Spor yazarları Ankaragücü - Trabzonspor maçını değerlendirdi

OLCAY ÇAKIR - D'OBI MIKEL Ankara'ya gelirken yine sakatları vardı Trabzonspor'un. Ancak o kadar alışılmış bir durumdu ki bu; sorunlarıyla yaşamayı, yüzleşip gerçekleriyle yola devam etmeyi de bir o kadar ezber haline getirdiler. Zor da olsa her durumda kazanmayı bilen, kazanmak için tüm mücadeleyi sonuna kadar veren; kazanma arzusu yüksek oyuncu grubuna sahip olmak en büyük şansı Trabzonspor'un. 'Alternatif oyuncular, gençler, hamle oyuncuları' adına ne derseniz deyin hepsi hedefe kilitlenmiş gibiler. Dün Ankara'da Obi Mikel'in müthiş dönüşüne tanıklık ettik. Bölgesinde yükselen performansı sonrası yaşadığı sakatlık kendisi ve takımı adına nasıl bir 'yokluk' haliydi, sanırım geldiğinde anlaşıldı! Obi Mikel ve Sosa estetiğine Hosseini sağlamlığı ile ek yapıp orta alanda sert A.Gücü orta alanını etkisizleştirme planı son derece başarılı bir öngörüydü Ünal Karaman için. Orgill marifetiyle defans arkasına yapacağı koşularla rakibine üstünlük kurmak isteyen ev sahibi takım Ankaragücü amaçladığı tehlikeli atakları yapsa da, golü üretemedi. Önde yakalandıkları bir pozisyonda Sörloth'un adeta başlatıp bitirdiği atakla Trabzonspor öne geçti. İki sarı kartı üst üste görüp takımını eksik bırakan Faty, karşılaşmanında sonucunu ilan eder gibiydi. Sonrasında oyun tamamen Trabzonspor'un istediği gibi ilerledi, goller geldi. Yusuf attı, Nwakaeme attı, çok kaçtı derken maç 3-0 bitti. Bence bir süre sonra zaten akıllar önümüzdeki haftaya gitti, tedbirler alındı, değişiklikler oldu. Cafer Tosun, kısa oynadı ama 'burdayım' dedi. Trabzonspor her türlü kazandı. Lider oldu bir kez daha. Psikolojik üstünlüktür o liderlik, küçümsenmesin. ZEKİ UZUNDURUKAN - YANARDAĞ ORDUSU Bir taraftan sakatlık kabusu yaşayan, diğer taraftan zirve yarışı yapan Trabzonspor için Ankaragücü maçı tahmin edilenden de daha kolay bir karşılaşma oldu. Sörloth'un erken gelen golü ve ilk yarıda Ankaragücü'nün 10 kişi kalması iplerin tamamen Trabzonspor'a geçmesini sağladı. Bordo-mavililer ilk yarının uzatma anlarında öyle bir gol kaçırdı ki, inanın bu golü kaçırmak, atmaktan daha zordu. Zor olanı başardı adeta Fırtına... O pozisyon gol olsa daha ilk yarıda 3 puanı cebine koyardı Trabzonspor... İkinci yarıya coşkulu başlayan Trabzonspor, Yusuf Sarı ile nefis bir gol buldu. Golü hazırlayan Nwakaeme idi. Uzun metrajlı pası jeneriklikti. Asistin kralını yaptı Nwakaeme. Yusuf da ilk yarıda rakip kaleye çok denemişti. Abdülkadir'in yokluğunda Yusuf Sarı'nın bu performansı Trabzonspor adına sevindirici bir gelişme... Büyük fedakarlık yaparak dünkü maçta oynayan kaptan Sosa yine harika işler yaptı sahada. Sörloth için de ayrı bir parantez açmak lazım. Atom karınca gibiydi başkentte. Gol attı, asist yaptı, çalıma dizdi, takımını atağa kaldırdı... Futbol adına bütün güzellikleri sergiledi Sörloth... Dünkü maçta Obi Mikel de tam bir görev adamı gibi oynadı; sağlam kademeleri, akıl dolu pasları ve geriden oyun kurması ile alkış aldı. Kenar bekleri Pereira ve Kamil Ahmet de çok iyi savaşıp, kusursuza yakın oynadı. Cezalı Uğurcan'ın yerine oynayan Erce Kardeşler de kalede güven verdi. Trabzonspor bu yürekli futbolu her maç sürdürürse 'o sene bu sene olabilir...' Çünkü bu takımda Sosa, Sörloth, Obi Mikel, Nwakaeme gibi diğer şampiyonluk adaylarında olmayan yaratıcı ve formda yıldızlar var... Ayrıca Ekuban ve Sturridge de tam kapasite ile sahalara döndüğünde Trabzonspor, yanardağ ordusu gibi takım olur.