santrfor olarak Muriç ile birlikte en formda ve en iyi oyuncu oldu. Gençliği ve enerjisiyle ligimizin en iyi transferi olarak görebiliriz. Trabzon'da Sosa gelen golden sonra merkeze geçti. Ekuban'ın oyuna girmesinden sonra içgüdüsel olarak takım geriye yaslanıp, savunma yaptı. Bu savunma tabii ki doğru değildi. Golü çok daha önce de yiyebilirdi. Galatasaray'da problem çözme becerisinin olmaması, sakat ve cezalı isimlerin eksikliği ve sahadakilerin formsuzluğu nedeniyle gol çok geç geldi. Özellikle Trabzonspor geriye yaslandıktan sonra Galatasaray daha fazla pas yaptı, ceza sahasına girdi. Final paslarını doğru şekilde kullanamadı. Orta sahaya kadar çıkmış Galatasaray savunmasını Trabzonspor hızlı kontrataklarda başarılı olamayarak cezalandıramadı. Maçın kırılma anı, Sörloth'un Muslera'ya takıldığı andı. Uruguaylı alınan 1 puanda öne çıktı. Bir yanda Fatih Terim, skoru kaybettikten sonra birçok risk aldı. Donk'u santrfora koydu, birçok ismin yerini değiştirdi ve hamleler yaptı. Terim, 1 puanı getirdi. Diğer yanda Ünal Karaman, skoru bulmuşken oyunda da oyuncularda da doğru tercihleri yapamadı ve 2 puanı kaybetti. Derbi maçı, beklenen futbolun çok uzağında kaldı. Kalitesi ve seyir zevki çok düşük ve kötüydü. LEVENT TÜZEMEN - RUH GERİ GELDİ Fatih Terim maçtan önce 'Ya kaybedip rakibi güçlendireceğiz, ya da gelecek adına kendimizi bulacağız. Çünkü biz kalan 5 haftayı kazanmayı hedefliyoruz' dedi. Galatasaray'ın sezon başından beri büyük maçları kazanamama gibi bir defosu vardı. Sosalı, Sörlothlu Trabzonspor maçın favorisi idi. İlk 45'te iki takım da kontrollü oyunu tercih edince keyifsiz bir maç izledik. Sörloth'un golünden sonra Galatasaray iyi oynamak için mücadele etti. Trabzonspor'un gol sonrası panikle geriye yaslanması Galatasaray'ın baskı kurmasına neden oldu. Lemina ile Feghouli'nin yerlerine giren Seri-Jimmy ikilisi Galatasaray'ın hücumda öne gitmesini sağladı. Galatasaray savunmasında riske giriyor ama önde pozisyon üretiyordu. İyi bir golcünün olmaması pozisyonların verimli olmasını engelliyordu. Son haftaların en çok eleştirilen ismi Nagatomo sonuca isyan eden Galatasaraylı oyuncuların meşalesi oldu ve attığı mükemmel golle takımını zirve yarışında tuttu. Terim maçı çevirmek adına Donk'u bile ileri yolladı. Bu beraberlik Galatasaray'a ciddi bir moral olacaktır. Çünkü Trabzon'da kaybedilecek üç puan tüm camiayı demorolize edeceği gibi taraftarı da küstürecekti. Galatasaraylı oyuncular ilk kez, özellikle ikinci yarıda golü yedikten sonra teslimiyetçi bir ruha bürünmeyip skoru çevirmek adına yürekli ve inançlı bir mücadele ortaya koydu. Galatasaray, Brugge maçını tam kadro oynamış, Trabzonspor'un as kadrosu Getafe karşısında dinlenmişti. Ama fiziksel pefrormans ve koşu kalitesi olarak Galatasaraylı oyuncular Trabzonspor'u geride bıraktı. NECMİ PEREKLİ - HAKKI BUYDU Trabzon'da oynanan sezonun derbisi ağır hava ve saha şartlarının da etkisiyle zevksiz bir oyun vardı ama mücadeleci bir müsabaka oldu. Lider Sivasspor'un galip gelmesi iki takıma bu maç öncesi daha dikkatli olmaları için ciddi bir uyarıydı. Yarıştan kopmaması için ikisi de kazanmak için sahaya çıktı. Oyun içerisinde her iki takıma da yakışmayan önemli ölçüde pas hataları ve yanlış oynanan toplar gördük. Trabzonspor'un attığı gole kadar oyunda her iki takım da dengeliydi ancak skorun 1-0 olmasından sonra nedendir bilinmez Trabzonspor skoru korumaya yöneldi. Bu yanlıştı. Bu oyun planı içerisinde Sörloth'un yakaladığı önemli pozisyonlardan istifade edememesi Trabzonspor adına maçı koparamadı. Fakat Galatasaray yediği golden sonra oyunda daha aktif gözüktü ve oyun üstünlüğünü tamamen ele aldı. Zaten yakaladığı beraberlik golü adeta kaçınılmazdı. Oyunun