Adil futbol nerede!

Geçen hafta Sosa'ya yapılan sert hareketi es geçen hakemler, bu hafta ise Abdulkakir Parmak'ın pozisyonuna direkt kırmızı çıkardı. Çifte standart mı var? Zeki Uzundurukan: Hakemler, Trabzonspor maçlarında dökülüyor. Facia hatalar yapıyor. Göztepe maçında resmen doğrandı Trabzonspor… Sosa'nın ve Trabzonspor'un mağduriyetini kim giderecek Allah aşkına! Hakemlerin yaptığı yanlarına kâr kalıyor. Hani ödül ve ceza sistemi nerede MHK? Maçı katleden hakemler, VAR'ın başına gönderiliyor. Orada da can yaksınlar diye herhalde!? Yuh derim ben buna! Sosa'ya Jerome'nin attığı kasti tekmenin cezası kırmızı ötesi kırmızı kart olmalıydı. Hakem de VAR da bu katliam gibi hareketi görmezden geldi. 'Görmezden geldi' diyorum ve maçı izleyen herkes gibi benim de aklıma şu sorular geliyor: 'Bu pozisyona kırmızı kart vermeyen hakem ya o takıma veya Sosa'ya düşmandır, ya aklından zoru vardır, ya kördür, ya o anda aklı sahada yoktur, ya da bir yerlerden talimat almıştır.' Hangisi ise çıkıp açıklamalı MHK… Çünkü bütün Trabzonsporlular, Jerome'ye neden kırmızı kart gösterilmediğini bilmek istiyor. Ülke futbolu bilmek istiyor… Çıkın açıklayın! Buna hakem hatası demek, hafifletici sebep olmaktan öteye gitmez. Kargalar bile güler buna! Çünkü bu pozisyona kırmızı kart çıkarmak için hakem olmaya bile gerek yok. Pozisyonu 5 yaşındaki bir çocuğa izletseniz kırmızı kartı yapıştırır suratınıza… Abdulkadir Parmak'ın pozisyonuna gelirsek, oyuncu topa gidiyor, topa vuruyor ve top yön değiştiriyor. Sonrasında ayağını çekemiyor ve rakibin ayağına vuruyor. Oyuncu iyi niyetli ama hakem değil! Kırmızıyı anında yapıştırıyor. Tamam güzel de geçen hafta neredeydiniz ey hakemler! Ey MHK? O hakemler de sizin hakemleriniz; Alanya maçındakiler de… Nerede adalet, nerede standart, nerede temiz futbol! Eşitle eşitleyebilirsen… Yolu temiz futboldan geçenler bizdendir… Benim savaşım temiz futbol için. Tertemiz bir maç yöneten hakemin önünde ceketimi ilikleyip, selam durmaya hazırım ben… İnşallah da hep ceketim ilikli gezerim… Reha Kapsal: Göztepe maçında Sosa'ya Jerome'nin yaptığı net kırmızı kart. Verilmedi ama bu hafta Abdulkadir Parmak atıldı. Parmak'ın kırmızısı bana göre doğru. Ama geçen hafta Jerome atılmadığı için biz bunları tartışıyoruz. Herkesin rahatsız olduğu konu hakemlerin tutarsız kararları. VAR, doğru zamanda doğru pozisyona müdahale ederek adalet sağlamalı. Hakemler geçen sezon VAR'a çok gitti, bununla ilgili sıkıntılar yaşadılar. Bu sene VAR'a daha az gidip inisiyatifi hakeme bırakmak istiyorlar. Ancak gidilecek pozisyonlarda da gitmiyorlar. Bu adil davranışı göstermeleri gerek. Hakemler adaleti sağlayamadığı için saha içini konuşamaz hale geliyoruz. Serkan Korkmaz: Sosa'ya yapılan harekete kırmızı kart gösterilmedi ve Arjantinli futbolcu sakatlandığı için bu hafta oynayamadı. Abdulkadir'in o faule göre daha masum faulünde ise kırmızı çıktı. Hakemlerimizin standart kelimesinin anlamından bile haberleri olmayabilir. Beşiktaş, 3 net hatalı kararı verdiğini öne sürdüğü Denizli maçının hakemi Özgür Yankaya'ya tepki gösterdi. Tüm takımlar hakemlerden dertli. Zeki Uzundurukan: Özgür Yankaya, Beşiktaş maçında skandal bir yönetim gösterdi. Beşiktaş lehine verilmesi gereken 2 penaltı ve 2 kırmızı kart vardı. Buna rağmen kazandı Beşiktaş. Kazandı da MHK'yi de kurtardı. Çünkü Beşiktaş, Denizlispor maçında puan kaybetseydi isyan çıkardı… Beşiktaş da haksızlığa isyan etmekte sonuna kadar haklı olurdu. Kazandı diye de bu işin peşini