başlangıcında Galatasaray adeta beraberliğe fit şekilde bir plan ortaya koymuştu. Bu şekilde de istediğine ulaştı gibi gözüktü. Öne geçtikten sonra Trabzonspor'un oyundan düşmesinin, 'Acaba Ünal Karaman'ın takımda fazla değişikliğe gitmesinin etkisi oldu mu?' diye düşündüm. Netice itibarıyla bir derbi maçı daha berabere bitti. Bugünkü lig tablosuna bakıldığında ligin bitiminde ilk üç sırayı Anadolu takımlarının paylaşmasına şahit olursak hiç kimse şaşırmasın. Maçı hakkı beraberlikti. OLCAY ÇAKIR - FUTBOLUN KURALI Her iki teknik adamın da sahada orta alan üstünlüğü kurma gayreti ilk bölümde kısır bir karşılaşma izletti. Temkinli davranmak konusunda teknik adamların taraftarlar gibi düşünmemesi gayet normal ve olması gereken bir durum. Hedefe oynarken kazanmak kadar kaybetmemek de çok önemli. Çünkü kaybetmenin psikolojik yükü altında camiaların doğru karar vermeleri zorlaşıyor. Gol ya da gol pozisyonu bakımından yokların oynandığı ilk yarı sonrası kenardan gelecek hamleler önemli olacaktı. Oyuna yine temkinli başladı teknik adamlar. Sörloth'un Sosa'nın ortasına yükselişi, golü atışı sonrası sahada psikolojik üstünlük Trabzonspor'un eline geçti. Ünal Karaman'ın gol sonrası yenilen baskıyı kırma adına Ekuban hamlesi gecikmedi. Ekuban'ın kenara gelişiyle tribünlerin oyuncuya özlemi de coşkuyla gösterdi kendini. Sahada büyük oyun olmadı. Büyük oyun beklentisi yerine stratejik oyunlara tanıklık ettik Orta alanda büyük bir mücadeleye tanıklık ederken, Ekuban'ın girişi tüm havayı değiştiren unsur oldu. Ekuban'lı ve önde Trabzonspor bir anda rakip kalede sağlam pozisyonlar yakaladı. Ancak 2. gol bulunamayınca futbolun değişmez kuralı 'Atamayana atarlar' devreye girdi. Orta alanların hızlı geçildiği riskli oyun karşılaşmanın son bölümüne damga vurdu ve 90'da Nagatomo son sözü söyledi. Sonuçta baskıya önlem alınamadı ve 2 puan gitti. Baskıyı yönetme kabiliyeti Trabzonspor'un en büyük imtihanı olarak görünüyor. SERKAN KORKMAZ - BÖYLE GİTMEZ Galatasaray, Trabzon'da da futbola son derece uzak bir oyuncu grubu olarak maça başladı. Sarı-kırmızılıların 50. dakikada yedikleri amatörce golün ardından Trabzon'un kendi kalesine yaslanması kimseyi yanıltmasın. Hakem Ali Palabıyık, 26. dakikada Ömer Bayram'a Pereira'ya yaptığı hareketten ya da İngilizce küfründen dolayı kırmız kart verse kim ne diyebilirdi ki? Fatih Terim'in Lemina'nın rahatsızlanarak çıkması üzerine sahaya alması gereken isim ilk etapta Seri olmalıydı. Gerçi kısa süre sonra Feghouli de sekerek oyun dışı kalırken, Fatih Hoca gidiş yolundan doğruyu buldu. G.Saray'da Belhanda bana hep o şarkı sözünü hatırlatıyor; varlığı dert, yokluğu yara. Bekler futbolu bırakmanın bir önceki aşamasında. Takımın en iyileri Donk'la Ömer Bayram gerisini siz düşünün. Trabzonspor, Ekuban'lı ya da Sturridge'li bir 11'le, çok büyük farkla bu maçı kazanabilirdi. Ev sahibi takımı da övmek çok söz konusu değil. Keza herkesin beklediğinden çok daha azını verdiler sahada ve ellerindeki kazanma fırsatını da kullanamadılar. Sosa, Türkiye'de şu anda futbol oynayan en kıymetli oyuncu. Dün akşam genel itibariyle beraberliğe razı bir oyun sergileyen Trabzonspor'da ışıl ışıl parlayan iki isim, yine onunla birlikte Sörloth'tu. Ancak bu ikilinin çabaları galibiyete yetmedi. Bu ikiliye Nwakaeme ve Yusuf Sarı da katılabilseydi belki de Ekuban'sız ya da Sturridge'siz halleriyle de rahatlıkla farka gidebilirlerdi ama galibiyeti bile koruyamadılar. G.Saray'ın ise artık taktiği önüne koyup, ligin ilk yarısında kalan 4 maçı kayıpsız geçmek için yeni bir şeyler yapması lazım. ERMAN TOROĞLU - KALİTE BU KADAR İsmi büyük maç... Ama futbol olarak küçük maç oldu. İnsan bu iki takımın mücadelesinden çok daha farklı pozisyonlar, kaliteli hareketler bekliyor ama maalesef Türkiye'de olmuyor. Seyirci müthiş, zemin ağır ama bu yağmura göre de fena değil. Koca ilk yarı iki teknik adam oynattıkları futbolla milleti uyuttular. Gol olunca oyun hareketlendi ama yine kalite yok. Mücadele var, pozisyonlar var, kalite yüzde 10... Trabzonspor golü attı, Galatasaray baktı ki iş gidiyor bütün gücünü kullanarak hücum etmeye başladı. Bordo-mavili oyuncular burada büyük bir hata yaptı. Galatasaray'ın getirdiği topları uzun uzun vurmaya başladılar. Ayağa top yapsalar, iki yön değiştirseler Galatasaray'ın arka tarafı olduğu gibi gole açık. Yapmadılar... Ceza alanı çizgisi üzerinde 10 kişiyle defans yapmaya başladılar. Galatasaray baskılı gözüktü ama gözüktü… Onlar da fazla bir şey yapmadı. Galatasaray'ın 15-20 dakikalık baskısından sonra Trabzon yavaş yavaş çıkmaya başladı ama burada da topları iyi yerlerde kullanmadılar. Final paslarında hatalar yaptılar. Nwakaeme takımını 90 dakika 10 kişi oynattı. Ünal Karaman, ona fazla müsamaha gösterdi. 60'tan, 70'ten sonra değiştirmesi gerekirdi. Trabzonspor 3'e 3 gidiyor Galatasaray defansının üzerine… Nwakaeme yardımcı hakemin 30 metre karşısında, yardımcı hakemle göz göze geliyor. Yani hakemin bayrağından yarım metre geriye çıksa top alıp pozisyona girecek ama o ofsaytta top alıyor. Bu tip takımlarda böyle hareketler kabul edilemez. Çünkü öyle pozisyonlar her zaman gelmez. Galatasaray hırsla mücadele etti ama onlar da iyi oynamadılar. 1-1'lik netice Galatasaray için avantaj oldu, Trabzonspor için dezavantaj oldu. Ama Galatasaray'a bu 1 puanı Trabzonspor verdi. İki takımın oynadığı futbolun kalitesini gördükten sonra Avrupa'da kulüpler düzeyinde neden ileri gidemiyoruz net bir şekilde gözüktü. Dünkü maçın hakemi iki takıma göre daha başarılıydı... ZEKİ UZUNDURUKAN - OYUNU OKUYAMAZSAN Trabzonspor, o alıştığımız tahrip gücü yüksek futbolla maça başlayamadı. Galatasaray çok iyi savunma yaparak Nwakaeme, Sörloth'un topla buluşmasına izin vermedi. Nwakaeme, ilk yarıda çok kenarda kalınca, Sörloth da kalabalık Galatasaray savunması arasında sıkıştı kaldı. Oysa her ne kadar maç eksiği olsa da Ekuban veya Sturridge ile derbiye başlamak daha akıllıca olurdu. Yusuf Sarı, aldığı her topu Nwakaeme'ye attı. Ama Nwakaeme, tehlike hunisine o kadar uzaktı ki pozisyonlar olgunlaşmadan eridi gitti. Sonuçta iki takıma yakışmayan az pozisyonlu, seyir zevki olmayan bir ilk yarı izledik. Şenol Güneş Stadı'nı tıklım tıklım dolduran bordo-mavili taraftarların desteği mükemmeldi. İkinci yarının hemen başında Sosa'nın ortasına harika bir kafa vuruşu yapan Sörloth, stadı bayram yerine çevirdi. Sörloth bunu hep yapıyor. Gol vuruşu anında çok iyi yükseldi ve havada asılı kaldı resmen... Trabzonspor, öne geçtikten sonra Galatasaray'dan çok baskı yedi. Top tutamadı. Galatasaray'ın arka alanında çok boşluk oluştu. Ünal hoca, Ekuban'ı alsa, ki Ekuban hızlı adam, Galatasaray'ın baskısı kırılmış olacaktı. Ünal Karaman baktı olacak gibi değil; Hosseini'yi çıkarıp, Ekuban'ı oyuna aldı. Ekuban girdikten sonra Trabzon tekrar oyun ritmini yakalarken, Galatasaray'ın da yoğun baskısı sona erdi. Nwakaeme o net pozisyonda golü yapsa maç adeta bitmişti, o ise topu Muslera'ya nişanladı. Belhanda'nın şutunu da Uğurcan müthiş çıkardı. Galatasaray, beraberlik golünü atmak için maçın son bölümünde oyun disiplininden koptu. Trabzon bu dakikalarda daha sakin olmalıydı. Trabzonspor maç boyunca çok atak yaptı ama kötü bir gününde olan Nwakaeme, bu ataklarda etkili servisler ve vuruşlar yapamadı. Bu kadar 1-0'ın üzerine yatmaya çalışırsan sonunda golü yersin. Ünal hoca, dünkü derbiyi iyi analiz edemedi. Fatih hoca, yaptığı değişikliklerle 1 puanı kazandı.