bırakmamalı… Bütün takımlar hakemlerden dertli olur tabii… Çünkü MHK, masaya yumruğunu vurmuyor, otorite boşluğu var… Var ki hakemler bu kadar başına buyruk hareket edebiliyorlar. MHK, hakemleri toplayıp, sert çıkmalı. Ve en önemlisi VAR, gri pozisyonlar da dahil hakemi çağırmalı. Matematik problemi gibi çözmeliler tüm tartışmalı pozisyonları… Yoksa bu sezon zor biter. Teknoloji kullanılmalı. Çünkü hakemlerin performansı çok kötü. O zaman VAR tek ilaç, tek çözüm… Erman Toroğlu: Beşiktaş-Denizli maçının hakemi Özgür Yankaya iyi insan olabilir ama çok kötü bir hakem. Yusuf Namaoğlu bunun mentörlüğünü yaptı ama bir türlü hakem yapamadı. Hâlâ bu adama maç veriyorlar. Ben bu hakeme amatör kümede maç vermem. Artık hakemler fazlaca etkili değiller. VAR denen bir olay çıktı. Peki VAR'da kim var? Hakan Ceylan. Peki bu Hakan Ceylan kim? Eski hakem İzmirli Hasan Ceylan'ın oğlu. Peki bu hakem bu mertebeye nasıl geldi? Onu babasına sorun. Peki bu Hakan Ceylan'a çıktığı günden bugüne hangi maçlar verildi? Bir bakın. Peki bu Hakan Ceylan buraya geldikten sonra bu maçlar verilmiyorsa orada nasıl duruyor? Onu da sorun. Peki o zaman ben de şunu soruyorum. Şu anda MHK Başkanı Zekeriya Alp. Severim, düzgün adamdır. Maçlara bunları kim dağıtıyor? Oğuz Sarvan ile Uysal Çimen. Bunlar hangi bölgenin babaları? İzmir. Oğuz Sarvan'ın babası kimdi? Muzaffer Sarvan. Ben neden hakem oldum? Bir F.Bahçe-A.Gücü maçı sonrası hem de 2-1 galip gelmişken, 'Bir gün hakem olacağım ve bu sistemi değiştireceğim' demiştim. Yani Hakan Ceylan'ın da Oğuz Sarvan'ın da babasını biliyorum. Size bir şey söyleyeyim mi; ben bu işin babasını bilirim. Zekeriya Alp gözlerinden öperim. Serkan Korkmaz: Beşiktaş sadece rakibini değil maçın VAR ve AVAR dahil tüm hakemlerini de yendi. F.Bahçe, Kasımpaşa maçında zorlansa da kazandı. Ancak Yanal, 'Bu futbolu kabul edemem' diyerek takımı eleştirdi. Zeki Uzundurukan: Ersun Yanal'ın kazandığı bir maçtan sonra öz eleştiri yapması güzel. Çünkü bizdeki teknik adamlar, kaybettikleri maçlardan sonra o da nadirdir ya, öz eleştiri yaparlar. Kazanınca, kötü de oynasalar, ortaya konan futbola toz kondurmak istemezler… Fenerbahçe, Kasımpaşa maçını kötü oynayarak kazandı. Ama 3 puan çok önemli. Sonuçta şampiyonluk yarışının içinde olan bir Fenerbahçe var. Ersun hoca da geçen sezona göre daha fomda. Aklını sahaya veriyor artık… Çünkü yönetim, kimi istediyse (Kolarov hariç) transfer etti. Başarılı olmak zorunda. Bunun bilinci içinde. Ancak bir yerde hata yapıyor. Her maçtan sonra 'Biz şampiyon olacağız' diyor. Zannediyor ki böyle söyleyerek rakipler üzerinde baskı yaratırım… Aksine takımı strese sokuyor. Bundan vazgeçmeli. Reha Kapsal: Ersun Yanal 'bu futbolu kabul edememem dese de' kendi tercihleri bu oyunu ortaya çıkardı. Eğer 3 tane 6 numaralı oyuncu ile orta sahada oynarsanız hücum zenginliğiniz fazla olmaz. Orta saha futbolun beynidir. Orta saha isteneni yapamayınca kenar oyuncuları da çıkamadı. Fazla ikili oyun da oynanmadı. Bunların nedeni orta sahadaki oyuncu tercihleridir. F.Bahçe iki ağır stoperle Zanka- Serdar ile oynuyor. Bu iki stoperin orta sahaya çıkarak alan daraltması doğru ama önde çözüm bulunmalı. Önde ve orta sahada Yanal çözüm bulmalı. Serkan Korkmaz: F.Bahçe rakibi bir kişi eksikken bile maça ağırlığını koyamadı. Yanal'ın eski yardımcısı Kemal Özdeş, deneyimli hocayı en iyi tanıyanlardan. F.Bahçe çok kritik bir haftada kötü oynarken kazanarak iyi iş yaptı. Yanal'ın açıklamalarını dürüst ve samimi buldum. Kayseri'deki açıklamaları öyle değildi. Beşiktaş 3'te 3 yaptı. Yeni yönetim ve Avcı'nın kimyası tuttu. Zeki Uzundurukan: Evet, çünkü Ahmet Nur Çebi yönetimi, takıma sevgi getirdi. Sevgi ile kucakladı takımı. Futbolcular değerli olduklarını hissetmeye başladılar. Futbolcuların ödemeleri de yapılınca, kenetlenme ve sahiplenme duygusu ön plana çıktı. Bu birliktelik, Kartal'ı uçurmaya başladı. Üst üste gelen galibiyetlerle takımdaki yeni transferlerin de öz güvenleri arttı. Beşiktaş yavaş yavaş iyi bir takım oluyor. Yeni yönetimin Abdullah Avcı'ya sahip çıkması da bu başarıda önemli rol oynadı. Beşiktaş'ta işler yolunda gidiyor… Serkan Korkmaz: Yeni yönetim tüm camiaya iyi geldi. Fakat Beşiktaş üç puandan fazlasını sadece derli toplu oynayan rakibini değil hakemi de yenerek aldı. Artık zirve ile aralarında üç puan var. İstanbullu iki ezeli rakiplerine göre artan ivmeyle yol alıyorlar. Devre arasını zirvede tamamlarlarsa şaşırmam. Reha Kapsal: Yeni yönetimin gelmesi ile belirsizlik ortadan kalktı ve iyi sonuçlar gelmeye başladı. Artık herkes kendi işine odaklanmaya başladı. Her birimde bir düzen oluşmaya başladı. Daha önceki belirsizliğin sıkıntısı saha içine de yansıyordu. Birliktelik sağlandı ve bu da ilerisi için çok önemli. Avcı ısrar ettiği oyun planından son haftalarda vazgeçti ve doğru yolu buldu. Bunun sonucunda takım da düzensizlikten düzene geçti. Eldeki oyuncu özelliklerine göre daha tutarlı oyun oynamaya başladı. Bunun olumlu sonuçları gözüküyor. Trabzon, 65 dakika 10 kişi oynadığı maçta ligin flaş ekibi Alanya'yı yendi. Futbolcular sahada savaştı. Zeki Uzundurukan: Trabzonspor yokluktan 3 puan çıkardı. Trabzonspor, Alanyaspor maçında iyi futbol oynamadı, oynayamazdı da. Çünkü çok fazla eksikleri vardı. Bir de üstüne hakemin sarı kartlık pozisyonda Abdulkadir Parmak'a kırmızı kart çıkarması, takımın enerjisini düşürdü. Ama taraftar, Trabzonspor'u ateşleyerek, adeta 10 kişilik bir yanardağ ordusuna çevirdi. Emek, alınteri ve takım bütünlüğü ön plana çıktı. Bu sezon da hakemler, en çok Trabzonspor'un canını yakıyor. Göztepe maçını hakem yüzünden kaybetti Trabzonspor. Hakem kurbanı olmasaydı şimdi lig lideri olarak konuşuyor olurduk Trabzonspor'u… Erman Toroğlu: Trabzonspor, farklı bir boyutta. Aslında İstanbul, Avrupa'ya daha yakın ama inanın Trabzon kültür olarak Avrupa'ya İstanbul'dan da yakın bir kültürdür. Tarihe bakarsanız görürsünüz. Onun için de Trabzon geldi yıllarca bu işlere kafa tuttu. İstanbul farklı bir olay. Her türlü ayak oyunu vardır. Trabzon'un bir eksik kalarak bu mücadeleyi vermesi çok net şekilde Trabzon'un ruhudur. Onları ne kadar parçalarsanız o kadar yapıştırırsınız. Reha Kapsal: Eksik kaldıktan sonra tribünler takımı çok iyi itti. Futbolcular da limitlerini zorladı. Herkes birbirinin açığını kapadı. Sabırlı ve dengeli oynadılar ve bir eşik maçını geçip 3 puan almaları her açıdan çok önemliydi. Bazen coşku tekniğin önüne geçer. O coşkunun sonucunda da Trabzonspor kazandı. Trabzon'un en büyük özelliği 'Ben' değil 'Biz' merkezli hareket etmesi. Trabzonspor'da oynayan futbolcunun da oynamayanın da yüzü gülüyor. Bu fotoğraf çok şey anlatıyor. Serkan Korkmaz: Trabzonspor en iyi oyuncularından üçünü (Yusuf, A.Ömür ve Ekuban) kaybetti. Pek çok eksik oyuncusu varken bir de Sosa sakatlandı. Karşısında Alanyaspor'u buldu ve 25'te 10 kişi kaldı. Lafı hiç uzatmayayım; maç bitimi Akyazı'dan eve dönerken gülümseyen bordo-mavili küçük çocuklar şampiyonluk hayali kurmakta son derece haklılar. Neden olmasın?